Akbelen Ormanı’nda kömür sahasını genişletmek isteyen YK Enerji’ye karşı 462 gündür nöbet tutan köylüler Milas’ta açıklama düzenledi.
Muğla’nın Milas ilçesi İkizköy mevkiinde yer alan Akbelen Ormanı’nda kömür sahasını genişletmek isteyen YK Enerji’ye karşı köylüler 462 gündür nöbet tutuyor. Üçüncü kez yapılan bilirkişi keşfinin ardından raporları bekleyen İkizköylüler “Akbelen için adalet” diyerek Milas’ta basın açıklaması düzenledi.
Milas Karayolları’nda toplanan kitle “Havama, suyuma, toprağıma dokunma”, “Su, güneş, rüzgar hepimize yeter”, “Akbelen için adalet”, “Direne direne kazanacağız” ve “İklimi değil sistemi değiştir” sloganları eşliğinde Milas Atapark’a yürüyüş gerçekleştirdi.
Açıklamaya köylülerin yanı sıra İkizköy Çevre Komitesi, Gökova Ekoloji Yaşam Derneği, Deştin Çevre Platformu, MUÇEP, Milas 78’liler, Eğitim Sen, Muğla Barosu, Tüm Emekli Sen, EMEP, HDP, SOL Parti, TİP, CHP, Yeşil Sol Parti ve SYKP temsilcileri de destek verdi.
Basın açıklamasını Karadam Karacahisar Doğayı Doğal Hayatı Koruma Güzelleştirme ve Dayanışma Derneği (KARDOK) Başkanı Nejla Işık okudu. Yıllardır kömür madeni ve termik santrale karşı mücadele ettiklerini söyleyen Işık, “Direnişimize ilk günkü inançla, azimle, umutla devam ediyoruz. Canımız pahasına koruduğumuz, dört elle sarıldığımız Akbelen Ormanı’nın sesi olabilmek, Akbelen İçin Adalet sesini duyurabilmek için burayız” dedi.
“Öfkemiz acımız kadar büyük”
Bartın Amasra’daki maden ocağında iş cinayetinde yaşamını yitiren 41 işçiyi anarak sözlerine devam eden Işık, “Başta maden işçilerimizin aileleri olmak üzere hepimizin başı sağ olsun. Ne yazık ki gerekli önlemleri almayan, işçilerimizin canını kâr uğruna hiçe sayan bu kapitalist sistem; çoktandır kapatılması gereken termik santral ve kömür madenlerini ayakta tutuyor, işçilerin insanca çalışma koşullarına ulaşma hakkını ellerinden alarak onları karın tokluğu uğruna kendine mahkum ediyor. Sonra da 3 kuruş daha fazla para kazanabilmek adına, işçileri kömürün yıkıcı etkilerinden korumak için kılını bile kıpırdatmıyor. Ne söylesek yetersiz kalıyor; öfkemiz acımız kadar büyük, bu katliamın tüm sorumlularının bir an önce yargılanmasını istiyoruz” diye konuştu.
“Aç gözlü şirketin karşısında, hâlâ yılmadan direniyoruz”
“Yitirdiğimiz 41 can gibi bizler de yıllardır kömürün gölgesi altında yaşıyoruz. Yerimizden yurdumuzdan ediliyor, yaşam alanlarımızın katledildiğine şahit oluyor, geleceğimizi ve sağlığımızı sırf bir avuç insanın cebi dolsun diye kaybediyoruz. Havamızı zehirleyen, su kaynaklarımızı yok eden, topraklarımızı alt üst eden, zeytinlerimizi acımasızca yerle bir eden bu aç gözlü şirketin karşısında, hâlâ yılmadan direniyoruz” diyen Işık, geçen sene yanan ormanları hatırlatarak, Akbelen Ormanı’na sahip çıkmanın önemine değindi.
“Akbelen için, zeytin için, iklim için adalet”
Işık, “Hem Akbelen’i bir kalkan gibi çevreleyip koruyan hem de Akbelen’in içinde, kalbinde yaşayan 35 bin zeytin ağacımız varken, Akbelen Ormanı’nın kesilmesi mümkün değildir! Yönetmelik değişikliği ile zeytinlikleri madene açmak isteyen şirket, yıllardır defalarca kez denenip başarısız olunduğu gibi; Zeytin Kanunu’nu yıkamaz, kanunu yönetmelikle alt edemez, tüm bunları kendi kişisel çıkarları için kullanamaz. Biliyoruz ki vicdanlarının sesiyle yazılmış bilirkişi raporları Akbelen’in kurtuluşu olacak. Akbelen’i koruyacak bilirkişi raporunu umutla bekliyoruz. Kamu yararı arıyorsanız; kamu biziz, buradayız, haykırıyoruz; ya ölmez ağaç zeytin, ya katil kömür. Akbelen Ormanı’nı vermeyeceğiz. Akbelen için, zeytin için, iklim için adalet” diye konuştu.