İzmir Tabip Odası Başkanı Çamlı, bakanlığın verilerinin doğruyu yansıtmadığını, sahada yaptıkları çalışmalar sonucu bu sayının 3-4 katı olduğunu söyledi.
Ülke genelinde günlük vaka sayıları 30 binlere dayanırken, Sağlık Bakanlığının açıkladığı haftalık 100 binde görülen vaka sayısına göre 70 il çok yüksek risk gurubunda. Bu verilere göre İzmir’de haftalık 100 binde vaka sayısı 48 ve İzmir orta risk grubunda yer alıyor.
İzmir’de salgının seyrini, vaka sayılarını ve hastanelerin durumunu İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı, Evrensel’den Dilek Omaklılar’a anlattı. Sağlık Bakanlığının verilerinin doğruyu yansıtmadığını dile getiren Çamlı, sahadan aldıkları verilerin vakaların 3-4 kat fazla olduğunu gösterdiğini söyledi.
‘Soru işareti yaratıyor’
Sağlık Bakanlığı tarafından son açıklanan 100 bin nüfustaki vaka sayısının İzmir’de 48 olduğuna dikkati çeken Çamlı “ Bu 100 binde 48 vaka sayısı da günlük ortalama 300 vakaya denk geliyor. Fakat tabloda iki şey dikkatimizi çekiyor. Birincisi İzmir’de yaklaşık 2 ayı aşkın süredir hep bu sayılar yüzde 40’lı seviyelerde. İkinci nokta ise Türkiye ortalaması yüz binde 250’nin üzerinde ama İzmir, Aydın, Muğla ve Antalya yüz binde 40- 50’ler seviyesinde. Oysa Manisa’da yüz binde 200’ler ya da Uşak, Çanakkale gibi hemen dibindeki illerde 3 rakamlı büyük sayılar varken, bizim sayımız neden bu kadar düşük? Dolayısıyla bu veriler kafada soru işaretleri yaratıyor” dedi.
‘Valinin verileri de bakanlıktan fazla’
Sahadan elde ettikleri verilerin de bakanlığın açıkladığı rakamlarla örtüşmediğini söyleyen Çamlı, “Kentte testi pozitif çıkanların sayısı bu rakamın 3-4 katı. Kaldı ki geçtiğimiz günlerde Vali, ‘1200-1500 vaka var diğer illere göre az ama Ege’ye yakışmıyor’ diye açıklama yapmıştı. Vali bunu derken, Sağlık Bakanlığı günlük 300 vaka olarak bildirmişti. Bu açıklamalar sayılara olan güvenimizi azalttı. Bizim sahadan aldığımız veriler de bu açıklananların 3-4 katı” diyerek bilgilendirme konusunda şeffaf olunması gerektiğinin altını çizdi.
“Yoğun bakımlar ya dolu ya da doluya yakın”
İzmir’deki hastanelerin şimdilik kilit durumda olmadığını ancak kovid için ayrılan servislerin ve yoğun bakımların dolu ya da doluya yakın olduğu bilgisini veren Çamlı, “Diğer yoğun bakımlarda da kovid dışı hastalar var. Dolayısıyla şu an boş yatak da söz konusu değil. Ama nisan ayında yaşadığımız düzeyde bir kilitlenme yok. Ayrılan servis ve yoğun bakımlar dolu ya da doluya yakın” dedi.
‘Sağlıkta sayı değil nitelik önemli”
Sağlık emekçilerinin iş yükünün arttığını, hastaların polikliniklerden randevu alma sorunları yaşadığını aktaran Çamlı “Polikliniklere olan talebin çok iyi analiz edilmesi lazım. Burada temel sorun basamaklı sağlık hizmetinin uygulanmıyor olması. Çok basit sorunlar için kişiler üniversite hastanelerine, eğitim araştırma hastanelerinin polikliniğine giderek orada yığılmaya sebep olabiliyor. Oysa mahallesindeki aile hekimiyle de bunu çözebilir. Bu yapılmayınca belli merkezlerde ciddi bir yüklenme oluyor. Tekrar basamaklı sağlık sistemine ya da sevk zinciri sistemine dönülmesi gerekiyor” diye konuştu. Öte yandan sağlıkta dönüşüm programı sonrası kışkırtılmış bir sağlık talebi yaratıldığına vurgu yapan Çamlı “Bunun sonrasında da hastanelerde bir yığılma oldu. Sağlıkta kaliteyi değil de sayıyı, performansı önemseyen bu sitem adeta buna yeşil ışık yaktı. Hekimlere daha çok hasta bakmaları daha çok poliklinik yapmaları konusunda adeta teşvikte bulunuldu. Sayılar üzerinden ‘Sağlıkta çağ atladık’ denildi. Oysa bu bir başarı değil. Sağlıkta önemli olan verdiğiniz hizmetin kalitesidir” dedi.
‘Aşıya dair detaylı bilgilendirme yapılmalı”
Genel olarak aşısı tam olanların hastalığa yakalanma riskinin çok az olduğunu, hastalığa yakalansa da hastalığı ağır geçirmesinin aşısızlara göre 11 kat az olduğunu dile getiren Çamlı, “İki doz Sinovac artı bir doz BioNTech ya da iki doz BioNTech olanlarda ağır hasta ve yoğun bakımlarda yatan hasta oranları çok çok düşük. Sağlık Bakanlığı verileri ve bizim aldığımız küçük ölçekli veriler de bunu doğruluyor” diye konuştu. Sağlık Bakanının aşı verilerine ilişkin daha detaylı bilgilendirme yapması gerektiğini belirten Çamlı “Böylece özellikle aşı tereddüdü yaşayan insanlara bir kanıt daha sunulmuş olur. Bundan daha iyi bir ikna olabilir mi” dedi.