Gazeteci Hrant Dink’in öldürülmesine yönelik kamu görevlilerinin de yargılandığı davada, eski emniyet müdürü Ali Fuat Yılmazer’in savunmasının alınmasıyla birlikte sanıkların esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmalarının alınması işlemi bitti. Dink ailesinin avukatlarının da mütalaaya karşı beyanlarının alınmasının ardından mahkemenin sanıklara son sözlerini sorarak dosyayı karara bağlaması bekleniyor.
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, gazeteciler, jandarma ve eski emniyet görevlilerinin de aralarında bulunduğu 6’sı tutuklu 76 sanığın yargılandığı davada, sanıkların esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmalarının alınması tamamlandı.
Yılmazer: İdari soruşturmalarda suçlamalara muhatap olmadım
İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile savunması alınan tutuklu sanık eski İstihbarat Daire Başkanlığı (İDB) C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, suçlamaları kabul etmedi.
Yılmazer, “Davanın üçüncü iddianamesinde de tarafıma yönelik suçlamalar vardı. Talep etmeme rağmen mahkeme bu konuda savunmamı almadı. İdari soruşturmaların hiçbirinde kusur veya suçlamalara muhatap olmadım. Tutuklanma gerekçem olarak F3, F4 ve F5 raporları sunuldu ama ne ilginçtir ki bu dosyada bir tane bile F5 raporu yok” dedi.
“Hrant Dink’in ölümünün azmettiricileri, onu hedef gösterenler, yargılanmasına sebep olanlar, tehdit iklimini yaratanlardır, ben değilim” diyen Yılmazer, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM), Dink cinayetiyle ilgili, “etkin bir soruşturma yapılmadığı” tespiti olduğunu ve kararda kendisi yönünden bir eksik soruşturma tespiti bulunmadığını savundu.
‘Dink’in öldürüleceğine dair rapor bana arz edilmedi’
Devlet Denetleme Raporu’da da kendisi yönünden bir ihmal tespiti yapılmadığını ve Dink’in öldürüleceği bilgisi olan F4 raporunun resmi izinli olarak yurt dışında bulunduğu dönemde işlem gördüğünü belirten Yılmazer, şöyle devam etti:
“F4 raporu bana daha sonra da arz edilmedi. Hiç görmediğim bir evrak üzerinden cinayetin azmettiricisi nasıl olabilirim? Eski Trabzon İstihbarat Müdürü Engin Dinç, Erhan Tuncel’i odasında sık sık ağırlayacak, telefonla konuşacak kadar yakın ilişki içindeyken bu cinayetin azmettiricisi olarak suçlanmıyor ama evrakı dahi görmemiş ben azmettirici oluyorum. Hrant Dink’i Türk düşmanı ilan edenler, telin edilmesini teşvik edenler azmettirici değil ama benim öyle mi? İstanbul emniyet istihbarat ve koruma şubeleri bu işin asıl sorumlularıdır. Emniyet Genel Müdürlüğü nezdindeki merkez koruma komisyonu bu işin sorumlusu değil. Benim de üyesi olduğum bu komisyonun yükümlülüğü değil. Kendi kendime yazı yazmam da söz konusu olamaz. Mevzuat ve uygulamada böyle bir şey yok.”
Yılmazer, müdürü olduğu İDB bünyesindeki C şubenin illegal olmasının söz konusu olmadığını, Erhan Tuncel’in polis, jandarma ve MİT ile irtibatının bulunduğunu iddia ederek, “Benim aleyhimde delil olabilecek hiçbir şey yok bu dosyada. Varsayım üzerinden cinayet azmettiricisi oldum” diye konuştu.
‘İstanbul emniyeti failleri korumak için kumpas kurdu’ iddiası
İddia edildiği gibi cinayet hazırlığına ilişkin İstanbul’a eksik veya tahrifli bilgi gitmesi durumunda bunun sorumlusunun, o dönemde haber elemanından (Erhan Tuncel) gelen bilgiyi değerlendirip hazırlayan Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Engin Dinç olması gerektiğini öne süren Yılmazer, İstanbul emniyetinin cinayetten sonra sahte bir tutanak düzenlediğini savundu.
Sanık Yılmazer, 2006’da Osman Hayal hakkında tahkikat yapılmış gibi tutanak tanzim edildiğini belirterek, şunları anlattı:
“Cinayette kendi ihmalleri olduğunu bildikleri için bunu yaptılar. Bu sahte tutanağı düzenleyenler müfettişlere beyan etmişler. Katılan taraf avukatları da bunu biliyor. F4 belgeleri çok gizli statüdedir. Celalettin Cerrah kendisinden bilgi saklandığını iddia ediyor. Cinayetin çözümü için ne yaptı peki İstanbul emniyeti? Mesela Akbank kamera kayıtları kayıp. Orijinal hard disk alınmış ve İstanbul TEM’de yok edilmiş. Bu niye araştırılmadı? Tetikçiyi açıkça korumuşlardır. Biz müdahil olmasak bu cinayet faili meçhul olarak kalacaktı. İstanbul, cinayetin asıl faillerini korumak, kayırmak için kumpas kurdu. Bu savunmalarımın sonuçta hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini de biliyorum. Zerre talebim yok.”
Davada sona yaklaşıldı
Sanık Ali Fuat Yılmazer’in savunmasının tamamlanmasıyla birlikte sanıkların esas hakkındaki mütalaaya karşı beyanlarının alınması işlemleri sona erdi.
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, bir sonraki duruşmada müdahil Dink ailesinin avukatlarının beyanlarının alınacağını belirtti ve duruşmayı 10 Şubat’a erteledi.
Müdahil avukatlarının beyanlarının alınması ve sanıklara son sözlerinin sorulmasının ardından mahkemenin dosyaya ilişkin kararını açıklaması bekleniyor.