İstanbul Emek Barış Demokrasi Güçleri insanca yaşam talebiyle Kartal Meydanında miting düzenledi. Başak Marmaray durağında toplanan kitle, “İnsanca yaşam istiyoruz. Bu düzeni değiştireceğiz” ana pankartı, “Genel grev genel direniş”, “İnsanca yaşamak istiyoruz”, “Katil ABD Orta Doğu’dan defol”, “Bijî berxwedana Rojava”, “Yaşasın devrim ve sosyalizm”, “Savaşa değil emekçiye bütçe”, “Yaşasın Rojava devrimimiz”, “Jin, jiyan, azadî” sloganlarıyla miting alanına yürüdü.
Mitinge DİSK, KESK, TMMOB, İstanbul Tabip Odası, DEM Parti, HDK, ESP, Partizan, Mücadele Birliği, SYKP, TÖP, SODAP, Kaldıraç Hareketi, SMF, Devrimci Parti, DBP, EMEP’in de aralarında olduğu çok sayıda parti, sendika, meslek örgütü katıldı.
Türkçe ve Kürtçe iki dilli sunum yapılan kürsüden sık sık, “Bijî berxwedana karkeran”, “İnsanca yaşamak istiyoruz”, “Jin, jiyan, azadî”, “Savaşa değil eğitime bütçe”, “Kayyumlar gidecek biz kalacağız”, “Çalışırken ölmek istemiyoruz” sloganları atıldı. Mitingde ortak açıklamayı Nilay Kuş ve Saliha Bahadır okudu.
Kaldıraç Hareketi: Çözüm birleşik emek cephesi
Kaldıraç Hareketi, “Yaşasın işçilerin birliği halkların kardeşliği – İçeride dışarıda savaş politikalarına karşı çözüm birleşik emek cephesi” ve İşçi Birlikleri Sendikası (İŞÇİ-SEN) ise mitinge “Yağma-rant-savaş ekonomisine karşı genel grev, genel direniş” pankartıyla mitinge katılarak açlığa, yoksulluğa, işsizliğe karşı genel grev genel direnişi örgütleme çağrısını haykırdı.
Bekir’in ve Ali Serkan’ın yoldaşları, ortakları
Kaldıraç Hareketi bileşenleri 27 yıl önce 13 Aralık 1997’de Ankara Terörle Mücadele şubesinde işkenceyle katledilen Kaldıraç Dergisi yazarı Bekir Kilerci (Burhanettin Akdoğdu) ve 24 Aralık 1997’de polisin ajanlık teklifini kabul etmediği için Ege Üniversitesi tuvaletinde asılan Ali Serkan Eroğlu’nu unutmadı. Yürüyüş sırasında “Komutan Bekir yaşıyor, Anadolu savaşıyor”, “Ali Serkan Eroğlu ölümsüzdür”, “Kahramanlar ölmez, mutlak mutlak hesap sorulacak” ve “Devrim için ileri, ya sosyalizm ya ölüm” sloganları atıldı.
📰 İstanbul’da “İnsanca Yaşam Mitingi”nde Bekir Kilerci ve Ali Serkan Eroğlu unutulmadı
📌İstanbul Emek, Barış, Demokrasi Güçleri’nin insanca yaşam talebiyle düzenlediği mitingde Kaldıraç Hareketi bileşenleri 27 yıl önce 13 Aralık 1997’de Ankara Terörle Mücadele şubesinde… pic.twitter.com/Mkky4159tF
— Direnişteyiz.org (@direnisteyizorg) December 8, 2024
Yürüyüş sırasında yapılan konuşmalarda Bekir Kilerci’nin Gezi Direnişi’nde bir barikatta, Boğaziçi Direnişi’nde bir polis barikatında, fabrikada örgütlenen bir işçinin elinde tuttuğu bildiride, mahallesinde örgütlenen kadınların yürüttüğü çalışmalarda yaşadığı vurgulandı. Kaldıraç Dergisi okurları Komutan Bekir’in yoldaşları, ortakları bu mücadeleyi 27 yıldır sürdürdüklerini ve sürdüreceklerini ifade etti.
Gündemi emniyet belirliyormuş!
Miting alanına giriş sırasında polisler yukarıdaki dövizlerin gündem dışı olduğunu iddia ederek, alana sokmamaya çalışsa da alana sokulmayı başardı.
Miting alanı girişinde kontrol yapan polisler, kayyımların protesto edildiği EMEP’e ait döviz ve pankartları da alana almadı. Polisler, “Kayyım siyasi bir talep, bugünle ilgili bir gündem değil, almıyoruz” ifadeleriyle dövizlerle girmek isteyenleri engelledi.
Alana Evrensel Gazetesi’dede kayyım haberleri nedeniyle alınmadı. Eyleme katılanlar polisin engellemesine “Keyfi tutum” diyerek tepki gösterdi.
“Ekonomik, demokratik haklar saldırı altında”
Bu coğrafyada yaşayan herkesin ekonomik, demokratik, sosyal ve siyasal haklarının saldırı altında olduğunu belirtilen açıklamada, “Emekçilerin işleri, ücretleri saldırı altında. Emeklilerin açlık sınırı üstünde bir aylık alma hakkı saldırı altında. Kamunun sağladığı ücretsiz eğitim ve sağlık hizmetleri saldırı altında. Seçme seçilme hakkı saldırı altında. Kadınların şiddet görmeden, öldürülmeden yaşama hakkı saldırı altında. Halkların eşit ve barış içinde yaşama iradeleri saldırı altında. Her bir yurttaşın hak ettiği ekonomik refah, adalet ve demokrasi saldırı altında” denildi.
“OVP halkın cebinde kalan üç kuruşu sermayeye transfer ediyor”
Yoksulluk krizine işaret eden ve AKP-MHP iktidarının Orta Vadeli Programını hatırlatılan açıklamada şunlar söylendi: “Bu program işçi emekçiyi ezmekten, halkın cebinde kalan üç kuruşu da sermayeye transfer etmekten başka bir şeyi amaçlamıyor.”
“Enflasyonun sebebi patronların durdurulamayan kârlarıdır”
Asgari ücret görüşmelerinin başlayacağını hatırlatılan açıklamada, enflasyon düşük gösterilerek işçi ve emekçilere açlık sınırı altında yaşam dayatıldığı kaydedildi. İktidarın emeğiyle geçinenin daha fazla ezilmesi, çalışıp ürettikleri emekçinin değil patronların cebine gimesi için uğraştığını vurgulanan açıklamada, “Hesap ortada. Enflasyonun sebebi ücretler değil, patronların durdurulamayan karlarıdır. Bütçe açığının sebebi emekli aylıkları değil, zenginlerden alınamayan astronomik orandaki vergilerdir” diye belirtildi.
İktidara seslenilen açıklamada, “Ekonomik gidişatla ilgili yalanlarınız nafile. İşçi emekçiler hak ettiklerini alana kadar mücadelemiz sürecek” diye eklendi.
Geçtiğimiz yıl sermayenin 2,1 milyar liralık vergisini almaktan vazgeçenlerin bir emekçinin ücretinin ortalama üçte birine vergilerle el koyduğu bilgisinin verildiği açıklamada, “Siyasi iktidarın Meclis’e getirdiği 2025 bütçe teklifi, amaçlarını ortaya koyuyor. İşçi emekçinin ödediği vergiler arttırılıyor, patronların ödemesi gerekenler affediliyor. Kamu hizmetlerine ayrılan pay her yıl düşerken faiz ödemelerine, savaş hazırlıklarına ayrılan pay rekorlar kırıyor. Eğitimde ve sağlıkta özelleştirmelerle halkın eğitim ve sağlık hakkının gasbı devam ediyor. Sarayın bütçesi, emekçiye daha çok yükün, zenginlere ise daha çok kıyağın bütçesidir. Sarayın bütçesine karşı halkın bütçesi demeye devam edeceğiz. Bir avuç kişinin çıkarlarını her şeyin üstünde tutanlara karşı mücadelemizi büyüteceğiz” ifadelerine yer verildi.
“Kayyumlar gidecek, biz kalacağız”
Kayyum saldırılarına da değinilen açıklamada, kayyumların ilk icraatının halka karşı belediyelerin etrafını beton bloklarla kapamak olduğu söylenerek şunlar eklendi: “Kayyumlar rantın, şaibeli ihalelerin önünü açıyor, emekçileri işten çıkarıyor, kadınlara, gençlere yönelik hizmetleri durduruyor. Kayyumlar dahil olmak üzere hiç kimse halk iradesinin karşısında duramaz. Kayyumlar gidecek, biz kalacağız.”
“Türk devleti çetelerle birlikte yayılmacı politikasını sürdürüyor”
Emperyalistler ve bölge gerici devletlerinin Orta Doğu’daki soykırım saldırıları hatırlatılan açıklamada, işgalci Türk devletinin Suriye ve Rojava’da cihatçı çetelerle birlikte yayılmacı politikasını sürdürdüğü söylendi. İşgalci savaşın emekçileri yoksullaştırdığın savaş baronlarını beslediği söylenen açıklamada, “Savaşları, katliamları durdurmak için, emperyalist kapitalist düzen ve onun işbirlikçilerine yönelik mücadelemizden asla geri adım atmayacağız. Barışta ısrar edeceğiz. Bu topraklarda eşit ve kardeşçe, barış içinde bir geleceği kazanacağız” denildi.
“Hiçbir baskı bizi yolumuzdan döndüremeyecek”
İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri’nin daha iyi yarınlar için mücadeleyi her alanda sürdüreceği söylenen açıklamada, “Hiçbir baskı bizleri yolumuzdan döndüremeyecek. Hep birlikte direneceğiz, hep birlikte kazanacağız” diye vurgulandı.
Talepler
İnsanca bir yaşam için insanca bir ücretin herkesin hakkı olduğunu vurgulanarak şu talepler sıralandı: “Temel ihtiyaçlardan alınan dolaylı vergiler kaldırılmalı, zenginlere servet vergisi ve artan oranlı gelir vergisi uygulanmalıdır. OVP gibi halk düşmanı uygulamalara son. Halk düşmanı programlar yerine halkın çıkarlarını esas alan emekçi ve halkçı program tek çıkar yolumuzdur. Savaşa, sömürüye, yoksulluğa karşı mücadelemizi sürdüreceğiz.”
Direnişteki işçilerden dayanışma çağrıları
Mitingde ardından direnen işçiler söz aldı. İlk sözü alan TKIS Blinds grevinden Batuhan Göldağ, TEKSİF’e üye olmalarının ardından 10 işçinin işten atıldığını hatırlatarak, 45 gündür direndiklerini söyledi. Taleplerinin atılan 10 işçinin geri alınması ve yetki alan sendikalarıyla toplu sözleşme masasına oturulması olduğunu söyleyen Göldağ, dayanışma çağrısında bulundu.
Tarkett İşçileri: “82 gündür direniyoruz. Bütün işçi eylemlerini ve direnişlerini sahiplenmeye çağırıyoruz”
📰 Tarkett İşçileri: “82 gündür direniyoruz. Bütün işçi eylemlerini ve direnişlerini sahiplenmeye çağırıyoruz”
📌İstanbul’da “İnsanca Yaşam Mitingi”nde PETROL-İŞ Sendikasına üye @Tarkett_grev işçileri adına konuşan Selman Sakarya şunları söyledi:
🗣 Sendikaya üye… pic.twitter.com/SbrDPtVYUd
— Direnişteyiz.org (@direnisteyizorg) December 8, 2024
Petrol-İş Sendikasına üye Tarkett işçileri adına ise Selman Sakarya söz aldı. İşçiler “Yaşasın onurlu mücadelemiz” pankartıyla sahneye çıktı. Sendikaya üye olmalarının ardından yetki sürecinin yıllarca sürdüğünü söyleyen Sakarya, patronu toplu sözleşmesi masasına oturttuklarını ancak talepleri kabul edilmediği greve çıktıklarını belirtti. Tuzla Deri Organize Yan Sanayi Bölgesindeki fabrika önünde 82 gündür direndiklerini aktaran Sakarya, grevlerinin kazanımla sonuçlanması için destek çağrısında bulundu.
Polonez İşçileri: “Bizler 8 bin liradan 15 bin liraya çıkan kiramızı ödeyememekten utanırken onlar bizlere gülüyorlar”
📰 Polonez İşçileri: “Bizler 8 bin liradan 15 bin liraya çıkan kiramızı ödeyememekten utanırken onlar bizlere gülüyorlar”
📌İstanbul’da “İnsanca Yaşam Mitingi”nde konuşan direnişçi Polonez işçileri Yasemin Sayım ve Onur Bayar şunları söyledi:
🗣️ Sayım, “Orada 2 gündür işkence… pic.twitter.com/1CwekHtPo2
— Direnişteyiz.org (@direnisteyizorg) December 8, 2024
Ankara’ya yürüyüşleri engellenmek istenen Polonez işçileri de sahnedeydi. Polonez işçileri adına Onur Bayar ve Yasemin Sayım konuştu. Sayım, “Orada 2 gündür işkence var. Hepinizi oraya desteğe bekliyorum. Sesimizi duyun artık, duyuralım sesimizi hep beraber. Birleşe birleşe kazanacağız inşalla” dedi. Bayar, “146 işçi, tam 5 aydır haklarımız için mücadele ediyoruz. Bu sürede gitmediğimiz makam, yemediğimiz cop, yemediğimiz gaz kalmadı. Hepinizi Çatalca Adalet Sarayı’na bekliyoruz. Sizlerin desteğiyle hep birlikte yürümek istiyoruz. Bizler 8 bin liradan 15 bin liraya çıkan kiramızı ödeyememekten utanırken onlar bizlere gülüyorlar. Nerede? Hem de Çatalca Adalet Sarayı’nın altında gülüyorlar. Hepinizi yol arkadaşlığına davet ediyorum” dedi.
Kayyum darbesi yapılan belediye başkanları söz aldı
Kayyum saldırısı yapılan Esenyurt, Ovacık ve Halfeti belediyeleri adına söz alındı.
CHP’li Esenyurt Belediye Meclis üyesi Sadettin Yıldırım’ın ardından Ovacık Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül söz aldı. Bir belediye başkanının görevinin yaşadığı coğrafyanın rantiyeye peşkeş çekilmesine karşı direnmek olduğunu vurgulayan Sarıgül, “Biz Dersim’de doğamızı, kültürümüzü, dilimizi koruduk, korumaya devam edeceğiz” dedi.
Karayılan: Suriye’nin kaderine Suriye halkları karar verecek
Son olarak Halfeti Belediye Eşbaşkanı Mehmet Karayılan söz aldı. “Kürtlere özgürlük Orta Doğu’ya barış” pankartının miting alanına alınmamasına tepki göstererek, “Bu zihniyet Orta Doğu’da barış yapamaz” dedi.
Esad rejimin düşmesi, HTŞ çetelerinin Halep’ten sonra Şam’a girmesi, Rojava’ya ilişkin saldırılara değinen Karayılan, “Suriye’de yeni bir sayfa açılıyor. Dileğimiz adil ve demokratik bir yönetimin kurulmasıdır. Suriye’nin yönetimine karar verecek olan Suriye halklarıdır. Suriye Kürkleri de bu gerçeklikte önemli bir parçadır. Türkiye’nin de Suriye’deki bu yeni siyasal gerçeklik içerisinde atması gereken adım çatışma değil Kürtlerle diyalogtur” diye konuştu.
“Kayyumlar yönetim biçimine dönüştürülmek isteniyor”
4 Kasım 2016’dan bu yana demokrasiye kesintisiz darbenin devam ettiğini hatırlatan Karayılan, Mardin, Batman ve Halfeti belediyelerine 4 Kasım günü kayyum darbesi yapıldığını söyledi.
12 Eylül ve 28 Şubat’ın ruhunun günümüzde AKP-MHP iktidarı tarafından yaşatıldığını kaydeden Karayılan, “2016’dan beri halk iradesine ipotek koyan kayyumları bu iktidar artık bir yönetim şekline getirmek istiyor. Biz cumhuriyetin demokratikleşmesi derken iktidar ise cumhuriyeti bir kayyumlar cumhuriyeti haline getirmek istiyor. Saraydan atanmış ittifak her gün hukuku, hakkı, demokrasiyi ihlal ederek Türkiye’yi yönetmeye çalışıyor. Bu bir yönetim biçimi değildir. Kayyum atamaları demokratik siyasete darbedir gayrimeşrudur” diye konuştu.
Van Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Abdullah Zeydan’ın memnu haklarının gasp edilmesini hatırlatan Karayılan, Van halkının daha önce olduğu gibi bugün de direneceğini vurguladı.
Karayılan’ın konuşmasının ardından miting alanından “Kayyumlar gidecek biz kalacağız” sloganı atıldı. Miting Hevra’nın müzik dinletisinin ardından sona erdi.
Mitinge DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Ali Kenanoğlu, DEM Parti milletvekilleri, İstanbul Tabip Odası Başkanı Osman Küçükosmanoğlu da katıldı.