“Görülen odur ki; mülteciler hakkında yayılan çok sayıdaki yalan bilgiye ‘muz tartışması’ ile bir yenisi eklenmiştir. Birlikte yaşamı tehdit eden her tür davranıştan kaçınmak bir gerekliliktir. Ancak ağır emek sömürüsüne maruz kalan, bu topraklarda insanca yaşama koşulları sağlanamadığı için ölümü göze alarak umut yolculuklarına çıkan mültecileri ‘muz tartışması’ ile hedefe koymak ama itiraz etmelerine bile izin vermemek bir bütün halinde zalimliktir”
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, sosyal medyadaki bir sokak röportajında Suriyelileri hedef göstererek “Ben muz yiyemiyorum, kilolarla muz alıyorsunuz” diyen kişiye karşı sosyal medyada muz yerken paylaşım yapan ve bu nedenle gözaltına alınıp haklarında sınır dışı kararı verilen 11 mülteci için yazılı açıklama yaptı.
Hukuk dışı soruşturma, gözaltı ve sınır dışı kararlarına tepki gösteren İHD İstanbul Şubesi, “Sokakta başlayan ve nefret saldırılarına zemin hazırlayan bu ayrımcı söylem, Göç İdaresi Başkanlığı, emniyet ve yargı eliyle eyleme geçirilerek büyütülüyor. Bu durum ayrımcılık ve geri gönderme yasağı yanında, mültecilik hakkı ve ifade özgürlüğünün açık ihlalidir ve derhal durdurulmalıdır” dedi.
“Ayrımcılık suçtur”
İHD İstanbul Şubesi, sosyal medyada muz yeme paylaşımı yaptıkları iddiasıyla İstanbul’da Arnavutköy, Bakırköy, Güngören, Bahçelievler, Sultangazi, Bağcılar da dahil 8 ilçede 11 mültecinin gözaltına alındığını ve haklarında sınır dışı kararı verildiğini hatırlatarak şunları kaydetti:
Sosyal medyada yürütülen ve açık ayrımcılıktan kaçınan çoğu tartışmada ise mülteciler için halen yaygın bir şekilde “misafir” tanımı kullanılmaktadır. Mülteciler misafir değildir, mültecidir. Mültecilik, tanımına bağlı olarak tartışmasız bir haktır ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi 14. maddesinde mülteciliği temel bir hak olarak düzenlemektedir. 1951 Mültecilere Dair Cenevre sözleşmesi ile Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ise, hiç kimsenin zulüm göreceği bir yere geri gönderilemeyeceğini söyleyen geri gönderme yasağını kabul eder. Yine Anayasanın 10., 36. ayrımcılık yasağına işaret eder ve Türk Ceza Kanunu 122. maddesinde ayrımcılık suç olarak tanımlanır. Buna rağmen ayrımcı söylemler resmi makamlar tarafından desteklenmekte mülteciler cezalandırılmaktadır.
“Sınır dışı kararı kabul edilemez”
Mülteciler hakkında yayılan çok sayıdaki yalan bilgiye “muz tartışması” ile bir yenisi eklendiğini vurgulayan İHD İstanbul Şubesi, açıklamanın devamında şu ifadeleri kullandı:
Birlikte yaşamı tehdit eden her tür davranıştan kaçınmak bir gerekliliktir. Ancak ağır emek sömürüsüne maruz kalan, bu topraklarda insanca yaşama koşulları sağlanamadığı için ölümü göze alarak umut yolculuklarına çıkan mültecileri “muz “tartışması ile hedefe koymak ama itiraz etmelerine bile izin vermemek bir bütün halinde zalimliktir. Bu zalimliğe karşı geliştirilen ve “alaycı” tabir edilen sosyal medya paylaşımlarının ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerekirken, savaşın devam ettiği Suriye’ye sınır dışı edilmelerine karar verilmesi kabul edilemez. Bu durum ayrımcılık ve geri gönderme yasağı yanında mültecilik hakkı ve ifade özgürlüğünün açık ihlalidir ve derhal durdurulmalıdır. Ancak bununla kalınmamalı, ayrımcı söylem ve eylemlerde bulunanlara yönelik idari ve hukuki yasal işlem başlatılmalıdır.