Hukukçular, iktidarın açıkladığı “Tam kapanma”da alkollü içki satışının yasaklanmasına “Karar ideolojiktir. Yaşam tarzınıza yönelik açık bir müdahaledir” diyerek tepki gösterdi.
17 Mayıs’a kadar sürecek “tam kapanma” sürecinde alkollü içki satışının yasaklanması tepkilere neden oldu. Hukukçular “Karar ideolojiktir. Yaşam tarzınıza yönelik açık bir müdahaledir” diyerek kararı eleştirdi.
Cumhuriyet’e konuşan İdare Hukuku uzmanı Prof. Dr. Metin Günday, “Kapanma sürecindeki alkol yasağının hiçbir hukuki dayanağı yoktur” dedi. Laik devletin kamusal yaşamı dinsel kurallara göre biçimlendiremeyeceğini söyleyen Günday, “Bu yasağa baktığımızda bir kimse alkol aldığı zaman koronavirüs ona daha fazla mı bulaşıyor? Alkol satışı yasakken, Cuma namazına gitmek ise serbest. Camide virüs bulaşmıyor mu? İktidar laik Cumhuriyetin tasfiye edilmesine yönelik taşlar döşemeye devam ediyor. Alkol yasağı da bu zincirin son halkası oldu” dedi.
“HUKUKA AYKIRI”
Hukukçu Celal Ülgen ise içki satışının yasaklanmasının idari bir işlem olduğunu belirterek “Bu işlem ile ilgili herhangi biri dava açsa hem yürütmeyi durdurma kararı alır ve hem de işlemi iptal ettirir” dedi. Ülgen ayrıca, “Bir taraftan içki satışlarından olağanüstü vergi alacaksınız, üretimine izin vereceksiniz sonra canın sıkılınca yasaklayacaksınız. Böyle bir şey olmaz” diye konuştu.
“ÖZEL YAŞAMA MÜDAHALE”
Kararın özel yaşama müdahale olduğunu ifade eden Hukukçu Turgut Kazan da “Bu müdahale hukukla ve hiçbir değerle bağdaşamaz. İktidar güç kazandıkça görüyoruz ki mevcut hükümet bizimle yaşamak istemiyor. İnsanlar da artık burada yaşamak istemiyor. İktidarın hukuk dışı uygulamalarıyla Türkiye’yi terk etme eğilimi de artıyor. Dolayısıyla iktidar “laik Cumhuriyetin köküne kibrit döksek de İhvan Cumhuriyetini kursak” diyor. Kendi gibi olmayanlara “defolsun gitsin” diyor. Halbuki o yasakladıkları içkiden ödenilen parayla Diyanet İşleri Başkanı’nın maaşı ödeniyor. Yani bu yasağın hukukla hiçbir ilişkisi yoktur ve bu düzenleme tamamen keyfidir” dedi.
Yasağın pandemiyle nasıl bir bağlantısı olduğunun topluma açıklanması ve bunun gerekçelendirmesi gerektiğini söyleyen Hukukçu Hüseyin Ersöz, da “Yaptım, oldu’ şeklindeki yaklaşım hukuk dışı ve hukukla bağdaşır bir durum olmayıp temel hukuk ve özgürlükler yönüyle de son dönemde sıklıkla karşılaştığımız keyfi bir uygulama görüntüsü vermektedir” diye belirtti.