İstanbul Barosu, Başkan Prof. İbrahim Kaboğlu ve 10 yönetim kurulu üyesi hakkında hazırlanan iddianamenin ilk duruşması için 4 Mart Salı, 09:30’da Çağlayan Adliyesi çağrı yaptı. “23 Şubat’ta aldığımız güçle, şimdi de 4 Mart’taki ilk duruşmaya hazırlanıyoruz”.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca sunulan iddianamede, Kaboğlu ve tutuklu yönetim kurulu üyesi Fırat Epözdemir’in de aralarında bulunduğu 11 kişi için “terör örgütü propagandası” ve “yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçlamalarıyla 12 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.
Süreç, İstanbul Barosu’nun Suriye’de öldürülen Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’le ilgili yaptığı sosyal medya paylaşımı üzerine başlatılan soruşturmaya dayanıyor. Şimdi, Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin yargılama izni verip vermeyeceği merakla bekleniyor. Eğer izin verilirse dosya İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilecek ve “terör” davası açılacak.
“4 Mart’ta iradeye sahip çıkacağız”
İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Yelda Koçak, dava öncesinde bianet’e yaptığı açıklamada meslektaşlarına güçlü bir çağrı yaptı.
“23 Şubat’ta Haliç Kongre Merkezi’nde yaptığımız Olağanüstü Genel Kurul, tarihi bir irade beyanıydı. İstanbul Barosu avukatları, her görüşten meslektaşımız, ortak iradelerini açıkça ortaya koydu: ‘Baromuzun arkasındayız’ dediler.”
Bu sürecin yalnızca İstanbul Barosu’nu değil, tüm hukuk camiasını ilgilendirdiğini vurgulayan Koçak, “Meslektaşlarımız yoğun kar yağışı ve uçuş iptallerine rağmen iradelerinin arkasında durdular. Aynı duruşu 4 Mart’taki duruşmada da sergileyecekler” dedi.
İstanbul Barosu’nun olağanüstü genel kurul kararlarının, Avrupa ve Türkiye’deki barolar tarafından desteklendiğini belirten Koçak, “23 Şubat’ta aldığımız güçle, şimdi de 4 Mart’taki ilk duruşmaya hazırlanıyoruz” diye konuştu.
Baro başkanları ve hukukçuların desteğini vurgulayan Koçak, “Davaya müdahillik dilekçeleri veriliyor, meslektaşlarımızın duruşma takvimleri İstanbul Barosu’nun davasına göre ayarlanıyor” dedi.
Koçak, tüm avukatları, baro başkanlarını ve hukuk camiasını 4 Mart’ta İstanbul Çağlayan Adliyesi’ne çağırdı: “Saat 9.30’da hep birlikte olacağız. Bu sadece bir baronun değil, hukuk devletinin sınavıdır.”
