İzmir’de depremde çöken binalara ilişkin iddiaları değerlendiren İMO İzmir Şube Başkanı Eylem Ulutaş Ayatar, “Ulusal Deprem Strateji Eylem Planına” vurgu yaparak, “Deprem değil binalar konuşulmalı” dedi.
İzmir’de merkez üssü Seferihisar olan depremde yaşamını yitirenlerin sayısı 100’e yükselirken, arama tarama çalışmaları da devam ediyor. Depreme ilişkin son gelişmeleri değerlendiren Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, şu ana kadar 4 bin 424 binada, 33 bin 434 bağımsız bölümde hasar tespit çalışmalarını yaptıklarını belirtti. Kurum, acil, ağır hasarlı ve yıkık bina sayımız 58 olduğunu, az hasarlı 397 bina, orta hasarlı 66 bina olduğunu aktardı.
Yerel kaynakların aktarımlarına göre; çöken ve enkaz haline gelen binaların nedeni denetimsizlik, kolonların kesilmesi ve binaların zemin etüdünün yapılmaması. Deprem olduğu ilk andan beri sahada çalışma yürüten Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne (TMMOB) bağlı İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) İzmir Şubesi 26 ekipten oluşan 62 kişiyle sahada çalışma yürütüyor. Mezopotamya Ajansı’ndan Naci Kaya- Tolga Güney, hasar tespit çalışmaları Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından ret edilen İMO İzmir Şube Başkanı Eylem Ulutaş Ayatar ile yaşanan depremi ve tespit çalışmalarını konuştu.
‘İzmir beklediği depremini yaşamadı’
Depremin şiddeti hakkında değerlendirmelerde bulunan Ayatar, ivme değerinin önemine dikkati çekti. Ayatar, “İvme bir kuvvettir. Binaya etkidiği kuvveti hesaplayarak binayı tasarlarız. Bu noktada deprem binalara 4/1 (4’te 1) oranında bir kuvvetle etkilemiş. Yani şunu net olarak söyleyebiliriz; aslında İzmir kendi depremini yaşamadı. O beklenen merkezi deprem yaşanmadı. Nispeten 4/1 oranında etkisi olan bir deprem yaşadı” dedi.
‘Deprem öldürmez bina öldürür’
“Deprem öldürmez bina öldürür” diyen Ayatar, zeminin önemine vurgu yaparak, “Zeminden alınan değerlerin yapıya aktarılması önem arz ediyor. Tabi binanın tasarlanmasından, uygulanmasından, işçilik, malzeme ve denetim gibi bir bütün olarak değerlendirmek lazım. Yaşanan depremde bu sistemlerin her birinde ya da birkaçında bir sorun olduğuna işaret ediyor binalarla ilgili” diyerek aktarımlarda bulundu.
Çöken binalara ilişkin iddialar
Çöken binalar hakkında kolonların kesildiği yönündeki iddialar hakkındaki söylemlere ilişkin de Ayatar, çöken ve enkaz haline gelinen binalarda gözleme dayalı tespitlerinin bu iddiaları doğrulayabileceğini ancak bu söylemlerin şu anlık aşamada teyit edilmesi gereken önemli iddialar olduğunu söyledi. Bu aşamada iddiaların tespitin mümkün olmadığını aktaran Ayatar, “Bu aşamada iddialara ilişkin tadilat olup olmadığına bakmak lazım. Proje üzerinde tadilat var mı? Ki varsa yasal olarak zaten denetlenmiştir, onay verilmiştir diye net bir bilgiye ulaşılır” dedi.
‘2005’deki depremde geçici önlemlerle sıvandı’
Özellikle Barış ve Cumhuriyet sitesindeki binalar ve enkaz haline gelen binaların inşasında deniz kumu kullanılması hakkındaki iddialara da değinen Ayatar, hasar gören birçok binanın 30 yıllık eski binalar olduğunu, çöken birçok binanın alt katlarının dükkan veya otopark olarak kullandığını bilgisini paylaştı. Ayatar, “Hatta bir binada 2005’de yaşanan depremde hasar aldığı ve geçici bir önlemle sıvandığı konuşuluyor. Orada ciddi bir güçlendirme çalışması ya da bir performans analizinin yapılmış olması gerekiyordu. Bunlar yapılmadan doğrudan sadece kapatılmak amacıyla bir sıvanma durumu söz konusuysa tabi ki binalar yıkılır” diye belirtti.
‘Meslek odalarının sürecin dışına itilmesi doğru değil’
İnşaat mühendisleri olarak ilk andan itibaren sahada olduklarını aktaran Ayatar, ilk andan itibaren AFAD, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, ilgili kurum ve kuruşlarla irtibata geçtiklerini ve her türlü desteği sunmaya hazır olduklarını aktardığını söyledi. Hasar tespit çalışmalarında bulunma taleplerinin Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından ret edilmesinin kabul edilemez olduğunu söyleyen Ayatar, “İnşaat Mühendisleri Odası orada olmayacak da kim olacak” diye sorarak tepki gösterdi. Ayatar, “Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’ne bizim çok yakınımızda ve sürekli oraya giderek talebimizi ilettik. 2- 3 kez ben gittim. Haritayı görelim haritanızı açın ve neresi diyorsanız; oraya gelelim dedik. Meslek odalarının sürecin dışına itilmesi doğru değil. Depremi yaşadık ve dayanışma içinde olmamız gereken bir süreçteyiz. Umarım bir an önce yanlıştan dönülür. Konusunda uzman inşaat mühendisleri burada. Büyük bir yanlış olarak görüyorum ve umarım bu yanlıştan kısa zamanda dönülür” şeklinde konuştu.
‘Deprem değil binalar konuşulmalı’
Halka destek sunan bir gelenekten geldiklerini ve Aşık Veysel bölgesinde gelen talepler doğrultusunda kriz masası açtıklarını sözlerine ekleyen Ayatar, sahada bir koordinasyon eksikliğinin yaşandığını belirterek, bunun kısa zamanda çözülmesi gerektiğine vurgu yaptı. Hasarlı binalara ilişkin de yurttaşlara uyarılarda bulunan Ayatar, “Yetkili kişiler girebilirsiniz demeden kesinlikle girmesinler. Zaten ağır hasarlı olan binaların çevresi de kapatılıyor. O binalardan da uzak dursunlar” dedi.
Deprem yaşandığı zaman hep depremlerin konuşulduğunu ancak konuşulması gereken şeyin binaların olduğunun altını çizen Ayatar, “Ulusal Deprem Strateji Eylem Planında çıkartılması gereken bina envanterinin bir an önce konuşulması, gündeme alınması, hızlıca tarama tekniklerinin yapılması gerekiyor” ifadelerini kullandı.