İzmir Gemi Söküm Koordinasyonu, Aliağa’da içinde asbest bulunduğu bildirilen Raymand Croze gemisinin sökülmek istenmesine karşı Mimarlar Odası İzmir Şubesi’nde basın toplantısı düzenledi. Açıklamaya kentte bulunan siyasi parti ve kurum temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda yurttaş katıldı.
Toplantıda konuşan TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Aykut Akdemir, Aliağa’nın yıllardır sanayi ve gemi söküm tesislerinin yarattığı kirlilik ve yaşam sorunları ile mücadele ettiğini söyledi. Söküm için Aliağa’ya doğru yola çıktığı belirtilen Fransız kablo döşeme gemisi Raymond Croze ile ilgili iddialarla karşı karşıya olduklarını söyleyen Akdemir, “1980’li yılların başında Fransa’da inşa edilen gemilerin hepsinin asbest içeren boyayla (Bitulatex) kaplandığını biliyoruz. Dolayısı ile geminin bütünü ile tehlikeli atık olması ile birlikte, geminin her yerinde asbest kullanıldığı gemiye ait Tehlikeli Madde Envanter Raporunda (IHM) da doğrulanıyor. Gemide 5.000 m²’den fazla alanda asbestli boya olma ihtimali olmasına karşın, İHM de boya numunesi alınmamış olması soru işaretlerini büyütüyor. Biz bu süreci, bu gemiyi, bu iddiaları ilk kez yaşamıyoruz. Daha önce de Otopan, Kuıto, Ethan, Sao Paulo ve nicelerinde olduğu gibi yine bir atık gemi ve ülkemizin atık çöplüğü olduğu gerçeği ile mücadele ediyoruz” dedi.
“Aliağa’da gemi sökümüne son”
Aliağa Bölgesinin çevresel yük ve kirlilik taşıma kapasitesinin aşılmış olduğunun bilimsel ve kurumsal raporlarla defalarca ortaya konulduğunu vurgulayan Akdemir, hassas bir bölge olan Aliağa’da şeffaf, çalışan sağlığı, çevre ve halk sağlığı ile doğayı koruyan bir perspektifle süreç yürütülmesi gerektiğini belirtti. Aliağa’da çevresel mevzuata aykırı işlem yapan, çevre ve halk sağlığı sorunu yaratan işletmelerde gemi sökümüne son verilmesi gerektiğini yineledi.
Barka: Tehlikeli atıklar var
Açıklamada söz alan ekolojist Ertuğrul Barka ise gemiyi sökecek olan şirketin asbest oranları ile ilgili yaptığı açıklamaya değinerek, “Geçmişte içinde 74 ton asbest bulunan bir gemi için 1 ton asbest bulunduğuna dair sahte rapor hazırlandı. Fakat burada sadece asbest değil tehlikeli kimyasal atıklar üzerinde durmak lazım. Bu tehlikeli atıklar arındırılmıyor ve geri dönüştürülmüyor. Bu başlı başına Türkiye’nin ekolojik yıkıma uğratıldığının göstergesidir” ifadelerini kullandı.