İşçi Emekçi Birliği, Taksim’de bulunan Makine Mühendisleri Odası’nda 18 Eylül Dünya Eşit Ücretlendirme Günü’ne ilişkin basın toplantısı yaptı.
Açıklamayı okuyan Melek Kızılocak, “Eşit işe eşit ücret” talebinin işçi hareketinin temek mücadele hedeflerinden biri olduğunu; 8 Mart’ın emekçi kadınların kurtuluş mücadelesinin sembol günü olmasıyla birlikte bu talep kitlelere mal edildiğini belirtti.
Kızılocak, iş yasalarında bulunan “Eşit işe eşit ücret” ilkesinin sadece kağıt üstünde kaldığını vurgulayarak “Sınıf mücadelesinin kazanımlarına bağlı olarak aynı iş yerinde aynı işi yapan kadın ve erkek işçinin ücretlendirmesinin eşit olduğu ilkesinin uygulandığı yerler var. Fakat bu toplumsal olarak ücretlendirmede cinsiyet eşitliğinin gerçekleşmiş olduğu anlamına gelmiyor! Ücretlendirmede toplumsal eşitsizlik farklı boyutlarda devam ediyor: Kapitalistler, örneğin aynı iş kolunda, yan yana çalışan ve özde aynı işi yapan kadın ve erkeğin iş anlaşmasında ve kâğıt üzerinde küçük farklılıklar, sahte “fazla sorumluluklar” eklemek suretiyle aradaki ücret eşitsizliğini sürdürebiliyor.” dedi.
“Sınıfı bölmek için suni ayrımlar kullanılıyor”
Kapitalizmin emek sömürüsüne dayalı bir düzen olduğunun altını çizen Kızılocak, sermayenin daha fazla sömürü ve işçi sınıfının örgütlenmesini engellemek için sınıfı bölmek için için dil, din, ulusal, yerli-yabancı gibi suni ayrımları kullandığını kaydetti ve şunları söyledi:
“Örneğin kölelik sistemi olan taşeron/kiralık işçi sistemi, işçi sınıfını daha rahat sömürmek, işçi sınıfının örgütlenmesini engellemek için gündeme getirilmiştir.
Taşeron işçiler eşit işe eşit ücret alamamaktadır. Kuralsız, güvencesiz çalışma, düşük ücretler bu sistemde kuraldır.
Aynı zamanda göçmen işçiler de eşit işe eşit ücret alamamaktadır. Ucuz işgücü olarak kullanılan göçmen işçiler ağır koşullarda çalıştırılmakta, düşük ücretler, kuralsız ve güvencesiz koşullarda çalıştırılmaktadır.”
“Eşitsizlikler ancak kapitalizmin yıkılması ile ortadan kalkacaktır”
Kızılocak, eşitsizliklerin ortadan kalkmasının ancak kapitalizmin yıkılması ve işçi sınıfının iktidarının kurulması ile mümkün olduğunu ve İşçi Emekçi Birliği olarak “eşit ücretlendirme günü” kampanyasına sahip çıkarak bu kampanyanın doğru temellerde yürütülmesi için mücadele ettiklerini söyledi.
Sendikaları, meslek örgütlerini, ilerici devrimci kurumları da bu kampanyaya sahip çıkmaya çağıran Kızılocak, son olarak şunları söyledi:
“Salt 18 Eylül’de değil, tüm mücadele gün ve alanlarında kapitalizmin yarattığı eşitsizliklerine karşı, kadınların kurtuluşu mücadelesinin temel mücadele hedeflerini gündeme getirmeli, bu hedeflerin gerçekleşmesi için mücadele etmeliyiz.
İşçi sınıfı hareketi her toplu sözleşme mücadelesinde, her grev mücadelesinde ve her direnişte “Ücretlendirmede eşitlik! Kadın ücretleri derhâl arttırılsın!”, “Ev işi ve bakım hizmetlerine toplumsal çözüm”! “Taşeron sistemi kaldırılsın!”, “Eşit işe eşit ücret!”, “Ayrımcılığa son! Göçmen işçiler için de eşit işe eşit ücret!” taleplerini gündeme getirmek zorundadır.
Ve bilinmelidir ki, kadın ile erkek arasında ücretlendirmedeki eşitsizlik dâhil, tüm eşitsizliklerin aşılması üretim araçları üzerindeki özel mülkiyeti temel alan kapitalist sistemin ortadan kaldırılması ile mümkündür.”