İHD Diyarbakır Şubesi, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Gününde yayımladığı raporda, 2017-2021 yılları arasında bölgede 132 çocuğun yaşam hakkının ihlal edildiğini açıkladı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla hazırladığı “Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi 2017-2021 Yılları Arası Çocuk Haklarına Yönelik İhlalleri Raporu”nda göre 2017-2021 yılları arasında bölgede 132 çocuğun yaşam hakkının ihlal edildiğini açıkladı. Kolluk görevlilerinin kullandığı zırhlı, resmi, sivil araçların karıştığı 20 olay sonucunda 12 çocuk yaşamını yitirdi, 12 çocuk ağır şekilde yaralandı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) raporu düzenlediği basın toplantısında açıkladı. Şube binasında düzenlenen toplantıda konuşan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun, “Bu ihlallerin temel sebeplerinden olan Kürt meselesi bağlamındaki şiddet ve çatışma ortamının sonlandırılması, barışçıl hak odaklı çocuk haklarını özne kılan bir politikanın sergilenmesi gerekiyor” dedi.
“Kürt sorunun çözümsüzlüğünden en fazla etkilenen grup çocuklar”
İHD Çocuk Komisyonu üyesi Eylül Özgültekin ise, Türkiye’de ana dili Türkçe olmayan çocukların eğitim, ifade özgürlüğü ve kendi kültürünü yaşatma haklarının kullanımının engellendiğine dikkat çekti. Özgültekin, “Yerleşim alanlara sıçrayan çatışma ve savaş hali ile çocuklar silahlı şiddetin hedefi oluyor, patlayıcılar ile yaralanıyor, hayatlarını kaybediyorlar. Kürt meselesinin çözümsüzlüğüne paralel olarak, kullanılan aşırı güvenlikçi politikalar ile birlikte çoklu hak ihlallerinin sistematik bir biçimde gerçekleştiğini ve bu durumdan en fazla etkilenen gruplar arasında çocukların olduğunu ifade edebiliriz” diye konuştu.
Yaşam hakkı ihlalleri, şüpheli ölümler ve istismar
Raporlarını, yapılan başvurular ve medya izleme/tarama verileri üzerinden oluşturduklarını aktaran Özgültekin, 2017-2021 yılları arasında meydana gelen çocuklara yönelik hak ihlallerini sıraladı. Özgültekin bölge kentlerinde yaşanan silahlı çatışmalar sırasında 2 çocuğun yaşamını yitirdiğini, 1 çocuğun yaralandığını; polis veya jandarma kurşunuyla 2 çocuğun yaşamını yitirdiğini, 5 çocuğun yaralandığını belirtti. Özgültekin, 2017 ile 2021 yılları arasında bölgede toplam 132 çocuğun yaşam hakkının ihlal edildiğini, 385 çocuğun yaralandığını söyledi.
Özgültekin’in paylaştığı diğer bilgiler şöyle:
- “Bombalı eylem saldırıları sırasında 4 çocuk yaşamını yitirmiştir.
- Mayın ve sahipsiz bırakılan patlayıcılar sonucu 13 çocuk yaşamını yitirmiş, 26 çocuk ise ağır şekilde yaralanmıştır.
- İhmal sonucu, 19 çocuk yaşamını yitirmiş, 265 çocuk ise çeşitli şekillerde yaralanmıştır.
- 26 çocuk şüpheli şekilde yaşamını yitirmiştir.
- İntihar sonucu 30 çocuk yaşamını yitirmiş, 11 çocuk intihar teşebbüsünde bulunmuştur.
- Çocuk intiharları en çok Diyarbakır, Şırnak, Urfa, ve Van’da yaşanmıştır.
- Aile içi şiddet sonucu 16 çocuk yaşamını yitirmiş, 50 çocuk ise yaralanmıştır.
- 43 çocuk aile içinde cinsel istismara maruz kalmış, 6 çocuk kaçırılmış alıkonulmuştur.
- Toplumsal alanda şiddet sonucu 20 çocuk yaşamını yitirmiş, 27 çocuk ise yaralanmıştır.
- 613 çocuk toplumsal alanda cinsel istismara maruz kalmış, 17 çocuk kaçırılarak alıkonulmuştur.
- 5 çocuk fuhuş yapmaya zorlanmıştır
- Okullarda en az 6 çocuk şiddete maruz kalmıştır.
- İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) 12 Haziran 2022 tarihinde yayınladığı 2013-2021 çocuk işçiliği raporu verilerine göre bölge kentlerinde en az 176 işçi çocuk yaşamını yitirmiştir. Türkiye geneli ve bölgede işçi çocukların en çok yaşamını yitirdiği iller Urfa ve Antep olduğu tespit edilmiştir.”
“157 çocuk gözaltına alındı, 14 çocuk tutuklandı”
Çocukların özgürlüğü ve güvenliğine yönelik ihlallere işaret eden Özgültekin, bölgede 157 çocuğun gözaltına alındığına işaret ederek, “14 çocuk tutuklanmıştır. Gözaltında 29, hapishanelerde 8 ve gözaltı yerleri dışında 34 olmak üzere en az 71 çocuk işkence ve kötü muameleye maruz kalmıştır.” dedi.
Alınması gereken önlemler
Çocukların yaşam haklarına yönelik ihlallerine önüne geçilmesi için barışçıl politikaların yürütülmesi gerektiğini vurgulayan Özgültekin, alınması gereken önlemleri şöyle sıraladı:
- “Kara mayınları ve yerleşim yerlerine bırakılan patlayıcı maddelerin sebep olduğu ihlallerin tekrarlanmaması amacıyla OTTOWA sözleşmesinin yüklediği sorumlulukları yerine getirilmelidir.
- Zırhlı araçların yerleşim yerlerinde kullanımının yasaklanması, bu araçların neden olduğu ihlallerin hukuki-idari denetiminin tüm boyutları ile sağlanarak etkin bir soruşturma evresi geçirmesi gerekmektedir.
- Çocuk hak ihlali faillerinin taşıdıkları kimliklerden bağımsız olarak haklarında ivedi, etkin ve adil bir yargılama yapılmalı, çocuklar açısından onarıcı adaletin sağlanması ile yaşanacak benzer ihlallerin önüne geçilmelidir.
- Çocukların eğitim, ifade özgürlüğü, kendi kültürünü yaşatma ve kendi dilini özgürce kullanma haklarını içeren Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair sözleşmenin 17-29-30. Maddelerindeki çekinceleri bir an önce kaldırılmalı, çocukların kendi dillerinde gelişmesi için uluslararası standart yakalanmalıdır.
- Cinsel istismarın önlenmesi için öncelikle Lanzarote Sözleşmesinin gereği yerine getirilmeli, okullarda cinsel eğitim ve cinsel istismardan korunma eğitimleri ders programlarına eklenmelidir.
- Çocukların gözaltında, gözaltı yerleri dışında ve hapishanelerde maruz kaldığı işkence ve kötü muamele açısından idari ve adli soruşturmalar yürütülmelidir.”