İstanbul Newroz’u Yenikapı’da kutlanacak

İstanbul’da Newroz’un 23 Mart pazar günü Yenikapı Etkinlik alanında kutlanacağı açıklandı.

Newroz Tertip Komitesi, ‘Özgürlük İçin Demokratik Toplum Newrozu’ deklarasyonunu açıkladı. Bugün İstanbul Taksim’de düzenlenen açıklamaya, çok sayıda sosyalist pati ve örgüt, demokratik kitle örgütleri temsilcileri katıldı.

Gazete Duvar’dan Ferhat Yaşar’ın haberine göre, Newroz Tertip Komitesi, İstanbul’da Newroz’un 23 Mart’ta Yenikapı Etkinlik Alanında kutlanacağını açıkladı.

‘Newroz yeniden doğuşun adıdır’

Toplantıda konuşan HDK Eş Sözcüsü Ali Kenanoğlu, “Newroz, Kürt halkı için özgürlüğün, direnişin ve yeniden doğuşun adıdır. Newroz meydanlarından yükselen her ses özgürlüğümüze sahip çıkma iradesi olacaktır. Sayın Öcalan, 27 Şubat günü halkların ortak yaşamını ve onurlu barışını tesis etmek için tarihi bir çağrı yapmıştır. Bu çağrıyı Newroz’un özgürlük karakteriyle birleştirerek, özgür ve eşit bir yaşamı inşa etmenin mümkün olduğunu göstereceğiz” dedi.

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları da, şunları söyledi:

Hak ve eşitlik temelli: Sayın Abdullah Öcalan’ın yapmış olduğu ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’na 8 Mart’ta olduğu gibi Newroz’da da sahip çıkacağız. Demokratik toplumun oluşumuna katkı vermek üzere Newroz ateşini hep birlikte harlayacağız. Abdullah Öcalan’ın yaptığı çağrı barış çağrısıdır. Eşit bir biçimde her halkın her inancın her mezhebin sadece Türkiye’de değil bütün Ortadoğu coğrafyasında kendi inancıyla, mezhebiyle, diliyle yaşam tarzıyla ortak bir yaşamın inşa edilmesinin çağrısıdır. Sayın Öcalan’ın çağrısı kimliklere saygı, kendini özgürce ifade etme ve demokratik anlamda örgütlenmenin çağrısıdır. Hak ve eşitlik temelli bir mücadelenin çağrısıdır. Sosyo ekonomik ve siyasal yapılanma çağrısıdır. Örgütlenme hak ve adalet mücadelesi çağrısıdır.

Görüşme kanalları açılmalı: Toplum örgütlü olursa haklarını alma konusunda en güçlü çıkışı yapar ve mutlaka hakkını alır. Newroz’a çağrımızı yaparken bu zeminin güçlendirilmesiyle ilgili bir kez daha vurgularımızı yinelemek isteriz. Sayın Abdullah Öcalan’ın bu tarihi çağrısının Türkiye topraklarında karşılık bulmasının en önemli zemini öncelikle tecridin kalkması, görüşmelerin her kesimle sağlanması gerekiyor. Yine kim görüşme yapmak istiyorsa bunun kanallarının açılması ve yine çağrı metninde kendi ifade ettiği gibi kendi örgütüne yaptığı, değişim ve dönüşüm çağrısının yaşam bulabilmesi için Sayın Abdullah Öcalan’ın kendi örgütü ile iletişim kanallarının sonuna kadar açılması gerekiyor. Ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi gerekiyor.

Hukuki zeminin örülmeli: Abdullah Öcalan’ın çağrı öncesi ve çağrı ile birlikte ifade ettiği gibi, bu zeminin güçlenmesini isteyen demokratik siyasetteki bütün kesimler olarak sonuna kadar sahiplendiğimiz bu sürecin yasal, hukuki ve demokratik zeminde ilerleyebilmesinin koşullarının oluşması gerekiyor. Bu anlamıyla devlete ve iktidara çok önemli görev ve sorumluluklar düşmektedir. Çünkü çağrıyı Sayın Öcalan yaptığı sırada ‘bütün sorumluluğu üzerime alıyorum’ diyerek kendi sorumluluğunu ortaya koydu. Aynı biçimde kendi örgütünün çağrıya verdiği yanıtta bu çağrıya sahip çıkacağını ve gerekliliklerini yerine getireceğini bunun zeminin de bir an önce inşa edilmesi gerektiğini içeren bir yanıt verdi. Demokratik kitle örgütleri ile yaptığımız görüşmeler, parlamentoda temsili bulunan siyasi partilerle yaptığımız bütün görüşmelerde bu çağrıya olumlu yanıtların geleceğinin mesajı daha çağrı yapılmadan önce gelmişti. Çağrı ile birlikte gelen mesajlarda da destek verilmektedir. Şimdi adım atması gereken ve bu zeminin örülmesi için görev ve sorumluluklarını yerine getirmesi gereken devlet ve yürütme erki olan iktidardır. O yüzden bahsini ettiğimiz görüşme kanallarının açılması ve yasal, hukuki zeminin örülmesi demokratik zemin kanallarının açılması için atılacak adımları hep birlikte bekliyoruz. Hep birlikte Newroz’da alanlarda, meydanlarda bunların müjdesini verebiliriz.

Suriye’deki gelişmeler: Dün Suriye’deki yeni gelişmelerle beraber aslında bu çağrının ne kadar hayati olduğunu bir kez daha görmüş olduk. Birkaç gündür Lazkiye, Tartus, Hama, Humus, Banyas çevresinde Alevi canlarımıza yönelik çok ciddi çok katliamlara tanıklık ettik. Bu konuda ilk andan itibaren DEM Parti olarak tepkimizi ortaya koyduk. Alevi canlarımızın hiçbir şekilde baskı görmemesi, katledilmemesi için bütün yetkilileri bütün ilgilileri göreve davet ettik. Hiçbir Alevi canımızın zarar görmeyeceği, Suriye’de yaşayan Hristiyan, Dürzi, Türkmen, Sünni veya hangi halktan ve inançtan olduğuna bakılmaksızın her halkın ve her inancın Suriye’de eşit bir şekilde temsil edildiği ve başta yaşam hakkı olmak üzere bütün vatandaşlık ve yurttaşlık haklarına sahip olması gerektiği vurgumuzdan bir adım geri atmadık ve atmayacağız. Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ve geçici Şam hükümeti arasında 8 maddelik bir anlaşma imzalandı. Bu anlaşma Kürt halkı ve diğer bütün halklar için hakikaten çok önemli bir anlaşma. Bu anlaşmayla ilgili elbette 6’ncı madde üzerinden Alevi canlarımızın çeşitli eleştirileri ve değerlendirmeleri olduğunu biliyoruz. Bu eleştiri ve değerlendirmeler bizlere de ulaştığı gibi aynı şekilde Suriye’deki özerk yönetime ulaştığını da çok iyi biliyoruz. Buradan şunu vurgulamak isteriz; Bu anlaşma oldukça önemli bir anlaşmadır. Bu anlaşmanın birinci ve üçüncü maddesi sizler de lütfen detaylı inceleyin o maddeleri, Suriye’de yaşayan bütün farklı halkların ve inançların eşit yurttaşlık hakkı temelinde haklarını alabildiği, eşit ve özgür yaşayabildiği bir demokratik Suriye tarifi sunmaktadır. Demokratik Suriye tarifi sunarken aynı zamanda bu sürecin devam edeceği vurgusunu yaparak önümüzdeki süreçte bir demokratik anayasa inşasının koşullarının oluşmasıyla ilgili de vurguları önemlidir. Burada ne olursa olsun Alevi ve Hristiyanlara yönelik baskıların ve katliamların bir an önce durmasına sebebiyet verecek, buna önayak olacak bir anlaşma olmasını umut ediyoruz.

Newroz ateşi: Bugün Suriye’nin kıyı çizgisinde yaşayan Alevilere dönük Esad artığı diyerek katledilmesini asla kabul etmiyoruz. Aleviler kimsenin artığı değildir, Alevi Alevidir. Sadece Arap Alevilerinin değil, bütün Alevilerin şimdi en önemli beklentisi bu katliamların her ne kadar azalmış olsa da tamamen durmasıdır. Bu katliamı yapanların yargı önüne çıkarılmasını talep ediyorlar. Alevilerin bütün halkların inançların ve özellikle Hristiyanları da vurgulamak isterim bütün haklarının anayasal güvence altına alınmasını istiyorlar. Bu beklenti insani ve demokratik sorumluluk gereğidir. Bu konuda başta Kuzey ve Doğu Suriye Özerk yönetimi olmak üzere Suriye’de etkisi bulunan bütün kesimlerin bu taleplere kulak vereceğine inanıyoruz. Bizler bu katliamları yaşamamak için daha çok örgütlenmeliyiz. Sayın Öcalan’ın barış ve demokratik toplum çağrısı tam da buna işaret etmektedir. Daha çok örgütlenmek ve daha çok kendi haklarımız için mücadele etmemiz gerekiyor. Sayın Öcalan’ın özgürlüğü ve ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nı büyütmek için Newroz ateşini Türkiye’nin ve Kürdistan’ın dört bir yanında hep birlikte harlayacağız. Halklarımızı Abdullah Öcalan’ın çağrısını alanlarda ve meydanlarda büyütmeye davet ediyoruz. Newroz ateşi barış için ve demokratik toplum için harlanacak.

Newroz Deklarasyonu

Ali Kenanoğlu’nun açıkladığı Newroz Deklarasyonda öne çıkan başlıklar şöyle:

Kürt halkının özgürlük yürüyüşü: Newroz, yaşadığımız coğrafyada Orta Asya, Anadolu, Balkanlar, Mezopotamya ve Orta Doğu halkları tarafından farklı biçimlerde kutlanır. Aleviler Cem’le karşılar, Newroz için ibadet eder. Kimi toplumlar baharın gelişi olarak karşılar, kimisi bayram olarak kutlar. Kürt halkı için ise Newroz direnişin, özgürlüğün ve yeniden doğuşun adıdır. Newroz, emekçi insanlığın değerlerini sahiplenen tüm mücadele güçleri için ilham ve güç kaynağıdır. Bu anlamın önüne geçmek için iktidarlar tarafından dar bir çerçeveye sıkıştırılmaya çalışılsa da Newroz’un hakikati direniş ve özgürlüktür. Kürt halkı mücadelesini yüzyıllardır Newroz’un ateşinde harlamış; varlığı, direnişi ve özgürlüğü bu ateşte cisimleşmiştir. Newroz ateşleri, halkların ve ezilenlerin tüm özlemlerinin ve iradelerinin etrafında birleştiği aydınlık olagelmiştir. Bugün de Newroz, Kürt halkının özgürlük yürüyüşünün en güçlü ifadesidir. Dolayısıyla Newroz meydanlarından yükselen her ses, yakılan her ateş, söylenen her şarkı, durulan her halay özgürlüğümüze sahip çıkma iradesi olacaktır.

İnkarın sona erdirilmesi: Bugün Newroz ruhunu yaşatmanın en büyük anlamı, Kürt halkının özgürlüğü ve tüm ezilenlerin, ötekileştirenlerin, yok sayılanların eşit birliği çerçevesinde barış ve demokratik toplum için mücadeleyi büyütmektir. Sayın Abdullah Öcalan 27 Şubat günü halkların ortak yaşamını ve onurlu barışını tesis etmek için tarihi bir çağrı yapmıştır. Bu çağrıyı Newroz’un özgürlük karakteriyle birleştirerek halkların özgür ve eşit bir yaşamını birlikte inşa etmenin mümkün olduğunu bir kez daha göstereceğiz. Kutlamalarına başladığımız 2025 yılı Newroz, Sayın Abdullah Öcalan’ın çağrısı ile taçlanmış olan özgürlük ve barış iradesine sahip çıkma Newroz’udur. Şüphesiz Anadolu ve Mezopotamya halkları; inançları, kökenleri, dilleri gibi varlıklarının bir parçası olan özelliklerinden ötürü kıyımlarla karşı karşıya kalmış, varlıkları tehdit altında kalmıştır. Kürt halkı, iktidarların inkarcı tutum ve baskı yasaları nedeniyle yok sayılmış, kutuplaştırma politikaları ile ayrımcı uygulamalara tabi tutulmuştur. İnkarın sona erdirilmesi, tehditle kuşatma politikalarının son bulması ve demokratik toplumun yaşamsallaşması için Sayın Öcalan tarihsel bir sorumluluk almaktadır.

Newroz ateşi ile tutuşan mücadele: Sayın Abdullah Öcalan’ın bu tarihsel sorumluluğunu yerine getirebilmesi için fiziki özgürlüğünün sağlanması ve serbest çalışma koşullarının oluşturulması acil ve zaruridir. Tüm ülke halklarının eşit kılınmasına yönelik bu çağrının gerçekliğe dönüşmesi, şüphesiz ancak herkesin katkısı ile mümkün olabilir. Rehşanların, Ronahilerin, Zekiyelerin, Bêrivanların, Kaderlerin, İvanaların ve daha nicelerinin direnci ile hayat bulan kadın özgürlük  mücadelesi, bugün Jin Jiyan Azadî felsefesiyle Newroz ateşi olmaya devam ediyor. İktidarların yürürlüğe soktuğu özel savaş politikalarına ve erkek egemen zihniyetin eril kodlarına göre dayatılan yaşama karşı duran, direnen kadın özgürlük mücadelesinin; demokratik toplumun ve barışın inşasında en büyük sorumluluğu alıp, barışın toplumsallaşmasını sağlayacağını biliyoruz. Rojava Devrimi, aynı zamanda bir kadın devrimi olup Newroz’un özgürlük ruhunun bugünkü yansımasıdır. Kuşkusuz, bu kazanımların kalıcılaşması ve halkların geleceğinin garanti altına alınması, mücadelenin büyütülmesiyle mümkündür. Demirci Kawa’nın zalim Dehak’a karşı yaktığı ateşin, bugün Rojava’daki devrimin yolunu ışıtacağını biliyoruz. Elbette bu kazanımları korumanın yolu, Newroz ateşi ile tutuşan mücadele meşalesini daha da yükseltmekten geçer.

Newroz’un direnişçi ruhu: Newroz’un özü, halkların özgür ve eşit bir biçimde bir arada aşama iradesi; farklı dillerin, inançların, kültürlerin barış duygusu ile yaşam paydasında buluşabilmesidir. İşte tam da bu yüzden Newroz, tarihsel  ve güncel bir hakikattir. Demokratik toplum ve onurlu barış, Newroz’un direnişçi ruhuyla büyüyen değerleridir. Bu değeri korumak hepimizin üzerine düşen bir vazifedir. Kürt halkı bulunduğu her yerde sürdürmekte olduğu mücadelesiyle direnişin ve yeniden doğuşun sembolü olmuştur. Halkların ortak mücadele ittifakının büyütülmesinin bu direnişi ve mücadeleyi daha güçlü bir  biçimde başarıya götüreceği bir hakikat olarak önümüzde duruyor. Merkezi hegemonya ve yerel güçlerin işbirliği, Ortadoğu’da yeni düzenler inşa etmek istiyor. Ancak Kürt halkının bir yüzyıl daha dışardan dayatılan biçimlerle yönetilmeye tahammülü yoktur. Kürt halkı; demokratik toplum paradigmasıyla örgütlenerek, içinde bulunduğumuz coğrafyayı adil, eşit, özgür ve barışın hakim olduğu bir yere dönüştürme istek ve gayretindedir.

Geleceği inşa etme iradesi: Kürt halkı Newroz alanlarında her zaman geçmişin direniş değerleriyle birlikte geleceği inşa etme iradesini gösterdi. Bu değerleri geliştirirken toplumsal hakikati esas aldı. Bu yıl da Newroz’un ruhuna uygun olarak Kürt halkı köylerde, sokaklarda, şehirlerde, dağ başlarında, meydanlarda halkların demokratik ittifakının daha da güçlenmesi için bir kez daha özgürlük yolunda ortak iradesini gösterecektir. 2025 Newrozu, direnişin ve özgürlüğün büyüdüğü, demokratik toplumun inşa edildiği, mücadelenin daha da ileri taşındığı bir dönüm noktası olacaktır. Newroz’un ateşi halkların ortak vatanda özgür yaşam birliği ruhuyla, Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için yükselen taleplerle ve Rojava devriminin kalıcılaşması için verilen mücadeleyle güçlenecektir.

İlhamla Newroz’u kutluyoruz: Newrozu böylesi anlamlı bir süreçle karşılamamız için çaba sarf eden Sayın Abdullah Öcalan’ın Newrozunu kutluyor, Newroz coşkusu ile halkların buluşmasını bekliyoruz. Gençleri, kadınları, emekçileri 7’den 70’e özgürlükten yana kalbi atan tüm halklarımızı, mücadelelerinin en özlü buluşmalarından olan Newroz kutlamalarına, alanlara çağırıyoruz! Tarihten bugüne mücadele mirasımızdan aldığımız ilhamla halkların ve ezilenlerin Newrozu’nu kutluyoruz.

Son Haberler

ÇOK OKUNANLAR

ÖZGÜR BİR DÜNYA İÇİN!

KALDIRAÇ DERGİSİ'NİN ŞUBAT SAYISI ÇIKTIspot_img

DÜNYAYI İSTİYORUZ!

İŞÇİ GAZETESİ'NİN 222. SAYISI ÇIKTI!spot_img

ARTIK TELEGRAM'DAYIZ!

spot_img

Bizi takip edebilirsiniz

369BeğenenlerBeğen
851TakipçilerTakip Et
14,108TakipçilerTakip Et
1,950AboneAbone Ol