İstanbul’da 9 Mayıs’ta bir otelde yapılan toplantıda uluslararası finans kuruluşların batık kredilere çare bulmak ve borçlarını tahsil etmek için neler yapılabileceği konuşuldu. Özel sektörün döviz bol ve ucuzken aldığı 220 milyar dolar borcu, döviz kurlarının her sene yüzde 30-40 yükselmesi sebebiyle artık, ödeyemiyor.
Bankaların “takipteki alacak” diye tanımladığı batık kredi tutarı 110 milyar TL’nin eşiğine geldiği ve Senelik artış yüzde 60’larda
Bir de ağır aksak tahsil edilebilen ve “Grup 2” diye tasnif edilen krediler var ki mevcut krizde o krediler arasından batık havuzuna dahil edilen kredi tutarı her geçen hafta artıyor.
Onlarla beraber 200 milyar TL’yi bulan bir batık var. Hâl böyle olunca sermaye ihtiyacı katlanan bankaların genel müdürleri batıkları elden çıkarmak için kapı kapı dolaşıyor. Borsa İstanbul’da hisse fiyatlarının paraşütsüz düşüşü de işin cabası
İSTANBUL GİZLİ TOPLANTI
Artık alacaklıların sabrı da tükendi. 9 Mayıs’ta İstanbul’da batık kredilere çare bulmak için bir toplantı tertip edildi. Alman PricewaterhouseCoopers (PwC) tarafından koordine edilen toplantıya taraflar büyük bir gizlilik içinde katıldı. PWC bu toplantı ile yüksek borcu olan firmalarla yabancı bankaları buluşturdu.
İstanbul’da bir otelde yapılan toplantıya bankaların genel müdürleri, yabancı fonlar, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), Uluslararası Finans Kurumu (IFC), Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası (IBRD) Goldman Sachs, Deutsche Bank, Cerberus ve Bain Capital’in yanı sıra varlık yönetim şirketleri ve portföy idarecileri katıldı.
Akbank, İş Bankası, Garanti Bankası, Finansbank, Alternatifbank ve Kuveyt Türk’ün yanı sıra bazı varlık yönetim ve portföy yönetim şirketleri de toplantıda hazır bulundu.
DÜNYA TÜRKİYE’NİN BATIK KREDİLERİNİ KONUŞUYOR
Mart ve nisan aylarında Goldman Sachs’ın Türkiye’de yapılandırılan büyük kurumsal kredileri almak için bankalarla görüşmeler yürüttüğü ve ABD’li Bain Capital’in de bu kredilerden pay almak için görüşmeler yürüttüğü ifade edilmişti.
Para sahipleri, meblağ üzerine çizgi çekemeyecekleri kadar yüksek. Batı’da bugünlerde “hasta adam” Türkiye ve onun batırdığı krediler konuşuluyor.
Bankaların batık kredi oranı yüzde 4,04’e ulaşırken, yıl sonunda yüzde 6’ya kadar çıkabileceği belirtiliyor.
Artık “şu şirket falan banka tarafından satın alındı”, “Goldman Sachs x enerji santraline y hastane zincirine ortak oldu” nevinden haberleri daha fazla okuyacağız.
Hasta ve müflis adamın malları haraç mezat el değiştirecek.
Maalesef Türkiye “tefecinin eline düşmek” deyiminin biraz daha kurumsallaşmış hâli ile karşı karşıya.
BEDELİ ÇOK AĞIR OLACAK
Türkiye artık bir hasta adam. Hasta adamın ihtiyaç duyduğu ilacı almanın bedeli çok ağır. Hasta sırtındaki gömleğe kadar vermek mecburiyetinde.El kesesinden hovardalık yapanların zerre kadar umurunda değil bu hazin tablo.
Tıpkı Osmanlı’nın bütün gelirlerine el koyan Duyûn-ı Umûmiyye gibi bugün de alacakları için gelen büyük malî kuruluşlar şirketlerin bütün varlıklarına el koyacak.
ŞİRKETLER UCUZA GİDECEK
Yabancıları batık kredileri alırken değerlemeyi düşen fiyatlara göre yapacak. Bir başka ifade ile elde avuçta kalmış şirketlerimiz krizden evvelki fiyatların yarısına hatta yüzde 60 daha ucuzuna el değiştirecek.
Tabiî bunun bir bedeli var. O da şu: Borsa İstanbul dolar üzerinden 2016 fiyatlarının bile üçte biri etmiyor.Bu sektörlerde faaliyet gösteren zor durumdaki şirketlere ihtiyaç duydukları yeni mali kaynağı sağlayıp şirketleri düze çıkarmayı hedefliyorlar. Daha ziyade ortak oldukları şirketleri kriz geçince kârlı bir şekilde elden çıkaracaklar.
Turizmci ve ihracatçılar gibi döviz geliri olan, fakat mali darboğaza girmiş şirketleri daha cazip görüyorlar.
Yabancı yatırımcılar zor durumdaki krediler arasında “en az kılçıklı” olanlarının peşinde.
BANKALAR BDDK’DAN İMTİYAZ TALEP ETTİ
Şeffaf değilseniz şeffaf çalışanlardan yardım istemeyeceksiniz. Ancak toplantıya katılan bir kaynağım EBRD idarecilerinin, “Temel mesele bu varlıklar hakkında sağlanan çok az bilgi var ve ihtiyaç tam olarak nerede belirlenemiyor.” dediğini aktardı.
EBRD’nin geri dönmeyen krediler veya ağır aksak tahsil edilen kredilere farklı yatırım metotları üzerinde çalıştığı belirtiliyor.
Bütçe 4 ayda 52,5 milyar TL açık verdi. Bu şartlarda bankalara vergi imtiyazı sağlanamaz.
Investing.com’da yer alan bir haberde, “Bankalar varlık yönetim şirketlerinin harç ve vergi istisnalarının aynısına sahip olabilmek için Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’na müracaat etti. Çünkü daha çok kredi yapılandıracaklar.” deniliyordu. Ancak Maliye’nin bu teklifi kabul etme ihtimali yok.
Kaynak: Tr7/24com