Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin 2010 yılı aralık ayından itibaren altın üretimi yaptığı Erzincan’ın İliç ilçesinde bugün saat 14.30 sıralarında Eski Değirmen mevkiinde toprak kayması meydana geldi. Aktif fay hattı üzerinde yer almasına rağmen, siyanürle altın çıkarılan maden için 2008’de ÇED raporu verildi ve iptal davası reddedildi. Artı Gerçek’e konuşan Türkiye Barolar Birliği (TBB) Çevre ve Kent Hukuk Komisyonu Üyesi Avukat Barış Yıldırım ÇED olumlu kararlarının iptali için yürüttükleri dava sürecini anlattı. Ağır kimyasallarla kirlenen toprağın Fırat Nehri’ne karışması olasına dikkat çeken Yıldırım şunları söyledi:
“Parça parça ÇED olumlu kararları aldılar. Böylece Munzur dağlarının kuzeyinden güneyine doğru ilerlediler. ÇED olumlu kararını iptali için açılan davalar sırasında gözlemci sıfatındaydım. Maden sahası keşif sırasında belli şeylere dikkat çekmiştik. Dikkat çektiğimiz hususlar sonrası orada siyanür solüsyonu toprağa karışmıştı, siyanür borusunun patlaması neticesinde. Şimdi de yerel kaynaklardan aldığımız bir bilgilere göre çok büyük bir heyelanın meydana geldiği söyleniyor. Bölgedeki toprak bileşkesi maden pasası ağır kimyasallar içeren bir pasa. Umarız ve dileriz ki Fırat Nehri’ne karışmamış olsun. Çünkü çok yakın. Kullanılan kimyasallardan kaynaklı bu ağır kimyasalların bulunması çok yüksek. Oradaki heyelanın depolanan pasalardan kaynaklı olduğuna ilişkin bir değerlendirme de var. Görüntülerden izlediğimiz kadarıyla aşağı doğru meyilli çok hızlı bir şekilde akıyor. Fırat Nehri hemen zaten neredeyse alt kısmında.”
“Fırat havzasındaki tüm projeler iptal edilmeli”
Avukat Yıldırım, bölgedeki maden projelerin derhal iptal edilmesi gerektiğini de vurguladı ve şöyle konuştu:
“Fırat Havzası Türkiye’nin en büyük su toplama havzası. En önemli kolları da Munzur dağlarından doğar ve bu havzada birleşir. Havzanın geri dönüşümü olmayan bir noktaya gelmesi istenmiyorsa -ki bu sadece Türkiye’nin değil Orta Doğu’nun da can damarı olan bir akarsu. Fırat Havzası’ndaki tüm maden projelerini İptal edilmesi gerekiyor.”
“Göz göre göre gelen bir katliam”
Polen Ekoloji Derneği’nden Onur Yılmaz ise “Göz göre göre gelen bir katliam” sözleriyle İliç’te yaşananları özetledi. Yılmaz, bölgenin daha önce birçok çevre sorunuyla gündeme geldiğini ifade ederek madene karşı açılan davaları hatırlattı ve sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yürütmeyi durdurma kararları da alınmıştı fakat mevcut iktidar tarafından şirket korundu. Maden alanında siyanür sızıntıları da olmuş, burada da kısa süreli kapatmalar yaşanmış ve şirket dokunmayacak para cezaları vermişti. Sadece Kanadalı şirket üzerinden ifade ediliyor her şey ama Çalık Grubu da şirketin yüzde 20 ortağı ve geçtiğimiz dönem 7.2 milyon dolar vergileri silinmişti.”
“Küçük bir Çernobil yaşanmış durumda”
Siyanürlü toprağın Fırat Havzası’na akması halinde bütün Ortadoğu’nun etkileneceğini ifade eden Yılmaz, şunları ekledi:
“Bu coğrafya sömürgeci talanın göz göre göre kurbanı oluyor ve uluslararası bir konu bu. Kıyaslamak doğru değildir elbette ama küçük bir Çernobil yaşanmış durumda” dedi. Önceliğin şu an toprak altında kalan işçilerin kurtarılması gerektiğini belirten Yılmaz, uzun vadede yaşanabilecek olumsuz etkilere de dikkat çekti. Yılmaz, “Madenin bir an önce kapatılarak bölgede sağlıklı yaşam koşullarını sağlayacak telafi koşullarının devreye sokulması için mücadele edeceğiz.”