Türkiye’nin kadına yönelik şiddete ve ayrımcılığa karşı mücadelede etkin bir uluslararası sözleşme olan İstanbul Sözleşmesinden ayrılma kararına karşı kadınlar pek çok ilde sokağa çıktı.
Sözleşmeden çıkılmasını protesto eden binlerce kadın İstanbul Kadıköy’de bir araya geldi, “Haklarımızdan, hayatlarımızdan, İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz! Kadınız, öfkeliyiz, peşinizdeyiz” dedi.
Ankara’da kadınlar polis engeli tanımadı
Cumhurbaşkanının yayınladığı kararname ile İstanbul Sözleşmesi’ni feshetmesine karşı Ankara’da sokağa dökülen kadınlar, polisin tüm engelleme çabalarına rağmen eylem yaptı. Kadınların sesinin polis anonslarını bastırdığı eyleme kadınların öfkesi yansıdı. El ele veren kadınlar, kararı tanımadıklarını belirterek “Tek adamın kararının kadınlar tarafında hükmü yoktur!” dedi.
Burada Ankara Kadın Platformu tarafından yapılan açıklamada, İstanbul Sözleşmesine karşı yürütülen kadın düşmanı, dinci ve muhafazakar kampanyaların sonuç verdiği ifade edildi. Açıklamada, “2011 yılında Mecliste onaylanan sözleşmenin tek adam kararıyla kaldırıldığı ifade edildi. Tüm kadınları ilgilendiren sözleşme, kadınları şiddete mahkum etmeyi kafasına koymuş kadın düşmanlarının sözünü onaylayan tek bir adam tarafından kaldırıldı. İstanbul Sözlemesi’ni tartışıp duruyorlar, İstanbul Sözleşmesi’nden nefret ediyorlar, çünkü kadınların şiddete mahkum olmasını istiyorlar. Kadınlar hayır diyemesin, kadınlar şiddete ses çıkaramasın, kendi hayatları hakkında karar alamasın istiyorlar. Kadınları korumakla yükümlü olan devlet ise erkek devlet olduğunu bir kez daha gösterip kadınların haklarını, can güvenliğini hiçe sayıyor. Aile yapısı bozuluyor, toplum değerleri parçalanıyor diyerek kadın düşmanlığına çağrı yapanlar, kadınların ve çocukların her türlü şiddete maruz kaldığı toplum ve aile düzenini savunuyor. Kadınların özgürleşmesinden korkuyorlar. Kadınlar üstündeki egemenliklerini kaybetmemek için çırpınıyorlar” denildi.
Kadınların şiddetten uzaklaşabilmesi için devlete şiddeti önleme, kadınları koruma, kadınları güçlendirecek destek mekanizmalarını oluşturma ve failleri cezalandırma yükümlülüğü veren bir sözleşmeden çekilmenin, kadın cinayetlerine karşı sorumluluk almayı reddetmek anlamına geldiği ifade edilen açıklamada “Bir sonraki kadın cinayetinde ortalıkta ikiyüzlü açıklamalar yaparak, cezasızlığın kol gezdiği bir ülkede, ağır ceza getireceğiz safsataları ile kamuoyunu yatıştırmaya çalışacaklar. Biz ise biliyoruz ki şiddete maruz kalan, öldürülen her kadının, fail kadar suçlusu, devlettir. İstanbul Sözleşmesi bizlerin yıllardır süren mücadelesi sonucu yazıldı. Çıkma kararını asla tanımıyoruz! Bir grup adamın sözünün, tek adamın kararının kadınlar tarafında hükmü yoktur! İstanbul Sözleşmesi gerektiği gibi uygulanana, erkek şiddeti son bulana kadar mücadelemiz devam edecek!” ifadelerine yer verildi.
İzmir: Eşit ve şiddetsiz bir yaşam istiyoruz
İzmir Kampanya Grubunun İstanbul Sözleşmesinin feshine karşı çağrısıyla kadınlar Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde bir araya geldi. Kadınlar kitlesel olarak katılım gösterirken “İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmiyoruz”, “Devlet elini kadınlardan çek” sloganları attı. Kadınlar adına açıklamayı Pınar Çetinkaya okudu. Çetinkaya, “İstanbul Sözleşmeni uygulamaktan aciz bu iktidar şimdi kadınların elindeki tek dayanak olan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı aldı. Bu kararla kadınların ve LGBT+ yaşam haklarına doğrudan saldırarak biz İstanbul Sözleşmesi için mücadele edenlere savaş açtı” dedi.
“İstanbul Sözleşmesi kimsenin iki dudağının arasında değildir. Milyonlarca kadının hayatı ve hakları tek bir adamın kararına sığamaz, milyonlarca kadının canı tek adamın bekasına kurban edilemez” diyen Çetinkaya, mücadele vurgusu yaptı. Sözleşmeden çekilme kararının Anayasa’ya ve uluslararası insan hakları hukukuna aykırı olduğunu söyleyen Çetinkaya, “Biz kadınlar eşitlik istiyoruz. Evde, işte, sokakta korkmadan yaşamak, çalışmak, yürümek istiyoruz. Şiddete uğramaktan, öldürülmekten korkmadan yaşamak istiyoruz. İstanbul Sözleşmesinden çıkılması tarihi bir hatadır” diye konuştu.
Kararın Türkiye tarihine bir utanç sayfası olarak geçeceğini belirten Çetinkaya, “iktidara diyoruz ki; siz çekin biz İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmiyoruz. Hayatımızdan, kazanılmış haklarımızdan ve İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz” dedi.
İzmir/Aliağa: Haklarımızı elimizden almanıza izin vermeyeceğiz
İstanbul Sözleşmesinin feshine karşı Aliağalı kadınlar da “İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmiyoruz” sloganı ile eylem yaptı. Aliağa Demokrasi Meydanı’nda toplanan kadınlar, “İstanbul Sözleşmesi kimsenin iki dudağının arasında değildir. Milyonlarca kadının hayatı ve hakları tek bir adamın kararına sığamaz, milyonlarca kadının canı tek adamın bekasına kurban edilemez. Bu sözleşmeyi biz kadınlar dişimizle, tırnağımızla, mücadelemiz ile kazandık. Haklarımızı elimizden almanıza, bizleri şiddete ve öldürülmeye mahkum etmenize izin vermeyeceğiz. Sözleşmeden vazgeçmiyoruz” dedi.
Aliağalı Kadınlar adına açıklamayı okuyan Eren Saran “Bu karar iktidarın kadın cinayetlerini meşrulaştıran, cezalandırmayan faili koruyan kararlarından elbette bağımsız değil. Sözleşmenin feshedilmesi kararı hayatlarımıza eşitlik hakkımıza karşı bir kasttır” diye konuştu.
Efes/Selçuk: Sözleşmeden vazgeçilmesini kabul etmiyoruz
Efes Selçuk’lu kadınlar İstanbul Sözleşmesi’nin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile feshedilmesine karşı sokaklardaydı. Efes Selçuk Kadın Platformu’nun çağrısıyla İstasyon Meydanı’ndan başlayan yürüyüşe cok sayıda kadının yani sıra Efes Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel de katıldı.
İstasyon Meydanı’ndan Argenta Caddesi’ne kadar yürüyen kadınlar, caddede “Kadın Güzelleştirir” temalı duvar resimlerinin önünde basın açıklaması yaptı. Efes Selçuk Kadın Platformu adına CHP Meclis Üyesi Güllü Kartal tarafından okunan basın açıklamasında Türkiye’de pandemi, işsizlik, yoksulluk gibi sorunlar yaşanırken İstanbul Sözleşmesi’nin feshinin kadınların kazanımlarını ortadan kaldırılacağının altı çizilerek; “28 günlük kısa Şubat ayında bile 35 kadın öldürüldü. Ne Kadar kolay söyleniyor, tek cümle. Ancak geride kalan çocuklar ve aileler ne durumda. Kadınlar yaşamak istiyor. Kadınlar insanca yaşamak istiyor. İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz. İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” denildi.
Kadın mücadelesinin siyaset üzeri bir mücadele olduğunun altını çizen Efes Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel ise “Bu sözleşmenin uygulanmamasını ve bu sözleşmeden vazgeçilmesini kabul etmiyoruz ve etmeyeceğiz. Biz burada bütün kadınlar yan yana duruyoruz. Bütün kadınların hakları için mücadele ediyoruz” diye konuştu.
Sengel; kadınların İstanbul Sözleşmesi ile kazandığı haklarından asla vazgeçmeyeceğine vurgu yaparak; bu mücadelelerinin süreceğini belirtti.
Kocaeli: İstanbul sözleşmesi bizimdir, vazgeçmiyoruz!
Kocaeli İstanbul Sözleşmesi İnisiyatifi ve Kocaeli Kadın Platformu’nun çağrısıyla bir araya gelen kadınlar, “İstanbul Sözleşmesi bizimdir, vazgeçmiyoruz” dedi. İzmit Belediye İşhanı önünde açıklama yapan kadınlar, “Tesadüf değil erkek şiddeti”, “Kadın cinayetleri politiktir” ve “İstanbul Sözleşmesi uygulansın” sloganları attı. Katledilen kadınların isimlerinin de haykırıldığı açıklamaya çok sayıda kadının yanı sıra İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet de katıldı. Kadınların yürümesini engellemek için ise Yürüyüş Yolu’na polis barikatı çekildi.
2021 yılının ilk 79 gününde 77 kadının öldürüldüğünü belirterek sözlerine başlayan Eğitim Sen Kocaeli Şube Kadın Sekreteri Elif Sinem Arıkan, “Anayasa’nın 104’üncü maddesine göre Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile temel hak ve kişi hakları düzenlenemez. Dolayısıyla; insan haklarını düzenleyen İstanbul Sözleşmesi’nin cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile feshedilmesi hukuka aykırıdır” dedi.
“iktidarın hedefinde olduğunu biliyorduk”
AKP iktidarının kadın-erkek eşitliğine saldırmış, kadınların ayrımcılığa uğramasının önünün açıldığını ifade eden Arıkan, “Kadına yönelik her türlü şiddetin önlenmesi ve şiddete uğrayanın korunması, şiddet uygulayanın uzaklaştırılması ve cezalandırılması sorumluluklarını devlete yükleyen sözleşmenin iktidarın hedefinde olduğunu biliyorduk. Nicedir ‘Halk istiyorsa sözleşmeden çekiliriz’ diyen iktidara karşı halkın yarısı olan biz kadınlar aslında çok net cevaplar verdik. ‘İstanbul Sözleşmesi Yaşatır’ dedik. Çok değil en son 8 Mart’ta bulunduğumuz her yerde ‘İstanbul Sözleşmesi Yaşatır’ demekten vazgeçmedik, ‘Sözleşmeyi Uygulayın’ demekten de vazgeçmedik. ‘Haklarımızdan ve Hayatlarımızdan Vazgeçmiyoruz’ dedik. Sanki aylardır bu taleplerimizi bulunduğumuz her mecradan iletmemişiz gibi, hem de tüm Türkiye’de meydanlar dolusu kadınlar olarak İstanbul Sözleşmesi’nden asla vazgeçmediğimizi haykırdığımız 8 Mart’ın hemen ardından, bir gece yarısı Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile İstanbul Sözleşmesinden çıkıldığını Resmi Gazete’den öğrendik” ifadelerini kullandı.
“AKP’nin açtığı savaşta kaybeden biz kadınlar olmayacağız”
İstanbul Sözleşmesi’nin kimsenin iki dudağının arasında olmadığını söyleyen Arıkan, “Milyonlarca kadının hayatı ve hakları tek bir adamın kararına sığamaz, milyonlarca kadının canı tek adamın bekasına kurban edilemez. Bu sözleşmeyi biz kadınlar dişimizle, tırnağımızla, mücadelemiz ile kazandık. Haklarımızı elimizden almanıza, bizleri şiddete ve öldürülmeye mahkum etmenize izin vermeyeceğiz. Sözleşmeden vazgeçiyoruz! Bu karar yok hükmündedir ve 24 Kasım 2011 tarihinde TBMM tarafından onaylanan Istanbul Sözleşmesi yürürlüktedir. Kararname yoktur. Biz kadınlar eşitlik istiyoruz. Evde, işte, sokakta korkmadan yaşamak, çalışmak, yürümek istiyoruz. Şiddete uğramaktan, öldürülmekten korkmadan yaşamak istiyoruz. Her kadının kendini güvensiz hissettiği bu ülkede, şiddetle etkin bir mücadelenin, daha etkili önlemlerin, koruma mekanizmalarının konuşulması gerekirken, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması tarihi bir hatadır. Bu karar Türkiye tarihine bir utanç sayfası olarak geçecektir. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması kadınların kazanımlarına yapılmış en büyük saldırıdır. Sözleşmeyi nasıl kazandıysak öyle savunacağız. AKP hükümetinin kadınlara karşı açtığı savaşta kaybeden biz kadınlar olmayacağız. Meclis yetkileri gasp edilerek alınan bu karar yok hükmündedir, kararı tanımıyoruz. Kadınların, çocukların, LGBTİ+ bireylerin yaşam haklarını ve İstanbul Sözleşmesi’ni savunmaya devam edeceğiz. İstanbul Sözleşmesi bizimdir, vazgeçmeyeceğiz” dedi.
Adana: Kadınların canı tek adamın bekasına kurban edilemez
Adana Kadın Platformunun çağrısıyla Atatürk Parkı’nda bir araya gelen kadınlar serbest kürsüde söz alarak sözleşmeden vazgeçmeyeceklerini vurguladı. Açıklamayı okuyan Sevil Aracı, milyonlarca kadının canının tek adamın bekasına kurban edilemeyeceğini belirterek “Sözleşmeden vazgeçmiyoruz” dedi. Etkinlikte müzik yapacak müsizyenlerin enstrumaları alana alınmadı, müzisyenler şarkılarını enstrümanları olmadan söyledi. Açıklamanın ortasında polisin “sosyal mesafeyi koruyun” anonslar yapması kadınlar tarafından tepki ile karşılandı. Kadınlar lebalep doldurulan AKP kongrelerini hatırlatarak kurallara uyduklarını söylediler.
Aylardır İstanbul Sözleşmesinden çıkılmama taleplerini her mecradan iletmemişler gibi bir gece yarısı kararnamesi ile sözleşmeden çıkldığını ifade eden Sevil Aracı, “Hem de tüm Türkiye’de meydanlar dolusu kadınlar olarak İstanbul Sözleşmesi’nden asla vazgeçmediğimizi haykırdığımız 8 Mart’ın hemen ardından, bir gece yarısı Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile İstanbul Sözleşmesinden çıkıldığını Resmi Gazete’den öğrendik” dedi. İstanbul Sözleşmesi’nin kimsenin iki dudağının arasında olmadığını ifade eden Aracı, “Milyonlarca kadının hayatı ve hakları tek bir adamın kararına sığamaz, milyonlarca kadının canı tek adamın bekasına kurban edilemez. Bu sözleşmeyi biz kadınlar dişimizle, tırnağımızla, mücadelemiz ile kazandık. Haklarımızı elimizden almanıza, bizleri şiddete ve öldürülmeye mahkum etmenize izin vermeyeceğiz. Sözleşmeden vazgeçmiyoruz!” diye konuştu.
Serbest kürsüde konuşan ÇHD 2’inci Başkanı Ümit Büyükdağ, Cumhurbaşkanı Kararının idari bir karar olduğunu belirterek “İdari bir karalra yaa hükmünde olan uluslararası sözleşmelerden çıkılamaz. Eğer demokratik bir devlet olduğumuz iddiasında isek o karar da onu veren de yok hükmündedir” dedi.
CHP Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin, en önemli insan hakkının yaşam hakkı olduğunu belirterek buna hiç kimsenin durdurmaya yetkisi olmadığını belirterek kazanılmış hakların alınmasına izin vermeyeceklerini söyledi.
Emek Partisi Adına konuşan Gülsüm Mansur, siyaseti tekleştirmek isteyen Cumhurbaşkanı’nın bu kararla kadınlara “Sokakta, evde cezaevinde, heryerde bu şiddete maruz kalacaksınız, bana da itaat edeceksiniz” dediğini ifade etti. Mansur, “Siyasi iktidar karşısında kadınlar olarak dayanışmayı büyütmek zorundayız, güvenlik zinciri oluşturmak zorundayız” dedi.
Eskişehir: Yok hükmündeki kararnamesi sadece tek adamı bağlar
Eskişehir’de kadınlar Eskişehir Demokratik Kadın Platformu’nun çağrısı ile Kanatlı Alışveriş Merkezi önünde biraraya geldi. Eyleme CHP Eskişehir Milletvekilleri Jale Nur Süllü ve Utku Çakırözer de destek verdi. Yağan yağmura rağmen gerçekleştirilen eylemde sık sık “Kadın cinayetleri politiktir”, “Bir kişi daha eksilmeyeceğiz”, “Kadınları değil şiddeti engelle” sloganları atıldı. Kadınlar eylemde öldürülen kadınların isimlerini sayarak, burada diye bağırdı. Cumhurbaşkanı kararnamesinin çıktısını alan kadınlar, üstüne “kadınlar nezdinde hükümsüzdür” yazdı. Kadınlar, basın açıklamasının ardından Adalar MİGROS’a yürüyerek, Cumhurbaşkanlığı kararnamesini protesto etti.
“79 günde 77 kadın öldürüldü”
Kadınlar adına basın metnini Avukat Pınar Çelik Arpacı okudu. Arpacı, kadın hareketinin yıllarca mücadele vererek kazandığı hakları gece yarısı baskınlarına, tek adamın dudakları arasından çıkan sözlerle teslim etmeyeceklerini kaydetti.
Arpacı, “İstanbul Sözleşmesi uluslararası hukukta, şiddetin kadın erkek eşitsizliğinin ve kadınlara karşı yapılan ayrımcılığın bir sonucu olduğunu vurgulayan ilk sözleşmedir. Sözleşmeyi fesheden AKP iktidarı kadın-erkek eşitliğine saldırmış kadınların ayrımcılığa uğramasının önünü açmıştır. İstanbul Sözleşmesi fiziksel, cinsel, ekonomik ve duygusal şiddet ile her tür şiddetle mücadele konusunda ‘Önleme, Koruma, Kovuşturma ve Destek Politikalarından’ oluşan dört temel yaklaşım içeren ilk sözleşmesidir. Gece yarısı baskınıyla sözleşmeyi fesheden AKP iktidarı kadına yönelik şiddetle mücadele etmeyeceğini de ilan etmiştir” diye konuştu. Türkiye’nin tarihinde ilk kez insan hakları alanında yapılan bir sözleşmeden imza çektiğine de dikkat çeken Arpacı, bu durumun insan hakları açısından da kabul edilemez olduğunu belirtti.
Sözleşme uygulanmadığı için Ayşe Tuba 23 kez adliye kapısından döndü!
İstanbul Sözleşmesi uygulanmadığı için kadınların hayatını kaybettiğini, eziyet edilerek öldürüldüğünü söyleyen Arpacı, sözleşme uygulanmadığı Ayşe Tuba 23 kez adliye kapısından döndüğünü, Melek İpek’in meşru müdafaa hakkını kullandığı halde tutuklandığını hatırlattı. Sözleşmeden çıkan AKP hükümetinin kadın katili erkeklerin yanında saf tuttuğunu vurgulayan Arpacı, konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Bugün burada İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmediğimizi haykırmak, “Sözleşmeyi Uygula” demek ve yaşamlarımızı savunmak için yanyanayız. Kazanımlarımızdan vazgeçmiyoruz! AKP hükümetinin kadınlara karşı açtığı savaşta kaybeden biz kadınlar olmayacağız. Haklarımızdan, hayatlarımızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Mutlaka kazanacağız.
İstanbul Sözleşmesi bizim diyoruz. Yıllardır mücadele vererek, bedel ödeyerek kazandığımız haklarımız için de, hayatlarımız için de karar bizim diyoruz. Hayatlarımız için pazarlık yapmayacağız. Ülkedeki tüm kadınlar için yaşamsal önemde olan bir sözleşmeyi bir erkeğin iki dudağı arasına alan tek adam düzeninizin tam karşısındayız. Yok hükmündeki kararnamesi sadece tek adamı bağlar.
Bizler sadece İstanbul sözleşmesi değil, 6284 sayılı Şiddet Önleme Yasasının etkin uygulanması, Nafaka Hakkı, Kürtaj Hakkı, LGBT+ ların hakları içinde sokakları terketmeyeceğiz.”
Kadınlar basın açıklamasının ardından, yürüyüşe geçti. Kanatlı AVM önünden Adalar MİGROS’a yürüyen kadınlar, sık sık “Bu daha başlangıç mücadeleye devam”, “Kadınlar sokağa haklarını almaya”, “Yaşasın kadın dayanışması” sloganları attı. Adalar MİGROS önüne gelen kadınlar, mücadeleye devam edeceklerini söyledi.
Dersim Kadın Platformu: Kadınlar için yok hükmündedir
Dersim Kadın Platformunun çağrısıyla sanat sokağında bir araya gelen kadınlar ‘Milyonlarca kadının canı tek adamın bekasına kurban edilemez’ dedi. Platform adına açıklamayı yapan Çağla Yolaşan “Sanki aylardır taleplerimizi bulunduğumuz her mecradan iletmemişiz gibi, hem de tüm Türkiye’de meydanlar dolusu kadınlar olarak İstanbul Sözleşmesi’nden asla vazgeçmediğimizi haykırdığımız 8 Mart’ın hemen ardından, bir gece yarısı Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile İstanbul Sözleşmesinden çıkılması hem hukuken hem de biz kadınlar için yok hükmündedir. Çünkü halkın iradesinin yansıtan meclisin kararıyla onaylanan sözleşmeden, tek adamın keyfiyle çıkılması olanaksızdır. Buna ne bu ülkenin yasaları izin verir ne de kadınlar” dedi.
“Haklarımızı almanıza izin vermeyeceğiz”
İstanbul Sözleşmesi’nin kimsenin iki dudağı arasına sığdırılamayacağını söyleyen Yolaşan “Milyonlarca kadının hayatı ve hakları tek bir adamın kararına sığamaz, milyonlarca kadının canı tek adamın bekasına kurban edilemez. Bu sözleşmeyi biz kadınlar dişimizle, tırnağımızla, mücadelemiz ile kazandık. Haklarımızı elimizden almanıza, bizleri şiddete, eşitsizliğe ve ölüme mahkum etmenize izin vermeyeceğiz. Sözleşmeden vazgeçmiyoruz çünkü sözleşme kadına yönelik şiddetin her türüne ve her yönüne ilişkin somut görevler veriyor, şiddetin esasını kadınlarla erkekler arasındaki eşitsiz güç ilişkilerine dayandırıyor ve şiddeti önlemenin eşitliği her alanda sağlamakla mümkün olabileceğini söylüyor. Cinsel kimlik ve cinsel yönelim ayrımcılığına karşı açık ifadeler barındırıyor, LGBTİ’lerin en temel yaşamsal haklarını korumak için devleti sorumlu tutuyor. Tüm yasa ve uygulamaları bu anlayışla yapmak, yapmayandan hesap sorulmasını sağlamak gerektiğini ifade ediyor. Bu türden bir yaklaşım; kadınlarla erkekleri “fıtratları gereği” eşit olamayacakları bir tabiyet ilişkisine mahkum edip, kadınları erkeklerin emrine, kadınlarla erkeklerin eşitsiz ilişkileri üzerine kurulan aile kurumunu da sistemin emrine vermek isteyen zihniyete müsaade etmiyor” diye konuştu.
“Korkmadan yaşamak istiyoruz”
Kadınların eşitlik istediklerini aktara Yolaşan, “Evde, işte, sokakta korkmadan yaşamak, çalışmak, yürümek istiyoruz. Şiddete uğramaktan, öldürülmekten korkmadan yaşamak istiyoruz. Her kadının kendini güvensiz hissettiği bu ülkede, şiddetle etkin bir mücadelenin, daha etkili önlemlerin, koruma mekanizmalarının konuşulması gerekirken, İstanbul Sözleşmesinden çıkılmasını kabul etmiyoruz. Sözleşmeyi nasıl kazandıysak öyle savunacağız. İstanbul Sözleşmesi bizimdir, vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.
ODTÜ öğrencileri: İstanbul Sözleşmesi’ni savunmaktan vazgeçmeyeceğiz
ODTÜ öğrencileri rektörlük önünde yaptıkları eylemde, “İstanbul sözleşmesini savunmak ve uygulatmak için her bölümde her toplulukta her alanda kendi sözümüzü söylemekten vazgeçmeyeceğiz” dedi. ODTÜ Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Topluluğu’nun çağrısıyla bir araya gelken gelen kadınlar, ODTÜ Rektörlüğü önünde yaptıkları eylemde Cumhurbaşkanı kararıyla İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesine tepki gösterdi.
“İstanbul Sözleşmesi yaşatır” sloganlarının atıldığı eylemde yapılan açıklamada, “Eşit ve özgür bir yaşam için büyük önem taşıyan İstanbul Sözleşmesi dün gece Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle aniden kaldırıldı. Kadın katillerini, tecavüzcüleri, tacizcileri aklayan devlet İstanbul Sözleşmesi’ni feshederek fail olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır. Daha düne kadar insan haklarından, kadına karşı şiddete sıfır toleranstan bahseden tek adam iktidarı, kadınların iradesini hiçe sayarak sözleşmeden çekilme kararı alarak, bizleri ölümle burun buruna getirmektedir. Ancak bizlerin iradesi gece yarısı ağzından çıkan iki kelimeyle sözleşmeden çekilebileceğini zanneden iktidardan daha güçlüdür! Mücadele tarihimiz başarı ve kazanımlarla doludur. Bizler üniversitelerde yaşadığımız şiddete, ayrımcılığa ve kadın üniversitelerine karşı İstanbul Sözleşmesini savunarak mücadele ediyoruz ve edeceğiz! İktidarın kadın ve LGBTİ+ düşmanı zihniyetine karşı omuz omuza, yan yana, daha sıkı duracağız! İstanbul Sözleşmesini savunmak ve uygulatmak için her bölümde her toplulukta her alanda kendi sözümüzü söylemekten vazgeçmeyeceğiz” denildi.
Antep: Dayanışmaya ve direnmeye davet ediyoruz
Gaziantep Demokratik Kadın Platformu, İstanbul Sözleşmesi’nden imzanın çekilmesinin ardından bir araya geldi. Kadınlar adına açıklamayı okuyan ve haklarının ellerinden alınmasına izin vermeyeceklerini dile getiren Elif Söyleyici, “Sözleşmeden çekilme kararı anayasaya ve uluslararası insan hakları hukukuna aykırıdır. Her kadının kendini güvensiz hissettiği bu ülkede, şiddetle etkin bir mücadelenin, daha etkili önlemlerin konuşulması gerekirken sözleşmeden çekilmek tarihi bir hatadır. Bu karar Türkiye tarihine bir utanç sayfası olarak geçecektir’ diye konuştu.
Sözleşmeden çekilmenin, kadınların kazanımlarına yapılmış en büyük hak gaspı olduğunu söyleyen Söyleyici, “Biz kadınlar her türlü hukuksuz uygulamalara karşı; eşitlik, demokrasi için, cevabı bugünden itibaren alanlarda vermeye devam edeceğiz. Tüm kadınları yaşamımız ve haklarımız için dayanışmaya ve direnmeye davet ediyoruz. İstanbul Sözleşmesi bizimdir, vazgeçmeyeceğiz” dedi.
Tarsus Kadın Platformu: İstanbul sözleşmesi bizimdir, vazgeçmeyeceğiz!
Tarsus Kadın Platformu, Yarenlik alanında bir araya geldi. Açıklamayı okuyan Eğitim Sen Tarsus Şube Başkanı Yasemin Yücel, “Biz kadınlar ve LGBTİ+’lar eşitlik istiyoruz. Evde, işte, sokakta korkmadan yaşamak, çalışmak, yürümek istiyoruz. Şiddete uğramaktan, öldürülmekten korkmadan yaşamak istiyoruz. Her kadın+nın kendini güvensiz hissettiği bu ülkede, şiddetle etkin bir mücadelenin, daha etkili önlemlerin, koruma mekanizmalarının konuşulması gerekirken, İstanbul Sözleşmesinden çıkılması tarihi bir hatadır. Bu karar Türkiye tarihine bir utanç sayfası olarak geçecektir. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması kadınların ve LGBTİ+ların kazanımlarına yapılmış en büyük saldırıdır. Sözleşmeyi nasıl kazandıysak öyle savunacağız. İstanbul Sözleşmesi Bizimdir, Vazgeçmeyeceğiz. 8 Mart’ta saldırdığınız, alanlara almadığınız gökkuşağı bayraklarımızla sesleniyoruz. Gökkuşağının tüm renkleriyiz!” dedi.
Manisa Kadın Platformu: Sözleşmeyi nasıl kazandıysak öyle savunacağız
Manisa Kadın Platformu, Manolya Meydanında toplanarak İstanbul Sözleşmesinin fesh edilmesine tepki gösterdi. Kadınlar adına açıklamayı Eylem Demirhan okudu.
Demirhan, “İstanbul Sözleşmesini uygula dedik. Haklarımızdan ve hayatlarımızdan vazgeçmiyoruz, dedik. Sanki aylardır bu taleplerimizi bulunduğumuz her mecradan iletmemişiz gibi, hem de tüm Türkiye’de meydanlar dolusu kadınlar olarak İstanbul Sözleşmesi’nden asla vazgeçmediğimizi haykırdığımız 8 Mart’ın hemen ardından, bir gece yarısı Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile İstanbul Sözleşmesinden çıkıldığını Resmi Gazete’den öğrendik” dedi.
Sözleşmeden çekilme kararının hukuka aykırı olduğunu söyleyen Demirhan, “Bu karar Türkiye tarihine bir utanç sayfası olarak geçecektir. Sözleşmeyi nasıl kazandıysak öyle savunacağız” diye konuştu.
Manisa Barosu da İstanbul Sözleşmesi için Manolya Meydanında basın açıklaması yaptı. Açıklamayı okuyan Manisa Barosu Başkanı Ali Arslan, “İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmemiz mümkün değildir. Bizler barolar ve TÜBAKKOM olarak kadına yönelik şiddeti bir insan hakkı ihlali ve ayrımcılık olarak kabul eden İstanbul Sözleşmesi’ni ortadan kaldırmaya yönelik Anayasaya aykırı bu girişime karşı mücadelemizi sürdüreceğimizi belirtiyoruz” dedi.
Samsun’da kadınlar İstanbul sözleşmesi ve hakları için yürüdü
Samsun Kadın Dayanışmasının çağrısıyla saat 18.00 da Şehir kulübü önünde toplanarak İstiklal caddesinde yürüdü. “İstanbul sözleşmesi yaşatır”, “İstanbul sözleşmesinden vazgeçmiyoruz.” pankartlarıyla yürüyen çok sayıda kadın, yürüyüş boyunca sloganlar attı.
Mücadeleyle, emekleriyle kazandıkları hakları tek adamın bir gece yarısı kararıyla teslim etmeyeceklerini belirten kadınlar polis barikatını da aştı. Yürüyüş sonunda Samsun Kadın Dayanışmasının bildirisi okundu.
Denizli’de kadınlar Delikliçınar Meydanı’nda bir araya gelerek “İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz” dedi. Ekmek ve Gül Kadın Grubu, Kadınlar Birlikte Güçlü Platformu, Komünist Kadınlar, CHP Kadın Kolları ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca da katıldı.
Karaca konuşmasında “Biz bu feshin hukuken geçerli olmadığı biliyoruz ve bu kararı tanımıyoruz. İstanbul sözleşmesi sadece kadını şiddet ve cinayetten korumak değil, tek adam karşısında ki kadınların önündeki dimdik duvardır” dedi.
Basın açıklamasını okuyan Ceylan Kaçmaz ise “Sözleşmeden çekilme kararı Anayasa’ya ve uluslararası insan hakları hukukuna aykırıdır. İnsan haklarına aykırı faaliyette bulunmak devletin yetkisini açıkça kötüye kullanmaktır. Biz kadınlar eşitlik istiyoruz. İstanbul Sözleşmesi bizimdir, vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.
“Kadın mücadelesi enternasyonel bir mücadeledir”
Eyleme katılan İranlı mülteciler adına söz alan Esmaeil Fattahi “İran’daki İslam rejimine karşı mücadele veren kadınlar, bugün Denizli’de İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasına karşı da mücadelelerini devam ettiriyor. Kadın mücadelesi enternasyonel bir mücadeledir ve coğrafi sınırlara bağlı değildir” dedi.
Aydın’da kadınlardan mücadele çağrısı
Aydın Kent Meydanı’nda bir araya gelen kadınlar İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilemeyeceğini belirtti, sözleşmenin uygulanmasını talep etti. Aydın Kadın Platformu adına açıklamayı okuyan Öznur Özağaç kadınların alınan kararı kabul etmediğini belirtirken kararın geri çekilmesi gerektiğini, sözleşmenin yeniden uygulanması gerektiğini ifade etti.
İstanbul sözleşmesini kaldırmak isteyenlere karşı, özgürlükten yana yaşam hakkını savunan herkesi hep birlikte mücadeleye çağıran Özağaç, “İstanbul sözleşmesi cinsel kimlik, cinsel yönelime, ırkına ve mezhebine bakmaksızın yasalar önünde mağdurun eşitliğini destekler. İstanbul sözleşmesini iptal ederek failleri, katilleri, sapıkları ortalığa bırakıp neyi amaçlamaktasınız” diye konuştu.
Didimli: Sözleşmeden çekilmeyi reddediyoruz
Didim Kadın Platformu da Didim Kent Meydanı’nda bir araya geldi. Platform adına açıklamayı okuyan Eğitim-Sen Didim temsilcisi Belkıs Kahraman, “Devlet kadına şiddetsiz yaşam hakkını tanımadı. Kadın cinayeti olmadan, şiddete maruz kalmadan geçirdiğimiz tek bir gün bile yok. İktidar, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı ile kadınları her türlü şiddete karşı korumaktan vazgeçtiğini ilan etti” dedi.
Kahraman son olarak, “Şiddetsiz bir dünya mümkün. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmeyi reddediyoruz” diye konuştu.
Uşak
Uşak’ta kadınlar İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararına tepki gösterdi. Kadınlar Uşak Belediyesi’nden Valilik önüne yürüdü. Valilik önünde gerçekleşen basın açıklamasını Eğitim Sen Kadın Sekreteri Sevcan Ünal okudu. Ünal açıklamasında “Yasal güvencelerimize dokunsanız da biz kadınlar hayatlarımız ve şiddetsiz bir dünya için mücadelemize devam edeceğiz” dedi.
“Kadın cinayeti olmadan, şiddete maruz kalmadan geçirdiğimiz tek bir gün bile yok” diyen Ünal “Yasal güvencelerimize dokunsanız da biz kadınlar hayatlarımız ve şiddetsiz bir dünya için mücadelemize devam edeceğiz. Kadınlar olarak dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklerimizden vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Ünal son olarak; “Şiddetsiz bir dünya mümkün! İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmeyi reddediyoruz! İstanbul Sözleşmesi Yaşatır, İstanbul Sözleşmesini Yaşatacağız” dedi.
Muğla Fethiye’de kadınlar Fethiye Kültür Merkezi önünde biraraya gelerek, “İstanbul Sözleşmesi yaşatır, sözleşmeden vazgeçmiyoruz” dedi.
Antalya: Eşit ve özgür yaşayana kadar mücadele
Antalya Kadın Platformu çağrısıyla Attalos Heykeli önünde buluşan kadınlar, gece yarısı yayınlanan kararlarla halkın ve kadınların iradesinin görmezden gelinmesi karşısında, bu kararı tanımadıklarını dile getirdiler. Platform adına basın açıklamasını okuyan Devrim Mol “Uluslararası bir sözleşme hangi usulle yürürlüğe girdiyse aynı biçimde yürürlülükten kaldırılabilir. Meclis tarafından Anayasanın 90. Maddesine göre kabul edilmiştir ve kanun hükmündedir. İstanbul Sözleşmesi yürürlüktedir. Tüm kadınların özgür ve korkusuzca yaşamaları sağlanmadan, böyle bir yaşamın olanaklarını yaratacak olan hiçbir sözleşme, yasa ve uygulamadan el çekmiyoruz” dedi.
Bolu: Vazgeçmiyoruz
Bolu Kadın Platformu, İzzet Baysal Anıtı önünde yaptığı açıklamada “İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz” dedi.
Buradan yürüyüşe geçmek isteyen kadınlar polisin engeliyle karşılaştı. Pandemiyi ileri sürerek sosyal mesafe kuralı ihalali yapıldığı gerekçesiyle yürüyüşe engel olan polise kadınlar sırtlarını dönerek açıklama yaptı. “Susmuyoruz korkmuyoruz itaat etmiyoruz” diye slogan atan kadınlar, İzzet Baysal Anıtı önünde yaptığı açıklamada İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceklerini vurguladı.
Ordu: Hayatımızın tek adamın kararına bağlanmasına izin vermiyoruz
Ordu Kadın Platformu’nun çağrısıyla Ceren Özdemir Meydanı’da bir araya gelen kadınlar “Gece yarısı yayınlanan bu üç beş satırlık kararnamelerle halk iradesinin oluşturduğu meclis görmezden gelinerek fiili bir monarşi oluşturulmuştur. Cumhurbaşkanının tek taraflı kararı ile sözleşmenin feshedilmesi mümkün değildir. Cumhurbaşkanı kararnamesi yok hükmündedir!” dedi.
Platform adına konuşan Kübra Evliyaoğlu “İstanbul Sözleşmesi yani kadınların yaşam hakkı kimsenin iki dudağının arasında değildir. Tüm ülkeyi etkileyecek hiçbir karar demokrasi yok sayılarak ‘karar aldım oldu’ ile halka dayatılamaz. Hayatlarımızın ve haklarımızın tek bir adamın kararına bağlı olmasına izin vermiyoruz. Milyonlarca kadının canı tek adamın bekasına kurban edilemez. Bu sözleşmeyi biz kadınlar dişimizle, tırnağımızla, mücadelemiz ile kazandık. Haklarımızı elimizden almanıza, bizleri şiddete ve öldürülmeye mahkum etmenize izin vermeyeceğiz. Sözleşmeden vazgeçmiyoruz! Değil gece yarısı kararı, yeri yarsanız, göğü başımıza geçirseniz haklarımızdan da hayatlarımızdan da vazgeçmeyeceğiz. Haklarımızın ve hayatlarımızın teminatı olan İstanbul Sözleşmesini savunacağız. İstanbul sözleşmesi bizimdir, vazgeçmeyeceğiz” diye seslendi.
Rize’nin fındıklı ilçesinde akşam saatlerinde fındıklı belediye meydanında toplanan Fındıklı kadınları inisiyatifi bir grup kadın İstanbul sözleşmesinden ayrılma kararını protesto etti.
Fındıklı kadınları adına basın açıklamasını yapan Cangül Bozkurt “Bu çekilme ilanının kadın katillerini, tacizcileri, tecavüzcüleri daha da cesaretlendireceği açıktır. Ülke tarihinde ilk defa hem de ‘imza törenine ev sahipliği yapmaktan ve ilk imzacısı olmaktan gurur duyulduğu’ açıklanan bir insan hakları sözleşmesinden imza çekilmiştir. Bu çekilme kararı Anayasa’ya ve uluslararası insan hakları hukukuna aykırıdır. Karar, Anayasa’nın başlangıç ilkelerinin değiştirilemez hükümlerinin ve temel hak ve özgürlüklere ilişkin düzenlemelerin ihlalidir. Anayasa’nın 14. Maddesine göre, insan haklarına aykırı faaliyetlerde bulunmak devletin yetkisini açıkça kötüye kullanımıdır” dedi.
“Hayatlarımız ve şiddetsiz bir dünya için mücadelemize devam edeceğiz” diyen kadınlar; “Dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklerimizden vazgeçmeyeceğiz. Şiddetsiz bir dünya mümkün! İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmeyi reddediyoruz İstanbul Sözleşmesi Yaşatır, İstanbul Sözleşmesini Yaşatacağız!” açıklaması yaptı.
Çorum: Hayatlarımız ve şiddetsiz bir dünya için mücadelemize devam edeceğiz
Çorum Kadın Platformu, Hacı Bektaş Veli Parkı’nda düzenlediği basın açıklamasında tüm baskılara ve yok saymalara rağmen kadınların haklarını sonuna kadar koruyacağını vurguladı.
Kadın Platformu adına basın açıklamasını okuyan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Çorum Şube Başkanı Didem Azapçı, “Kadın cinayeti olmadan, şiddete maruz kalmadan geçirdiğimiz tek bir gün bile yok. Bu cinayetleri ve şiddeti önlemek, katilleri cezasız bırakmamak için çaba gösterilmesini beklerken, bu gece Resmi Gazetede yayınlanan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı, kadınların hayatına bir karabasan gibi indi. İktidar, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı ile kadınları her türlü şiddete karşı korumaktan vazgeçtiğini ilan etti. Bu çekilme ilanının kadın katillerini, tacizcileri, tecavüzcüleri daha da cesaretlendireceği açıktır” dedi.
Ülke tarihinde ilk defa hem de “imza törenine ev sahipliği yapmaktan ve ilk imzacısı olmaktan gurur duyulduğu” açıklanan bir insan hakları sözleşmesinden çekildiğini duyuran Azapçı, “Bu çekilme kararı Anayasa’ya ve uluslararası insan hakları hukukuna aykırıdır. Karar, Anayasa’nın başlangıç ilkelerinin, değiştirilemez hükümlerinin ve temel hak ve özgürlüklere ilişkin düzenlemelerin ihlalidir. Anayasa’nın 14. Maddesine göre, insan haklarına aykırı faaliyetlerde bulunmak devletin yetkisini açıkça kötüye kullanımıdır. İstanbul Sözleşmesi hukuken hala yürürlüktedir. Yasal güvencelerimize dokunsanız da biz kadınlar hayatlarımız ve şiddetsiz bir dünya için mücadelemize devam edeceğiz. Kadınlar olarak dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklerimizden vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.
Edremit: Sözleşme siyasi pazarlık konusu yapılamaz
Balıkesir Edremit’te Cumhuriyet Meydanı’nda toplanan çok sayıda kadın “Susmuyoruz, İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz” dedi. Yağmurun basın açıklaması yapan kadınlar; Cumhurbaşkanlığı kararının geri çekilmesini istedi. 8 Mart Kadın Platformu adına basın açıklamasını Ceyda Nevcanoğlu ile Ömür İlgör okudu. Halkın iradesiyle Mecliste kabul edilen İstanbul Sözleşmesi’nden Cumhurbaşkanı Kararı ile çıkılamayacağı vurgulanan açıklamada sözleşmenin seçimler için pazarlık malzemesi yapıldığı belirtildi. TBMM’yi göreve çağıran kadınlar “Meclis’in kadına karşı şiddeti ve kadın cinayetlerini önlemek konusundaki yükümlülüklerini fark etmesini ve gereklerini yerine getirmesini talep ediyor, Meclis’i temsil ettiği halkın iradesine sahip çıkmaya çağırıyoruz!” dedi.
Samsun’da sendikalardan ortak açıklama
Samsun’da DİSK, KESK, TMMOB, TTB adına kadınlar ortak açıklama yaptı. Açıklamayı okuyan Eğitim Sen Kadın Sekreteri Havanur Susoy Taflan “Gece yarısı yayımlanan bu üç beş satırlık kararnamelerle halk iradesinin oluşturduğu meclis görmezden gelinerek fiili bir monarşi oluşturulmuştur. Ama gözden kaçan önemli nokta bu kararnamenin yasalar önünde de kadınların gözünde de hiçbir anlamının olmayışıdır. Bu açıkça hukuka aykırı bir kararnamedir acilen iptal edilmelidir” dedi.
Çekilme kararının Anayasa’ya ve uluslararası insan hakları hukukuna aykırı olduğu vurgulanan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Karar, Anayasa’nın başlangıç ilkelerinin, değiştirilemez hükümlerinin ve temel hak ve özgürlüklere ilişkin düzenlemelerin ihlalidir. Anayasa’nın 14. Maddesine göre, insan haklarına aykırı faaliyetlerde bulunmak devletin yetkisini açıkça kötüye kullanımıdır.
Kadın cinayeti olmadan, şiddete maruz kalmadan geçirdiğimiz tek bir gün bile yok! Bu cinayetleri ve şiddeti önlemek, katilleri cezasız bırakmamak için çaba gösterilmesini beklerken, bu gece Resmi Gazetede yayınlanan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı, kadınların yaşam hakkının tamamen yok sayılmasıdır. İktidar, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı ile kadınları her türlü şiddete karşı korumaktan vazgeçtiğini ilan etmektedir. Bu çekilme kararı kadın cinayetlerinin politik olduğunu kabul etmektir. Bu çekilmenin kadın katillerini, tacizcileri, tecavüzcüleri daha da cesaretlendireceği açıktır.
Biz kadınlar yaşamak istiyoruz. Kadınlar yaşamak istiyorum çığlıklarını yükseltirken onların yaşam haklarına bir saldırıdır. Kadına “öldürsünler seni” demektir. Katilin elindeki silah, gözündeki hınç ve nefret olmaktır. Hep söyledik yine söylüyoruz. Kadın cinayetleri politiktir. İstanbul Sözleşmesini feshetme kararı bu ülkedeki kadınları hiçe saymak, kadın cinayetlerini görmezden gelmektir. Kadına şiddet ülkemizin kanayan yarası iken bu sözleşmeden çekilmek kadını yok saymak demektir. Bizi öldürmek isteyenlere inat haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz” denildi.