İpek Er’i tecavüzü soncu ölüme sürükleyen uzman çavuş Musa Orhan’ın tahliye edilmesine tepki gösteren anne Hakime Kılınç, “Sağ olduğum sürece davacıyım. Canımdan vazgeçerim bu davadan vazgeçmem. Belindeki silaha ve devlete güvenerekten bunları yaptı” dedi.
Siirt’te İpek Er’e tecavüz eden ve Batman’da ölüme sürükleyen uzman çavuş Musa Orhan’ın tahliye edilmesine yönelik tepki gösteren Er’in annesi Hakime Kılınç, sağ olduğu sürece davadan vazgeçmeyeceğini söyledi. Jinnews’in ulaştığı anne Kılınç, “Sağ olduğum sürece İpek’in davasını bırakmayacağım. Gözlerimle o adamın yargılandığını, ceza aldığını göreceğim. Adalet yok, olsaydı serbest bırakılmazdı. Onu nasıl bırakırlar? Nerede adalet, nerede hukuk? İpek’in cansız bedeni gözümün önünden gitmiyor. Onu serbest bırakan savcıdan, hakimden de davacıyım. Bunu bize yaşatmaya hakları yok. İpek günlerce hastanede hayatta kalmaya çalıştı. Artık dayanacak gücüm yok. Bir alıyorlar bir bırakıyorlar. Bu nasıl adalettir. Babası, annesi hiç kimsesi arayıp ‘oğlumuz adına özür dileriz’ bile demedi. Bir başsağlığı dilemediler. Çocuklarını koruyorlar. Aklamaya çalışıyorlar. Ben kabul etmem, kabul etmiyorum. İpek ölmedi, İpek o adam ceza almadan ölmeyecek. İpek’in kemikleri sızlıyor. Ben İpek rahat uyusun diye her şeyi yapacağım” sözlerini kullandı.
Devlete güvenerek yaptı
“Ömrüm olduğu sürece ayaklarımın üzerinde olacağım ve bu davanın peşinde olacağım” vurgulayan Kılınç, şöyle devam etti: “Ben uyuyamıyorum, bir şey yiyemiyorum. Benim aklım fikrim İpek’te. Benim aklım fikrim o adamın yargılanmasında. Benim içimi rahatlatacak tek şey o adamın cezalandırılması olacak. Fotoğrafını her yerde paylaşıyorlar ama bu yetmez. O kişi en ağır cezayı almalı. Onu asla affetmeyeceğim. Buna hak ettiği cezayı verebilecek hakim ya da savcılar yok mu? Onların adaletine artık güvenmiyorum. Onu koruyanların da yakasından düşmeyeceğim. Kızımı hem kaçırdı hem tehdit etti o adam ve ‘seni nasıl götürdüysem öyle de öldürürüm’ demişti. Kızım intihar ederken de yazdığı mektupta bu kişinin ona neler yazdığını söylemişti. Başına gelen her şeyi yazmıştı kızım. Devletin ve onun korkusundan mektubu saklamıştı. Belindeki silaha ve devlete güvenerekten bunları yaptı.”
Kanının düştüğü yeri temizlemedik
Kılınç, karara yönelik tepkisini şöyle sürdürdü: “Süleyman Soylu’nun ‘siz bunu nasıl bıraktınız’ deyip karşısında durması gerekirdi. İpek’in kendini vurduğu odayı, kanının düştüğü yeri bile daha temizlemedik. Ben İpek’imin parçalanmış bedenini unutmuyorum. Unutmayacağım. Sen askersin diye kadınlara tecavüz mü edeceksin? Sen neye güveniyorsun? Kızım korkudan bize bir şey söyleyemedi. Ben bu davanın peşinde olacağım. Tüm Türkiye, tüm dünya bunu bilsin.”