İstismarda bulunanlara af, siyasilere idam!

Çocuğa yönelik cinsel istismar vakaları ve kaçırmalarının son dönmelerde artmasıyla birlikte idam tartışmaları yeniden gündeme getirildi. Oysa cinsel istismar meselesi yıllardır Türkiye’nin gündeminde ve her geçen gün siyasi gidişatla birlikte bu suçlarda artış yaşanıyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre; Türkiye’de 2006 yılında cinsel istismar suçlamasıyla açılan dava sayısı 3 bin 649 olmasına rağmen bu sayı 2015 yılında, yüzde 400’lük bir artışla 13 bin 619’a yükseldi. Yine aynı verilere göre 2006 yılında çocuklara yönelik cinsel istismar vakalarıyla açılan dava sayısı 2 bin 414 olmasına karşılık, 2015 yılındaysa aynı nedenle açılan dava sayısı yaklaşık yüzde 700’lük bir artışla 16 bin 957’ye yükseldi.

Fakat her kritik idamı gündeme getiren hükümet, son günlerdeki çocuk istismarlarını da bunun gerekçesi haline getirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hem seçim sürecinde hem de öncesinde yaptığı birçok açıklamada, “İdam meselesi Meclis’ten geçer önüme gelirse onaylarım” değerlendirmesinde bulunmuş ve siyasi tutukluları bununla tehdit etmişti.

Uzmanlar ve ilgili çevreler de, idamın istismar vakalarıyla birlikte tartışılmasının konuyla ilgili olmadığı görüşünde. Uzun yıllardır çocuk hakları alanında çalışma yürüten ve ceza mevzuatına hakim olan avukat Hasan Erdoğan, zaten istismar vakalarına yönelik Türk Ceza Kanunu’ndaki (TCK) en ağır cezaların yürürlükte olduğunu söyledi. TCK 103’üncü maddesine göre, “İstismar olayının ölümle sonuçlanması halinde cezasının ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası” olduğuna işaret eden Erdoğan, “Bu ceza zaten ceza yasamızdaki en ağır ceza. Dolayısıyla burada bir cezai caydırıcılık eksikliği yok” dedi.

Erdoğan, yaşanan olayların arkasında sosyo-külterel ve siyasi nedenler bulunduğuna işaret ederek, şunları söyledi: “Toplumu şekillendiren kanaat önderleri var. Mesela Diyanet İşleri Başkanlığı, müftülükler… Yasalara aykırı olmasına rağmen 9 çocukla evlenebileceğine yönelik Diyanet açıklama yapıyor. Müftüler, bir ebeveynin kendi çocuğuna şehvet duyabileceğine ilişkin fetva yayınlıyor. Bu, bir algı oluşturuyor. Cinsel istismar da, bunu bir hak olarak görülmesi sonucu yaşanıyor. Bu yaşananlar eril, mülkiyetçi zihniyetle ilgilidir. Sanığın psikolojik hezeyanlarıyla değil, toplumsal sebeplerinin araştırılması gerekir diyoruz.”

Yaşanan bu tür olaylarda hükümetin ve kamu otoritesinin ciddi sorumlulukları bulunduğunu belirten Erdoğan, idam gibi tartışmalarla bunun üzerinin örtüldüğünü söyledi. Çocuğa yönelik yaşamın her alanında şiddet ve istismarın geliştiğine vurgu yapan Erdoğan, “Çocuğun bir bütün olarak yaşam hakkı elinden alınıyor. Başta, Çocuk Hakları Sözleşmesi olmak üzere pek çok sözleşmede devletin yükümlülükleri var. Çocuğun gelişimi, yaşam bütünlüğünü sağlamak gibi. Bunların hiçbir karşılanmıyor” diyerek devletin sorumluluğuna dikkat çekti.

İdam tartışmalarının neden gündeme getirildiğine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Erdoğan şunları ifade etti:

“İktidarın böyle bir beklentisi var. Siyasi nedenlerle bunu talep ediyor. Kendi muhafazakar milliyetçi seçmenine ‘biz idamı getirmek istiyoruz’ mesajı vermek istiyorlar. ‘idam isteriz’ diye gösteriler yapılıyor; ama hiç kimse bu idamlar geçmişte kimlere karşı uygulandı diye bakmıyor. Benim hukukçu olarak bildiğim bugüne kadar cinsel istismar veya tecavüzden idam edilen bir sanık yok. Genelde siyasi suçlarda idam cezası uygulandı bu ülkede. İdam cezası ve hadımın bir insanlık suçu ve insan haklarına aykırı olduğu pek çok uluslararası metinde var. Türkiye bunların hepsini çöpe atmalı ki yeniden bunu getirsin. Bu yapay bir gündem ve suni bir tartışma.”

Öte yandan, Erdoğan’ın “idam hiçbir zaman cinsel istismarcılara uygulanmadı” sözlerini doğrulayan sayısız örnek var Türkiye’de. Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Şeyh Sait, Seyit Rıza gibi toplumun siyasi öncüleri idam edilirken, cinsel istismardan dolayı ceza almış hemen hemen bütün tutuklular, ceza indirimlerinden ve aflardan yararlandı. Üstelik, 15 Temmuz sonrasında cezaevlerinde siyasi tutuklulara yer açmak için çıkarılan hemen hemen bütün örtük aflardan da cinsel istismardan tutuklananlar yararlandı ve salıverildi. Şimdi bir yandan idam tartışılırken diğer yandan iktidarın diğer ortağı MHP Lideri Devlet Bahçeli, “kader mahkumlarına” af talep ediyor.

Erdoğan, Bahçeli’nin af istediği kader mahkumlarının arasında, “cinsel istismarda bulunan şahısların” bulunduğuna işaret etti.

MA / Kenan Kırkaya