Eğitim Sen İstanbul Şubelerinin, Fatih Cağaloğlu’nda bulunan İl Milli Eğitim Müdürlüğü önündeki eylemine Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası destek verdi. Eylemde “Haklarımızı ve taleplerimizi içermeyen kanun tasarısını öğretmenler reddediyor” yazılı pankart açılarak açıklamalar yapıldı
Eğitim Sen İstanbul Şubelerinin, Fatih Cağaloğlu’nda bulunan İl Milli Eğitim Müdürlüğü önündeki eylemine Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası destek verdi. “Haklarımızı ve taleplerimizi içermeyen kanun tasarısını öğretmenler reddediyor” yazılı pankartın açıldığı eylemde “Öğretmenlik yasası geri çekilsin” ve “Eşit işe eşit ücret” sloganları atıldı.
Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası adına Eren Edebali söz alarak konuştu. Edebali şunları söyledi:
“Özel okul, kurs, rehabilitasyon merkezleri, okul öncesi eğitim kurumlarında yine ataması Milli Eğitim Bakanlığınca yapılan yüzbinlerce öğretmeni temsilen konuşuyoruz. Güvencesiz çalışıyoruz. Belli süreli sözleşme ile mevsimlik işçi gibi çalıştırılıyoruz. Asgari ücret altı ücretlerle güvencesizliğe itiliyoruz. Bizler dört aydır meslek kanunu talebiyle sokaklarda sosyal medyada çalışmalarımızı gerçekleştirdik. Bu meslek kanunu içinde ekonomik özlük haklarımızı talep ettik. Taban maaş uygulamasını istedik. Öğretmenin öğretmen olarak değer görmesini, eğitimi bilimi emeği savunan bir meslek kanununu talep ettik. Ama gelinen noktada meslek kanununu tıpkı bizde olduğu gibi kamuya da sektöre davet eden kariyer adı altında müjdeleri öğretmenlere mesleği daha iyi bir noktaya getirebilecekmiş gibi sunan ama aslında rekabeti, bencilliği, yabancılaşmayı tüm eğitim alanında yaygınlaştırmaya çalışan bir anlayışa sahiptir. Biz özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmenler yok sayıldığımız meslek kanununda özlük haklarımızla birlikte ekonomik haklarımızla birlikte olmak istiyoruz. Bu meslek kanununu kabul etmiyoruz.”
Eğitim Sen İstanbul Şubeleri adına basın metnini Hüseyin Özev okudu. Açıklamada kanun teklifinin tüm tepkilere rağmen bugün (1 Şubat) Meclis’te görüşüleceği hatırlatılarak şunlar söylendi:
“Eğitim sisteminin en önemli unsurlarından birisi olan öğretmenlik mesleği gibi önemli bir konunun birkaç kanun maddesi üzerinden büyük ölçüde statü farklılaşması ve maaş artışına indirgenmesi doğru bir uygulama değildir. Ülkemizde bulunan bütün meslek kanunları, kamu özel ayrımı yapmaksızın ilgili mesleğe ilişkin düzenlemeler içerirken, Öğretmenlik Meslek Kanunun sadece kamuda çalışan öğretmenlere yönelik sınırlı düzenlemeler içermesi büyük bir eksikliktir.”
Kanun teklifinin içeriğine dair şunlar söylendi:
Öğretmenler arasında halen var olan sözleşmeli, kadrolu, ücretli öğretmen ayrımlarına yenilerini ekleyerek eğitim sisteminin rekabetçi ve eleyici yapısına öğretmenler de dahil edilmektedir. Yıllardır eğitim sisteminin ve öğrencilerimizin mecbur bırakıldığı sınav merkezli eğitim uygulamasına öğretmenlerin de katılmak istemesi, aynı işi yapan öğretmenlerin farklı statü ve maaş uygulaması üzerinden bölünmesi ve ayrıştırılması kabul edilemez bir durumdur.
Tasarıda aday öğretmenlere yönelik adaylık sınavının kaldırılması bir müjde olarak sunulurken, sınavın işlevinin Adaylık Değerlendirme Komisyonu’na devredilmesi, atamalarda yoğun olarak gündeme gelen mülakat-torpil uygulaması ve güvenlik soruşturması üzerinden çok sayıda mağduriyetin ortaya çıkmasına neden olacaktır.
Kanun tasarısı hazırlanırken Türkiye’nin onayladığı, ILO-UNESCO ortak belgesi olan Öğretmenliğin Statüsü Tavsiye Kararı yok sayılmıştır. 5 Ekim 1966 yılında kabul edilen ve Türkiye tarafından da onaylanan Tavsiye Kararı öğretmenlerin toplumsal statüsüne yönelik olarak bugüne kadar atılmış en önemli ve kapsamlı adımdır. TBMM gündeminde olan mevcut kanun tasarısı sınırlı içeriği ile Öğretmenlik Meslek Kanunu niteliği taşımamaktadır.”
Açıklamanın sonunda “Eğitim çalışanlarının bilgisi ve önerileri dışında hazırlanan, onların haklarını ve taleplerini içermeyen Öğretmenlik Meslek Kanunu Tasarısı derhal geri çekilmelidir. Bir meslek kanunu hazırlanacaksa “Öğretmenlerin Statüsü Tavsiye Kararı” temel alınmalı, sadece öğretmenlerin değil tüm eğitim emekçilerin hakları ve taleplerini güvence alına alan yeni bir düzenleme yapılmalıdır” denildi.