Fransız haber ajansı AFP, Şam’da yönetimi ele geçiren cihatçı çete Heyet Tahrir el Şam’ın (HTŞ) lideri Ebu Muhammed el Colani’nin (Ahmed el Şara) pazartesi günü Suriye Demokratik Güçleri (SDG) yöneticileriyle görüştüğünü aktardı. AFP’ye konuşan ve ismi verilmeyen Suriyeli yetkili, görüşmelerin ‘olumlu’ geçtiğini söyledi.
Rûdaw’a bilgi veren ve isminin açıklanmasını istemeyen kaynak da görüşmenin Şam’da gerçekleştiğini ve görüşmede askeri konuların yanı sıra Rojava’nın akıbetinin de ele alındığını açıkladı. Kaynak, SDG’nin kontrolünde olan Halep’teki Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerinin akıbetinin de görüşmede gündeme geldiğini belirtti.
Görüşmede, “Diyalog zemininin oluşması için bu görüşmenin öncül olacağı” mesajı verildiği, her iki tarafın da önümüzdeki dönemlerde bu tür görüşmelerin yeniden yapılması konusunda anlaşmaya vardığı bildirildi.
Bu görüşme, Colani’nin SDG ile bilinen ilk doğrudan teması oldu.
Colani, pazar günü Al Arabiya televizyonuna konuşmuş ve Suriye’deki Kürt güçlerinin de yeni orduya entegre edilmesi gerektiğini söylemişti. Colani, “Silahlar sadece devletin elinde olmalı. Silahlı olan ve Savunma Bakanlığına katılma yetkinliğinde olan herkesi memnuniyetle karşılayacağız” demişti.
Colani, yeni anayasa yazım sürecinin üç yıl süreceğini, seçimler için de en az dört yıl gerekeceğini söylediği açıklamasında Kürtlerin, Suriye’nin ayrılmaz bir parçası olduğunu ifade etmişti.
Mısır’dan HTŞ’ye: “Kapsayıcı olun”
Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdülati, Suriye’deki Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) rejiminin dışişleri bakanı Esad eş-Şeybani ile yaptığı telefon görüşmesinde, Mısır’ın Suriye’ye desteğini ve ülkenin egemenliği ile bağımsızlığının korunması gerektiğini vurguladı.
Mısır Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Temim Halef, dün akşam yaptığı açıklamada, “Abdülati, Mısır’ın kardeş Suriye halkının yanında olduğunu ve meşru taleplerini desteklediğini belirtti. Suriye’deki tüm tarafları, bu kritik aşamada ulusal çıkarları ön planda tutmaya ve ülkenin istikrarını, kurumlarını, kaynaklarını, toprak bütünlüğünü korumaya çağırdı,” dedi.
Halef, “Mısır, Suriye’deki siyasi geçiş sürecinin kapsayıcı olmasını ve dış müdahaleler olmadan tamamen Suriye’ye özgü bir süreç şeklinde ilerlemesini umuyor. Bu süreç, Suriye’nin ve tüm bileşenleriyle Suriye halkının birliğini ve istikrarını desteklemeli, aynı zamanda ülkenin özgün Arap kimliğini korumalıdır,” ifadelerini kullandı.
Sözcü, ayrıca Dışişleri Bakanı’nın, “siyasi sürecin Suriye’deki toplumsal, dini, mezhepsel ve etnik çeşitliliği yansıtan kapsayıcı ve birleştirici bir yaklaşım benimsemesi gerektiğini” vurguladığını da sözlerine ekledi.
Bunun yanı sıra Abdülati, “Suriye’nin bölgede istikrar kaynağı olması gerektiğini, aynı zamanda farklı ulusal siyasi güçlerin geçiş sürecini yönetme ve Suriye’yi yeniden inşa ederek ülkenin hak ettiği bölgesel ve uluslararası konumunu geri kazanma rolü üstlenmesi gerektiğini” belirtti.
Görüşmenin sonunda, iki bakan önümüzdeki dönemde iletişimin devam etmesinin önemi üzerinde mutabık kaldı.
Suriyeli Dürziler: Devlet kurulmadan silahlarımızı teslim etmeyiz
Dürzi toplumunun manevi lideri Şeyh Hikmet el-Hicri ise, yaptığı açıklamada, Suriye’de silahların teslimi konusunun konuşulması için henüz çok erken olduğunu söyledi.
El-Hicri, katıldığı televizyon programında, “Devlet kurulmadan ve anayasamız yazılmadan silahların teslim edilmesi kesinlikle kabul edilemez. Bu, haklarımızın güvence altına alınması için şarttır,” dedi.
El-Meşhed portalının aktardığına göre el-Hicri, “Silahların teslimi konusunu konuşmak için henüz çok erken. Devlet, sivil bir devlet olmalı,” diye ekledi. Ayrıca, “Herkesin sürece dahil edilmemesi durumunda mevcut durumla ilgili endişelerimiz var,” ifadelerini kullandı.
“Biz, insanların özgürlüklerine saygı duyan bir devlet inşa etmek için herkesle birlikte çalışmaya kararlıyız,” diyen Hicri, “Geçici değil, kalıcı bir istikrar devleti kurma sürecindeyiz,” değerlendirmesini yaptı.
Hicri ayrıca, “Gelecekte bizi geriye götürebilecek herhangi bir açığı önlemek için Suriye devletinin oluşturulmasında uluslararası gözleme ihtiyacımız var,” diyerek uluslararası toplumun rolüne dikkat çekti.
