Açlık Grevi İzleme Heyeti, açlık grevlerini ölüm orucuna çeviren İbrahim Gökçek, Mustafa Koçak, Ebru Timtik, Aytaç Ünsal’ın yaşaması için taleplerin çözülmesi isteğini paylaşıyoruz diyerek İnsan Hakları Derneği’nde bir açıklama gerçekleştirdi.
İstanbul Tabip Odası, İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı İstanbul Temsilciliği ve KESK, SES İstanbul Şubeleri’nden oluşan Açlık Grevlerini İzleme Heyeti, devam eden ölüm oruçlarına dair açıklama yaptı. Açıklamada, “İnsanların açlık grevi yaparak yaşamını ortaya koymak zorunda bırakılmalarının sorumlusu ülkeyi yönetenlerdir” dendi.
İHD İstanbul Şubesinde gerçekleşen açıklamaya, İstanbul Tabip Odası adına Murat Ekmez, SES Sendikaları adına Erdal Güzel, TİHV adına Ümit Efe ve İHD İstanbul Şube adına Gülseren Yoleri katıldı.
İki yıldır değişik hapishanelerde ve dışarıda devam devam eden açlık grevlerini takip ettiklerini ifade eden heyet “Helin Bölek yaşamını kaybetti. İbrahim Gökçek, Mustafa Koçak, Ebru Timtik, Aytaç Ünsal yaşasın. Bugün yandan koronavirüs salgını bir yandan yoksulluk ve adaletsizlik insanların yaşam haklarını tehdit ediyor.” diyerek gerçekleştirdikleri açıklamada toplumsal duyarlılık çağrısında bulundu.
“İbrahim, Mustafa, Ebru ve Aytaç’ın ölmelerini istemiyoruz”
Gülseren Yoleri’nin okuduğu açıklamada, yetkililere sorumlulukları hatırlatıldı ve kamuoyuna duyarlılık çağrısı yapıldı: “Bizler yaşam hakkının korunması gereken en temel hak olduğunu, devletin yaşam hakkını korumak için pozitif ve negatif yükümlülükleri bulunduğunu, insan haklarının sadece hayatta kalmak adına değil;yaşamın saygınlığı ve insan onuru için elzem olduğunu ve insanın ancak haklarıyla insan olacağını, bu hakların ve özgürlüklerin kullanılabilir olmakta devletin sorumluluğu bulunduğunu, devletin bu sorumluluğunu yerine getirmemesi durumunda ise zulme karşı direnme hakkımız olduğunu biliyoruz. Bu nedenlerle Helin’in yaşamını kaybetmesinden ülkeyi yönetenleri sorumlu tutuyor, İbrahim, Mustafa, Ebru ve Aytaç’ın ölmelerini istemiyoruz.Ülkeyi yönetenlere sorumluluklarını bir kez daha hatırlatıyoruz. Yaşam hakkı da dahil insan haklarının savunulmasında insan onuru ve saygınlığının korunması adına zulme karşı direnme hakkımızın yüklediği sorumluluk gereğince toplumsal duyarlılık çağrısında bulunuyoruz.” ifadeleri yer aldı.