20 yaşında iş cinayetinde katledilen İbrahim Dam için Tuzla Hidrodinamik Tersanesi önünde Limter-İş’in çağrısı ile eylem yapıldı. İnşaat-İş, BİH ve Emek Partisi’nin katıldığı eylemde “Bir can daha eksildik. Patronlar öldürüyor, iktidar kolluyor, yargı aklıyor. Bu devran böyle sürmez” pankartı açıldı. Basın açıklaması öncesi giriş kapısı değiştirilerek işçilerin eyleme katılması engellenmeye çalışılırken pankart arkasına geçemeyen işçiler içerden eylemi izleyerek katılmaya devam etti.
“İş kazası değil bu bir cinayet”, “İşçiler birleşin sömürüye son verin”, “Kaza, kader değil bu bir cinayet” sloganlarının atıldığı eylemde basın açıklamasını Limter-İş Genel Başkanı Kanber Saygılı okudu. Saygılı, iş güvenliği ile ilgili önlemlerin alınmadığını belirttiği açıklamada İbrahim Dam’ın denize düştükten tam iki saat sonra cansız bedeninin denizden çıkarıldığını ve küçücük bir önlem dahi alınsa İbrahim’in bugün aramızda olacağını belirtti.
Bu senenin ilk dört ayında iş cinayetlerinde katledilen 585 işçiyi anan Saygılı “İşçilerin hayatını ne yazık ki kar etmekten daha değersiz gören bir düzen içerisindeyiz. Bu düzenin normali patronların kazanması için işçilerin ölümüne çalıştırılmasıdır. Bu yüzden işçi ölümleri politiktir. Bu yüzden işçi ölümlerinin tamamı iş cinayetidir. Sadece işçi ölümleri değil, işten kaynaklı meslek hastalıkları ve buna bağlı ölümler de iş cinayetidir” dedi.
Saygılı, son 20 yılda iş cinayetlerinde katledilen 30 binden fazla işçinin bir savaş bilançosu sonucu hayatlarını kaybettiğini belirtti. Bu savaş bilançosunun sorumlulularının karına kar katan patronlar, kuralsız ve çok yoğun saatler çalışmayı kural haline getiren taşeron sistem ve bu taşeron sistemin denetlenilmemesi hatta üstünün mevcut iktidar tarafından kapatılması olduğunu belirtirken bazı talepler sıraladı:
- Kuralsız çalışmanın diğer adı olan Taşeronluk sistemi kaldırılsın.
- Sendikalaşmanın önündeki engeller kaldırılsın, sendika düşmanlığına son verilsin.
- İşçi sağlığı ve iş güvenliği için, Üniversitelerden, Meslek Odalarından, Barodan, Sendikalardan ve öncü işçilerden oluşacak inceleme, araştırma ve yaptırım yetkisi bulunan bir komisyon kurulsun.
Saygılı, basın açıklamasına şu şekilde devam etti: “İşçi sağlığı ve iş güvenliği meselesi patronların keyfine, her biri bir tersanenin ortağı olan siyasal iktidara veya siyasallaşmış, bağımsızlığını yitirmiş yargıya bırakılamaz. Bu ölümlere bir dur demenin zamanı geldi. Çözümü hemen yanı başımızdaki komşu ülkenin işçileri kulağımıza fısıldıyor. Geçen hafta Yunanistan’da Perama tersanesinde gerçekleşen iş cinayeti dolasıyla yüzlerce işçi greve çıktılar, iş bıraktılar, patronların kar hırsı için ölmek istemediklerini ifade ettiler. Bizim için de çözüm işçi kardeşlerimize kulak vermekten geçiyor. 2008 yılında yaptığımız gibi çözüm birlikte ve beraberce hareket etmekten geçiyor. Çözüm örgütlenmekte, çözüm birliktelikte hareket etmekte, çözüm eyleme geçmektedir. Bir can daha eksilmeyeceğiz, Bu devran böyle sürmeyecek.”