İktidarın cezasızlık politikaları yüzünden gazetecilere yönelik kolluk ve faşist çeteler tarafından yapılan saldırıların arttığını dikkat çeken HDP’li Kemalbay, basın ve ifade özgürlüğüne aykırılık teşkil eden uygulamalara son verilmesi amacıyla Meclis İnsan Hakları Komisyonuna dilekçe verdi
İktidarın cezasızlık politikası ve hakikati gizleme politikaları kapsamında gazetecilere yönelik kolluk ve faşist çetelerin saldırıları, ajanlaştırma girişimleri artarken, çok sayıda gazeteci de yaptığı haberler gerekçesiyle yargılanıyor.
HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, gazetecilere yönelik saldırılar ile ilgili Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’na dilekçe verdi. Dilekçesinde, Türkiye’nin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin içtihatları, Avrupa Konseyi ve Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Sözleşmelerini hatırlatan Kemalbay, Anayasa ile de basın özgürlüğünün korunduğunu ifade etti.
Yönetememe krizine giren iktidar hakikati halka ulaştıran gazetecilere karşı, son zamanlarda gerek kolluk kuvvetlerince gerekse de bazı gruplar tarafından fiziksel saldırıların hedefi haline geldiğini söyleyen Kemalbay, Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın (TGS) 1 Nisan 2020 ile 1 Nisan 2021 dönemini kapsayan Basın Özgürlüğü Raporuna değinerek, 44 gazetecinin fiziksel saldırıya uğradığını, 23 gazetecinin sözlü olarak tehdit edildiğini, 57 gazetecinin toplamda 144 gün gözaltında kaldığını, 6 gazetecinin gözaltında darp edildiği bilgisini paylaştı.
Cezasızlık cesaretlendiriyor
Devletin siyasette kullandığı nefret dili, kutuplaştırıcı politikalar, muhalefet partilerini kriminalize eden ve hedef gösteren söylemleri nedeniyle basın emekçilerinin görevini yaparken ayrımcılığa uğradığını ve gazetecilik faaliyetinin kriminalize edildiğini ifade eden HDP’li Kemalbay, iktidarın gazetecilere yönelik saldırıları cezasızlık politikaları yüzünden saldırganları cesaretlendirdiğini söyledi.
Saldırganlar değil gazeteciler gözaltına alınıyor
Kemalbay dilekçesinde, İktidarın politikalarını eleştiren Tele1, Halk TV, KRT programcılarının yanı sıra eylemleri izleyen AFP Foto muhabiri Bülent Kılıç, ile Konya’daki Kürt aileye yönelik ırkçı katliamı protesto etmek için İstanbul’da gerçekleştirilen eylemde ise gazeteciler Enes Sezgin, Taylan Öztaş, Derya Saadet, Ceylan Bulut, Rojin Altay ve Hayri Tunç ellerinde benzer sopalar bulunan organize edilmiş sivil bir grubun saldırısına uğradıklarını, ardından gazetecileri darp eden kişiler değil gazeteciler gözaltına alınmış, gazeteciler gözaltı aracında ayrıca polis tarafından darp edildiklerini, JinNews muhabirleri Gülistan Azak ve Dilan Babat’ın devletin istihbarat birimlerinden olduğunu söyleyen kişiler tarafından tehdit ve ajanlık dayatmasına maruz kaldıklarını, yine Can Dündar, Levent Gültekin, Yavuz Selim Demirağ, Orhan Uğuroğlu gibi bir çok gazeteciye yapılan saldırıları örnek göstererek, saldıranlar hakkında yakalama emri ve iddianamenin bulunmadığına dikkat çekti.
Gazetecilerin korunmasının hukuk devleti ve demokrasinin gereği olduğunu vurgulayan Kemalbay, Komisyonu verdiği dilekçede şu bilgilere de yer verdi:
“TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu olarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne, Anayasaya, işkence yasağına, Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen Prensipler Bütünü ’ne, basın ve ifade özgürlüğüne aykırılık teşkil eden bu uygulamalara son verilmesi amacıyla ilgili bakanlıklarla görüşülmesi yaşanılan ihlallerin ivedilikle giderilmesi ve faillerin cezalandırılması adına komisyonunuzca gerekli çalışmaların yapılması ve çözüme kavuşturulması konusunda gereğini arz ederim.”