Anayasa Mahkemesi’nin infaz düzenlemesini yeniden ele alması gerektiğini belirten MED TUHAD-FED yöneticisi avukat Yusuf Çakas, “Hasta, yaşlı ve çocuk tutuklular ile hükümlülerin bir an evvel tahliyesi gerçekleşmelidir” dedi.
Koronavirüs (Covid-19) vakalarının hapishanelerde yaygınlaşmaya başladığı belirtilirken, Med Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED) yöneticisi avukat Yusuf Çakas, siyasi tutukluları kapsamayan ve Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşınan Ceza İnfaz Kanunu’na ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Koronavirüs salgını yayıldığı ilk günden itibaren hapishanelerde alınan tüm tedbirlerin yetersiz kalacağını uyarısında bulunduklarını belirten Çakas, Buca Kapalı Hapishanesinde 64 tutuklunun koronavirüsü testinin pozitif çıktığını hatırlattı. Salgının hapishanelere girdikten sonra sosyal temasın önünün alınamadığını belirten Çakas, hapishanelerin kapasitesinin üstünde olduğunu dile getirdi. Buca Kapalı Cezaevi’nde yaşananlarının somut göstergesi olduğunu ifade eden Çakas, “Bu aşamadan sonra yapılması gereken yaşam hakkının kutsallığını esas alarak bir an evvel tahliyelerin başlatılmasıdır. Dünya Sağlık Örgütü’nün aşısı ve tedavisi için süre bile veremediği bir salgında toplumsal genel talebin de esas alınması ve cezaevlerinin boşaltılması gerekmektedir. Birçok tedavinin aksaması tutuklu ve hükümlülerin sağlığına ciddi anlamda etkilemektedir. Elbette ilk çözüm önerimiz hasta tutuklu ve hükümlülerin tahliye edilmesidir. Ancak bu durum gerçekleşmezse bile cezaevlerine alternatif sağlık hizmetleri bir an önce sağlanmalıdır” dedi.
“Yemek, havalandırma, sıcak su konularında sıkıntılar yaşanıyor”
Çakas, özellikle telefon görüşmelerinde uygulanan ince aramadan bir an önce vazgeçilmesi gerektiğini belirterek, “Koğuşta olan, her türlü dış teması kesilmiş olan tutuklular ince arama ile telefon görüşüne götürülmesi fiziki temas kuralına aykırıdır. Bununla birlikte tutuklu ailelerinin salgın nedeniyle çalışamadığı ve cezaevlerinde ekonomik bir zorlanma yaşandığı bilgisi mevcuttur. Yine bazı cezaevlerinde temizlik malzemelerinin fiyatlarının önceki dönemlere göre çok fazla arttığı da bilinmektedir. Yemek kalitesi, havalandırma, sıcak su sorunlarının da yaşandığı bilinen bir gerçektir. Bu süreçte bilim kurulunun da önerdiği şekilde yemeklerinin kalitesinin yükseltilmesi gerekmektedir. Yine cezaevlerinde sıcak su sorunu acilen giderilmesi gerekiyor. Bunlar gibi birçok sorun yaşanmaya devam etmektedir” şeklinde konuştu.
“İnfaz yasasının Anayasaya uygunluğu denetlenmeli”
İnfaz Yasası’nın dar kapsamlı bir şekilde uygulandığını vurgulayan Çakas, bu süreçte temel görevin Anayasa Mahkemesi’nde olduğunu belirtti. Anayasa Mahkemesi’nin kapsayıcı bir değerlendirme yapması gerektiğini kaydeden Çakas, “Kanunların Anayasa’ya uygunluğunun denetlenmesi, hukuk devleti açısından büyük bir önem taşır. Anayasa’nın korunması, kişisel hak ve hürriyetlerin olduğu kadar, bütün hukuk düzeninin de korunması demektir. Anayasa Mahkemesi’nin en önemli görevi, kanun koyucunun, hukuk yaratma fonksiyonuna Anayasa tarafından konmuş bulunan sınırları aşmış olup olmadığını denetlemektir” diye konuştu.
“İnfaz düzenlemesi yeniden ele alınmalı”
Anayasa’nın 10’uncu maddesini hatırlatan Çakas, şunları söyledi: “‘Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz’ denilmiştir. Maddede yer verilen eşitlik ilkesi hukuksal durumları aynı olanlar için söz konusudur. Öyleyse Kovid-19 gündemiyle çıkarılan bir yasada cezaevinde olan herkesin aynı düzeyde etkileneceği bu kadar açık iken belli bir kesimin infaz yasasından faydalanması, anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olacaktır. Öncelikle Anayasa Mahkemesi’nin infaz düzenlemesini yeniden ele alması temel gündem olmalıdır. Bu gerçekleşmezse bile hasta tutuklu hükümlüler, yaşlı, çocuklu tutuklu ve hükümlülerin bir an evvel tahliyesi gerçekleşmelidir.”