HDP Kadın Meclisi, milletvekili seçimlerinin deklarasyonuyla birlikte kadın beyannamesini açıkladı. Meclis, “Bu baskı sistemi kadınlarla değişir” diye kaydetti. HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, “Ataerkil zincirleri kıra kıra geliyoruz. Dalga dalga saçlarımızla, başörtümüzle, heftrengimizle, egalimizle geliyoruz” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi’nin seçim bildirgesi deklarasyonu toplantısında tutuklu kadın siyasetçiler unutulmadı. Sahneden kadınların isimleri tek tek anons edilirken, salonda dakikalarca alkışlarla “Burada” denildi. Ardından demokrasi ve devrim mücadelesinde yaşamını yitiren ve erkek şiddetiyle katledilen kadınların anısına saygı duruşunda bulunuldu. Sinevizyon gösterimi sonrası ise bildirge kamuoyu ile paylaşıldı.
Daha sonra HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, konuştu. “Biz kadınlar, irademiz, bedenimiz, kimliğimiz ve emeğimiz üzerindeki barajları her gün hissediyor, her gün bu barajlara karşı mücadele ediyoruz” diyen Buldan, “Kurallarını etrafımızdaki erkeklerin koyduğu bu dünyada, hayatımızın önüne konulan barajları, en iyi biz kadınlar tanıyoruz. AKP iktidara geldiği günden beri biz kadınlar zaten OHAL koşullarında yaşıyoruz. 16 yıldır uyguladığı kadın düşmanı, cinsiyetçi ve ayrımcı politikalar biz kadınlara ölüm, yoksulluk, baskı ve şiddet olarak geri dönüyor” şeklinde konuştu.
‘TOPLUMUN YARISIZ’
Buldan, şunları söyledi: “Devlet ve erkek şiddetinin; bizleri susturmaya, sindirmeye, özgürlüğümüzü sınırlamaya sesimizi, sözümüzü ve toplumsal değişimdeki öncü rolümüzü engellemeye çalışması ataerkil devletin ve desteklediği, kolladığı erkeklerin korkularının göstergesidir. Biz kadınlara yönelik ayrımcılık, irademizin bastırılması, baskı ve şiddet, bir kadına yönelmiş görünse de, aslında tüm kadınları, hepimizi susturmayı, bedenlerimizi ve hatta zihinlerimizi kontrol altına almayı hedeflemektedir. Biz toplumun yarısıyız, Meclis’te de, Belediyelerde de, her kurumda eşit temsil edilmek istiyoruz” diyerek hayata geçirdiğimiz eşit temsil ve eş başkanlık sisteminden öyle korktular ki, seçilmiş kadınların milletvekilliklerini düşürdüler, kadın siyasetçileri rehin alarak siyasette kendi sözümüzle var olmamızı engellemek istediler. Fakat aynı zamanda tüm bu politikalara, irademize yönelik saldırılara ve barajlara karşı çıkabilen, kadın dayanışmasıyla güçlenenler de bizleriz.”
‘KADINLAR FAŞİZMİ, PANZEHİRİ OLAN DEMOKRASİ İLE YENECEĞİZ’
“Şiarımız; yeni yaşam için cesaret ve dayanışmadır” diyen Buldan, konuşmasının devamında şunları kaydetti: “Önümüzde yürünmesi gereken çok yol, elde etmemiz gereken çok başarı var! Hem kadınların ve hem de partimizin önünde aşılması gereken barajlar var. Ancak bunun karşısında biz kadınların mücadelesi de direnişle, cesaretle, dayanışmayla her geçen gün hızla büyüyor. Biz kadınlar faşizmi, panzehiri olan demokrasi ile yeneceğiz. HDP olarak bizim mücadele ve özgürlük iddiamız çok büyüktür! Bizler çok iyi bildiğimiz bir şeyi bütün inanç ve kararlılığımızla bütün kadınlara haykırıyoruz. Işığımız varken karanlıklara mahkum değiliz. Sesimiz varken sessizliğe mahkum değiliz. Bilincimiz, öz gücümüz varken köleliğe mahkum değiliz. Mücadele örgütlülüğümüz varken sömürüye mecbur da değiliz mahkum da değiliz. Bizler kul değil, köle değiliz! Çaresiz hiç değiliz.
Bilinçleniyoruz, örgütleniyoruz, mücadele ediyoruz! Her yeni gün daha çoğalıyoruz daha büyüyoruz. Var olduğumuz her yeri kendi ışığımızla, kendi sesimizle, kendi irademizle aydınlatıyoruz. Güçlendiriyoruz! İşte bakın bugün buradayız yana yanayız, berberiz, örgütlüyüz güçlüyüz. Halkların demokratik partisiyle bütün ezilenler gibi kadınlar da gümbür gümbür geliyor. Kadınlara biçilen sınırları aşa aşa geliyoruz. Ataerkil zincirleri kıra kıra geliyoruz. Dalga dalga saçlarımızla, başörtümüzle, heftrengimizle, egalimizle geliyoruz. Kahkahalarımızla, tilililerimizle geliyoruz.
Kadınların binlerce yıllık kara yazgısını değiştirmeye geliyoruz. Bütün sömürme biçimlerine karşı itirazımızla geliyoruz. Bütün baskılara karşı direncimizle geliyoruz. Başı dönmüş savaş çığırtkanlarına karşı; sevgiyi, barışı kucaklayıp geliyoruz. Kadınlar olmazsa olmaz biliyoruz! Demokrasiyi, eşitliği, adaleti bir an evvel canım ülkemizde hakim kılmak için geliyoruz. Tek adama ve bütün tekçiliklere karşı; tek cinsiyetin, tek ulusun, tek dinin, tek dilin, tek rengin üstünlüğüne karşı bütün farklılıklarımızla bütün zenginliklerimizle geliyoruz.”
‘MÜCADELE EDECEĞİZ, KAZANACAĞIZ’
Buldan, kendilerinin sıradan bir siyaset mücadelesi vermediklerinin altını çizerek, “Bizler sıradan bir siyaset mücadelesi vermiyoruz. Bizler bu mücadeleyi verirken kendimizi küllerimizden yaratıp yolumuzu açıyoruz. Ve aynı zamanda bizler birikimlerimiz, özgürlük kararlılığımız ve eşitlik mücadelemizle yalnızca cins mücadelesi vermekle kalmıyoruz topluma da öncülük ediyoruz. Şunu çok iyi biliyoruz; HDP olarak şunu söylüyoruz: Her şey kadınla değişir. Bu sömürü düzeni, bu adaletsizlik, bu talan ve yıkım iklimi kadınla değişir!
Eşitsizlik üzerine kurulu bu toplumsal yapıyı eşitlik ile yeniden kuracağız. Yaşamı biz kadınlar yaratıyoruz. Yaşamı inşa edecek bilincimiz de var, gücümüz de var, sözümüz de var. Kendi öz dinamiklerimize dayanarak direneceğiz, mücadele edeceğiz, kazanacağız” şeklinde konuştu.
‘SARAYI KADIN BAKANLIĞI OLARAK KULLANACAĞIZ’
Buldan, “Biz 24 Haziran’da ‘Kadınların fendi tek adamı yendi diyeceğiz’. ‘Tek adam’ ya da ‘Hep adam’ sistemine her zamankinden daha büyük bir umutla karşı çıkıyoruz. Herkes şunu bilmeli ki; kadınlar biat etmiyor, özgürlüğümüzde ısrar ediyoruz. Kadınlar faşizme karşı mücadelede kararlı. Böyle gitmez, kadınlar izin vermez. Yanlış hesap kadınlardan dönecek. 25 Haziran’da o sarayı kadın bakanlığı ve engelleri kaldırma bakanlığı olarak kullanacağız. Saraydaki bin odayı başta İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması olmak üzere kadına yönelik şiddetle mücadelenin koordinasyon merkezi olarak kullanacağız. İnanın ki dünya bizimle değişecek, bu düzen bizimle değişecek her şey bizimle güzelleşecek” şeklinde konuştu.
‘ÇALAMAYACAKLARI KADAR OYA İHTİYACIMIZ VAR’
Buldan, konuşmasını seçmenlere çağrıda bulunarak, tamamladı. Buldan, “Çağrımızı bir kez de burada tekrarlamak istiyoruz: Partimizin oy oranı bıçak sırtındadır, çalamayacakları kadar oya ihtiyacımız var. Bu yüzden HDP’de kenetlenelim, barajları aşıp gelelim. Bizler aday olalım, bizler sokakta olalım, alanlarda olalım, bizler sandık başında olalım, bizler eve ev dolaşalım, bütün kadınlarımızın elinden tutalım geleceğimize sahip çıkalım. 24 Haziran seçimleri toplumun tamamı gibi kadınlar içinde hayati önemdedir! 24 Haziranda kadınların ittifakı kazanacak diyoruz” dedi.
Buldan’ın konuşmasının ardından Kandıra Cezaevi’nde tutuklu bulunan kadın siyasetçilerin gönderdiği mesaj okundu. Daha sonra kadınların seçim deklarasyonu HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Dilan Dirayet Taşdemir tarafından okundu.
KADINLA DEĞİŞİR BİLDİRGESİ
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi milletvekili seçim bildirgesini kamuoyu ile paylaştı. “Kadınlarla Değişir” sloganıyla hazırlanan bildirge şu şekilde: “Artık biliyoruz ki gün, biz kadınlarla başlar, cesaretle dayanışan biz kadınlarla değişir. Biz kadınlar, irademiz, bedenimiz, kimliğimiz ve emeğimiz üzerindeki barajları her gün hissediyor, her gün bu barajlara karşı mücadele ediyoruz. Kurallarını etrafımızdaki erkeklerin koyduğu bu dünyada, hayatımızın önüne konulan barajları, en iyi biz kadınlar tanıyoruz. Emeğimize ve boş vaktimize el konulduğu için vaktimizin büyük kısmını mutfakta ya da çocuk ve yaşlı bakımıyla geçiriyoruz. Boş çay bardaklarını, tabakta azalmış yemeği takip etmek hep bize düşüyor.
HER YERDE İRADEMİZİ ORTAYA KOYAN BİZLERİZ
Fakat aynı zamanda tüm bu acılara, zorluklara karşı çıkabilen, kadın dayanışmasıyla güçlenenler de bizleriz. Kilit sözcüklerimiz, yeni yaşam için ‘cesaret’ ve ‘dayanışma’! Bizler, dünyanın ve Türkiye’nin neresinde yaşarsa yaşasın barajlar ve engellerle karşılaşan, ötekileştirilen, dışlanan, şiddet uğrayan kadınlarla dayanışma içinde olmaya cesaret edebilenleriz. Bunu başaran kadınlar olarak, bugüne dek üzerimize örtülmeye çalışılan tüm geceleri zapt ettik; bize yasaklanan sokakları karış karış geri aldık; okullarda, evde, tarlada, işyerlerimizde, üniversitede, zindanda ve Meclis’te kendi sözümüzün sahibi olabilmek için tüm irademizi ortaya koyduk.
Direndik, öğrendik, paylaştık… En karanlık günlerde bile doğru olanı, adil olanı, hayata dair olanı inatla ve inançla söylemeye devam ettik. Birlikte yaşadığımız her halkın anadilinin, kültürünün ve kimliğinin eşit, emeğinin de özgür olduğu; tek tipleştiren değil, çoğulcu ve birleştirici bir ülkeyi hayal ettik. Bundan hiç vazgeçmedik…
TEK ADAM SİSTEMİNE KARŞIYIZ
Biz kadınlar bir araya daha sık geliyoruz, birbirimize daha çok inanıyor ve güveniyoruz. Yan yana geldiğimizde ortaya çıkardığımız kolektif gücün farkındayız. Sadece seçmen kayıtları-ruhsuz istatistikler olarak seçimden seçime hatırlanan insanlar olmak istemiyoruz. ‘Tek adam’ ya da ‘Hep adam’ sistemine her zamankinden daha büyük bir umutla karşı çıkıyoruz.
AKP’NİN ERKEK EGEMENLİĞİNE KARŞI DAYANIŞMAYI BÜYÜTECEĞİZ
AKP’li yıllar ise kadınlar için gerçekten zordu. Dini inançları ve milliyetçiliği arzu ettikleri erkek egemen ve faşist iktidarı kurmak için araçsallaştırdılar. Onlar şiddeti, erkek egemenliğini, öfkeyi kutsadıkça bizler şiddet gördük, bizler tecavüze uğradık, bizler öldürüldük! Bizlere yalnızca kendi uygun gördükleri alanlarda yaşama şansı verdiler.
ÖYLE KORKTULAR Kİ EŞBAŞKANLIKTAN
‘Biz toplumun yarısıyız, Meclis’te de, Belediyelerde de, her kurumda eşit temsil edilmek istiyoruz’ diyerek hayata geçirdiğimiz eşit temsil ve eş başkanlık sisteminden öyle korktular ki, seçilmiş kadınların milletvekilliklerini düşürdüler, kadın siyasetçileri rehin alarak siyasette kendi sözümüzle var olmamızı engellemek istediler. AKP, biz kadınlar için yakın tarihteki en erkek egemen iktidar olarak 16 yıl boyunca mücadeleyle elde ettiğimiz tüm hak ve özgürlüklerimizi kısıtlamaya çalıştı. Biz sözümüzü siyasete taşımak isterken onlar herkesi susturup tüm yetkiyi tek elde topladılar.
EŞİT YURTTAŞLIK DEDİK SAVAŞLA YANITLADILAR
Türkiye farklı kökenden, dinden, mezhepten, inançtan, politik düşünceden insanın bir arada yaşadığı bir ülkedir. Bu çeşitliliği tek millet, tek devlet, tek dil, tek din hatta tek mezhep diyerek ortadan kaldırmak istediler. ‘Kürt kadınların yaşadıkları ayrımcılığı, devlet şiddetini, savaşın yarattığı acıları konuşmak, yaralarımızı sarmak ve eşit yurttaşlar olarak birlikte yaşamak istiyoruz’ dedik. Savaşla yanıt verdiler. ‘Çöktürme planı’ adını verdikleri operasyonla hayatlarımızı işgal ettiler. Çözüm masasını devirerek erkek egemenliğini ve kadına yönelik şiddeti besleyen çok ağır bir savaşı başlattılar. Suruç’da, Ankara’da, Antep’te, İstanbul’da onlarca insan katledildi. Kürdistan’da kentler bombalandı, yakılıp yıkıldı. Binlerce insan yerinden edildi, yüzlerce yurttaşımız katledildi. Cudi’de başlayan yangınlarla hektarlarca orman köy yakıldı, Sur, Cizre, Nusaybin, Yüksekova yerle bir edilerek içinde yaşayan halklarla birlikte doğası ve kültürü yok edilmek istendi. Bu utanç iktidarındır. Katledilen Taybet Ananın cansız bedeninin sokakta günlerce bırakılması, evlatlarının cenazeyi almalarının engellenmesi bu dönemin dehşetini yansıtmaktadır.
DEMOKRATİK ÖZGÜRLÜKÇÜ TÜRKİYE KURACAĞIZ
Böylece yetki tek elde tutan bir cumhurbaşkanı değil, bu sistemi demokratikleştirecek, cinsiyet eşitliğini sağlayacak önlemlerin alınmasını sağlayacak, yönetimin her kademesinde ve her kurumunda bu yaklaşımla işleyen bir sistem inşa edecek bir Cumhurbaşkanlığı sistemini kuracağız. Halkları karşı karşıya getirmek isteyen, kutuplaştıran ve tek tipleştiren bunun da adını ‘yerli-milli’ koyan anlayışa karşı tüm farklılıklarımız ile demokratik ve özgürlükçü bir Türkiye/dünya kuracağız.”
‘GELECEĞİMİZİ SARAY İKTİDARINA TESLİM ETMİYORUZ’
Bildirgede yer alan maddeler de şöyle sıralandı:
* Kazanımlarımızı korumak için mücadele edeceğiz! Bedenimiz, emeğimiz, kimliğimiz üzerinde hiçbir erkeğin, hiçbir iktidarın tahakkümüne izin vermeyeceğiz.
* Yan yana gelerek enerjimizi buluşturduğumuz kadın örgütlerini katılarak ve birlikte çalışarak güçlendireceğiz.
* Bizler, kadınlarla ilgili tüm sorunlara doğrudan kadınların ve kadın örgütlerinin çözüm geliştidiği ‘Kadın Bakanlığı’nı kuracağız.
* Ne giyeceğimize, nasıl yaşayacağımıza, nereye gideceğimize kendimiz karar vereceğiz.
* Bizleri evlilik, giyim, savaş siyaseti üzerinden bölmelerine, makbul/makbul olmayan diye ayırmalarına izin vermeyeceğiz.
* Başörtümüze de etek boyumuza da kendimiz karar vereceğiz.
* Kendi erkek egemen çıkarlarını meşrulaştırmak için dini inançları araçsallaştıran iktidara karşı; kadın haklarına saygılı inanç özgürlüğünü savunacağız.
* Kadınların uluslararası birlikteliğinin kutlaması olan 8 Mart’ı kadınlar için resmi tatil ilan edeceğiz.
* Kadınların eşit, parasız, ulaşılabilir, nitelikli ve anadilinde eğitim ve sağlık hizmetine ulaşmalarını sağlayacağız.
* Toplumsal, kültürel ve siyasal alanda LGBTİ+’lara karşı her türlü eşitsizliğin ve ayrımcılığın ortadan kaldırılmasını sağlayacak adımları atıp, eşit, özgür ve onurlu bir yaşam sürdürebilmenin koşullarını oluşturacağız.
* Üç çocuk, beş çocuk doğurma baskısına karşı, doğurmak istemiyorsak doğurmayacak, istediğimiz kadar çocuk dünyaya getireceğiz.
* Tarih boyunca hep birlikte elde ettiğimiz kazanımlarımızdan asla vazgeçmeyeceğiz neşeyle, coşkuyla, dayanışmayla ve umutla yaşayacağız.
* Siyasette daha çok olacağız, kadınların siyasetine ve siyasetin kadınlarına sahip çıkacağız.
* Her şeye rağmen direnen, mücadele eden, sokakları OHAL şartlarında bile terk etmeyen bir kadın hareketi var ve muktedire geçit vermiyor. İşte, biz gücümüzü erkek egemen gerici ittifaklardan değil, buradan alıyoruz. Bu gücümüzü korumak için yan yana, birlikte yürümeye devam etmeliyiz.
CİNSİYET EŞİTLİĞİNİ SAĞLAYACAĞIZ
* Kadınların toplumda eşit bireyler olmasını sağlamak için gerekli politikaları hayata geçireceğiz. Kadınların yaşamın tüm alanlarında eşit hak ve özgürlüklere sahip olmasını sağlayacağız.
* Türkiye tarafından imzalanmış ve onaylanmış olan CEDAW ve İstanbul Sözleşmesi başta olmak üzere tüm uluslararası sözleşmeleri etkin bir şekilde uygulayacağız.
* Hazırlanan tüm yasalar ile uygulanan politikaları, cinsiyet eşitliğini destekleyip desteklemediği yönünden değerlendireceğiz.
* Eğitimde ayrımcılığa ve cinsiyetçiliğe son vereceğiz.
* Kadınların seçimle veya başkaca yöntemlerle oluşturulan karar mekanizmalarında eşit temsilini sağlayacağız.
* Kadınlar eşdeğer işe eşit ücret alacak. Çalışma hayatının her alanında eşitliği sağlayacak politikaları hayata geçireceğiz.
* Yalnızca görünürde eşitlik değil gerçek eşitliği sağlayacağız.
KADINA YÖNELİK ŞİDDETİ BESLEYEN BU DÜZEN KADINLARLA DEĞİŞİR
* Kadın cinayetlerine ve kadına yönelik şiddete karşı mücadele edeceğiz.
* Kadına Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesinin (İstanbul Sözleşmesi) derhal hayata geçirilmesi için gerekli tüm adımları atacağız.
* Ortaklaşan bir kadın mücadelesinin kanallarını zenginleştirerek, etkin politikalar üreterek cevap vereceğiz.
* Kadın cinayetleri başta olmak üzere kadınlara yönelik her türlü cinsel ve fiziksel şiddeti önlemek için acilen, kapsamlı bir eylem planı hazırlayarak hızla hayata geçireceğiz.
* Kadına yönelik her türlü ayrımcılığı ortadan kaldıracak yasal düzenlemeleri yaparak, 6284 sayılı yasayı kadın örgütleriyle birlikte gözden geçirecek ve kadına yönelik şiddete karşı daha aktif mücadele olanakları yaratacağız.
*Şiddete maruz kalan kadınların 7/24 arayabilecekleri, uzman personelin görevlendirildiği ALO Şiddet Hattı kuracağız.
* Şiddete maruz kalan kadını başvuru yaptığı andan itibaren kadın dostu bir yaklaşımla koruyan ve kadının beyanın esas alan bütünlüklü bir sistem geliştireceğiz. Tıbbi muayeneden yasal başvuru sürecine kadar tüm basamaklarda kadına yönelik şiddet alanında uzman personeller görevlendirilecek.
* Kadına yönelik şiddetle mücadelede bürokrasi azaltılacak, şiddet mağduru kadına ulaştığı ilk kurumda tam destek sağlanacak düzenlemeleri yapacağız.
* Kadına yönelik şiddet alanında çalışan tüm kamu personeli, nitelikli eğitimden geçirilecek, ihmali olanlar yargılanacak.
* Şiddet mağdurlarının kamusal sağlık ve sosyal destek sistemlerinden ücretsiz yararlanmaları sağlanacak.
* Koruma altındaki kadının ve çocuklarının kimliği, okullar ve SGK kayıtları da dahil olmak üzere gizli tutulacak.
* Nüfusu elli bini geçen her kentte Kadın Bakanlığı’na ya da yerel yönetimlere bağlı kadın ‘sığınağı’ açılacak, açmayanlar hakkında yaptırım uygulanacak.
* Bağımsız kadın örgütleri desteklenecek, açtıkları sığınakların giderleri Kadın Bakanlığı tarafından ödenecek.
* Cinsel şiddete uğrayan kadınların başvurabilecekleri ‘Tecavüz Kriz Merkezleri’ açılacak
* Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için kadınlar tarafından yaratılan özsavunma biçimleri desteklenecek.
* TCK’da kadının meşru müdafaa hakkı net tanıma kavuşacak ve özsavunmanın hukuksal boyutu olarak işletilecek.
* Şiddet mağduru kadınların can güvenliğini sağlamak ve onları geleceğe hazırlamak için özgür yaşam alanları oluşturulacak.
* Özgür yaşam alanları, merkezi bütçe desteğiyle kurulacak ve çalışmalarını, yerel yönetimlerin inisiyatifindeki kadın kurumlarıyla eşgüdüm içinde sürdürecek.
* Şiddeti teşvik eden ve cezasızlığı doğuran yasaları değiştireceğiz.
* Hâkim, savcı ve avukatların toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi zorunlu hale getirilecek. Kadına yönelik şiddette başvuru, soruşturma ve yargılama süreçlerinde kadına yönelik şiddet alanında uzman kolluk güçleri ile hakim ve savcılar görevlendirilecek.
* Kadın ve çocuklara yönelik her türlü cinsel ve fiziksel şiddet davalarına bakacak ihtisas mahkemelerinin kurulması sağlanacak.
* Kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddetten yargılananların Ceza Kanunu’ndaki ‘haksız tahrik’ ve ‘haksız tahrik indirimleri’nden yararlanmalarını ve TCK’nin 29. maddesinin uygulanmasını önleyecek yasal değişiklik yapılacak.
* Yargıtay’da da toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimini almış ve sadece bu mahkemelerin aldığı kararları denetleyecek, onaylayacak bir kurulun oluşturulması sağlanacak.
* Önemli bir sorun olan ve çoğunlukla gizli tutulan aile içindeki cinsel istismar ile mücadele edilecek ve mağdurların tedavileri için merkezler açılacak.
* İnsanların farklı cinsel yönelimlerinden dolayı maruz kaldıkları homofobi ve transfobi temelli nefret cinayetleri, ayrımcılık ve şiddetle etkin mücadele edilecek.
* Erken yaşta evliliğe karşı eğitim çalışmaları sürdürülecek.
* Evliliklerin yüzde 37’sine ulaşan 18 yaş altındaki evliliklerin engellenmesi için gerekli yasal önlemler alınacak.
OHAL ve SAVAŞ BÜTÇESİ KADINLARLA DEĞİŞİR
* Bütün bakanlıklar, kendi politikalarının belirlenmesinde cinsiyet eşitliği politikalarını esas alacak ve kendi eşitlik planlarını hazırlayıp uygulayacak. Kurulacak olan Kadın Bakanlığı, bu kapsamda siyasi iktidarın vazgeçtiği Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Ulusal Eylem Planı’nı hazırlayarak uygulanmasını sağlayacak.
* Merkezi bütçenin, eğitim, sağlık, sosyal güvenlik, istihdam, ulaşım vb. alanlarında cinsiyetler arası eşitsizliği ortadan kaldıracak biçimde toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme planlanması sağlanacak.
* Merkezî Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı’nın, TBMM’de görüşülmesi sırasında dikkate alınmak üzere Toplumsal Cinsiyet Raporu hazırlanacak.
* Komisyonlarda ve genel kurulda yapılan bütçe tartışmalarında kadın örgütlerinin görüşüne başvurulacak. Kadın istihdamının artırılması ve kadın emeğinin görünür kılınması için somut stratejik planlar hazırlanacak.
* Kadın Çalışma Destek/Danışma Merkezleri oluşturulacak ve kadın dostu kentler, kadın dostu OSB, işyerleri, fabrikalar ile kadın kooperatifleri desteklenecek.
* Kadınların yüklerini azaltan ve refahlarını iyileştiren kamu altyapı hizmetlerinin artırılması için bütçeden pay ayrılacak.
* Kadınların kamu hizmetlerine erişimleri ve hakları hakkında bilgilendirme hizmet ve imkânları artırılacak.
* Kamuda istihdam edilen kadın oranının artırılması ve karar alma süreçlerindeki konumlarının güçlendirilmesi sağlanacak.
* Kamu ihale sisteminde kadınlar lehine düzenlemeler için gerekli çalışmalar yapılacak.
* Yerel yönetimlerin de toplumsal cinsiyete duyarlı bütçe (TCDB) yapması sağlanacak.
EMEĞİMİZİN HAKKINI KORUYACAĞIZ
* Kadınların güvenceli iş ve güvenceli gelecek taleplerini hayata geçirecek yasal güvence altına alacağız.
* Toplumsal cinsiyete dayalı iş bölümüne son vereceğiz.
* Ev işçisi kadınları 4857 sayılı İş Kanunu kapsamına alacağız.
* Ücretli ya da ücretsiz bakımın kadınların işi olmaktan çıkması için hasta, yaşlı bakım evleri açacağız.
* Erkeklerin de ebeveynlik sorumluluğunu üstlenmelerini, ev emeğini paylaşmalarını teşvik edeceğiz.
* Devredilemez babalık izni getireceğiz.
* Esnek, güvencesiz, yarı zamanlı çalışma dayatmasına karşı; güvenceli istihdamı sağlayacağız.
* Eşdeğer işe eşit ücreti güvence altına alacağız.
* Herhangi başka bir koşul aranmaksızın engelli kadınların iş, eğitim, sağlık, bakım ve sosyal güvenlik haklarını sürekli ve koşulsuz güvenceye kavuşturacağız.
* Kadınların ev içi emeği görünür kılınacak. Baba ve kocaya bağımlı olmayan sosyal güvence ve emeklilik hakkı sağlayacağız.
* Mevsimlik tarım işçisi kadınların öncelikle yaşadıkları yerde çalışabilmeleri için önlemler alınacak, örgütlenme özgürlükleri için yasal güvence, aracı-dayıbaşı-elçilik gibi aracı uygulamasına son verme, barınma beslenme, temiz su, ücret, çalışma saatleri, iş güvenliği, sağlık, sosyal güvence ve çocukların eğitimi gibi konuların sözleşmelerle belirlenmesini sağlayacak yasal düzenlemeleri yapacağız.
* OHAL döneminde çıkarılan KHK’ler bütün sonuçları ile iptal edilecek ve işlerinden edilmiş kadınların işe geri dönüşlerini kayıplarını telafi ederek sağlayacağız.
YOKSULLUĞUN KADINLAŞMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ!
* Kadını birey haline getiren özgürleştirici politikaların oluşturulmasını sağlayacak eşitlikçi bakış açısını kamu kurumlarının tüm mekanizmalarında uygulayacağız.
* Sosyal Destek -Kadın İstihdamı- Eğitim arasında stratejik bağ kurarak ortak politikalar üreteceğiz.
* Kadınların sosyal yaşama, istihdama katılımını artırmak için kadının önündeki en önemli engel olan çocuk, engelli, hasta ve yaşlı bakımı gibi bakım hizmetlerinin devlet tarafından üstlenilmesini sağlayacağız.
ŞARTLI YARDIMLAR DEĞİL, SOSYAL HAKLAR PROGRAMI
* Sosyal hakları, cinsiyet eşitliğini gözeten biçimde ve bir vatandaşlık hakkı olarak yerine getireceğiz.
* Sorunlarımızın yerelden tespit edilebilmesi için belediyelerin kadın birimleri kurmalarını ve sosyal destek programları geliştirmelerini teşvik edeceğiz.
* Uygulamaya konan sosyal destek programlarının yereldeki kadın kurumlarıyla eşgüdümlü yürütülmesini sağlayacağız.
* Biz kadınlar, bürokratik ve aşağılayıcı uzun işlemler olmadan sosyal desteklere doğrudan başvurabileceğiz.
* Sosyal güvencesi ve geliri olmayan eşi vefat etmiş kadınlara yapılan sosyal destek asgari ücretten az olmayacak.
* Benzer destek, boşanmış, eşi tarafından terk edilmiş, eşi cezaevinde olan, eşi kayıp kadınlara, yalnız yaşayan annelere ve şiddet mağduru kadınlara da verilecek. Ayrıca sağlık hizmetlerine erişim ve barınma desteğinin yanı sıra çocuklarının giyim, çanta, kırtasiye, servis ücreti gibi okul masraflarını karşılayacağız.
EŞİT VE AYRIMSIZ SAĞLIK HAKKI
* Bu hizmetler kadınlar için eşit, ulaşılabilir, anadilinde nitelikli ve bir bedel ödeme zorunluluğu olmaksızın aldığı bütüncül (tanısal, tedavi edici, rehabilite edici) sağlık hizmetlerini kapsayacak.
* İstenmeyen hamilelikler ve kürtaj önündeki engeller kaldırılacak; aile planlaması hizmetleri parasız temin edilecek.
* Kadınların sağlığını olumsuz etkileyen yaşam ve iş koşullarının düzeltilmesine öncelik verilecek.
* Her mahallede kadınların hemen ulaşabileceği Kadın ve Çocuk Sağlığı Merkezleri’nin oluşturulması için yerel yönetimlerle ortak çalışmalar yapılacak.
KONUT SATIŞI DEĞİL, BARINMA HAKKI
* Yerinde dönüşüm ve pozitif ayrımcılık ilkesini gözeterek düşük maliyetli konutların yapımını hedefliyoruz.
* HDP olarak, yerel yönetimlerle birlikte kadınları kentin eşit yurttaşları haline dönüştürmeyi hedefleyen politikaların yaratılmasına öncelik vereceğiz.
* Kentte yaşanacak dönüşüm süreçleri o kentte yaşayanların ucuz ve sağlıklı su, elektrik, konut, okul, kütüphane, çamaşırhane, spor ve kültür tesisleri gibi ihtiyaçlarını ve kamu yararını temel alan bir biçimde biz kadınların karar mekanizmalarına katılımıyla şekillenecek.
* Evsiz, yerinden edilmiş, şiddet mağduru, eşinden boşanmış, eşi tarafından terk edilmiş, eşi cezaevinde olan, eşi kayıp kadınlara, yalnız annelere ve göçmen/sığınmacı kadınlara sağlıklı, güvenlikli, erişilebilir barınma desteği sağlayacağız.
* Mahallelerde, çamaşırhane, kreş, ortak mutfak gibi kadınların ortak bir yaşam biçimini sürdürecekleri ve kendilerinin işletebilecekleri mekanlar açılması sağlanacak.
KREŞ HAKTIR
* Kreşlerin ulaşılabilir, ücretsiz, anadilde ve 24 saat açık hizmet vermeleri sağlanacağız.
* Kreşlerle ilgili yönetmelik ve esaslar net ve uluslararası standartlara uygun olacak ve ebeveynlerin kreş denetimlerinde yer alması hedeflenecek.
* Kreş ve emzirme odaları açılmasına ilişkin yasaları kadın ve erkek çalışan sayıları üzerinden düzenleyeceğiz.
* Bakım hizmeti veren kurumlarda çalışanlara çocuk gelişimi, ayrımcılık ve toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi verilecek.
* Mahalle kreşlerini açarak kreşi sadece çalışmaya bağlı bir hak olmaktan çıkartacağız.
* Mahalle kreşleri, işyeri kreşleri, Organize Sanayi Bölgesi (OSB) kreşleri gibi farklı kreş modellerini hayata geçirerek, çocuklarını nasıl bir kreşe göndereceklerinin tercihi ebeveyne bırakacağız.
KADINI ÖZGÜRLEŞTİREN EŞİTLİKÇİ EĞİTİM MÜMKÜN
* Toplumsal cinsiyet eşitliği dersi zorunlu ders olarak müfredata eklenecek.
* Eğitim müfredatı, ders kitapları ve diğer materyaller cinsiyetçi, eril, tekçi, merkeziyetçi, mezhepçi, militarist, milliyetçi ve şoven içerikten arındırılacak.
* Aile, okul, sokak ve diğer kamusal alanlar erkek egemenliğinin etkisinden çıkartılacaktır. Özellikle okullarda kız çocuklarını çok yönlü biçimde güçlendiren ve eğitim hakkından eksiksiz ve tam bir şekilde yararlanmasını sağlayan destekleme politikaları uygulanacak.
* Eğitim kurumlarında kadınların ve LGBTİ’lerin her tür baskı, şiddet, dışlanma, görmezden gelmeye maruz kalmalarını engelleyecek karar ve uygulamalar esas alınacak.
* Farklılıkları ya da engelleri yüzünden eğitim ortamlarından dışlanan, yeterli eğitim imkânı tanınmayan, ya da başarısızlığa mahkûm edilen çocuklara pozitif ayrımcılık uygulanacaktır. Tüm engelli öğrenciler için güvenli, eşitlikçi ve erişimi kolay bir yapı oluşturulacak.
* Kurulacak ‘Yaşam ve Öğrenme Merkezleri’ ile mesleki ve teknik uzmanlık, tarım ve kooperatifçilik gibi konularda eğitim almaları sağlanarak eğitim ve kadın istihdamı arasındaki bağ, Hakça Dağıtım Programı (HDP) kapsamında yeniden kurulacak.
KADINLAR ENGEL TANIMAZ
* Engelli kadınların ve kız çocuklarının toplumsal yaşama ve karar alma süreçlerine tam ve etkin katılımıve uluslararası mevzuatta yer alan insan hak ve özgürlüklerinden yararlanmaları konusunda çalışmalar yaparak, engellilere yönelik baskı, önyargı ve ayrımcılıkla etkin mücadele edeceğiz.
* Kurulacak ‘Engelleri Kaldırma Bakanlığı’ bünyesinde hizmet verecek olan ‘Kadın Politikaları Daire Başkanlığı’ sadece engelli kadınların sorunlarıyla ilgilenecek ve çözüm politikaları geliştirilecek.
* Engelli kadın ve kız çocuklarının her türlü istismar ve kötü muameleye karşı korunması için yasal, idari, toplumsal, eğitsel bütün önlemleri birlikte alacağız.
EKOLOJİK VE KADIN MERKEZLİ YAŞAMI KURACAĞIZ
* Patriyarkal (erkek egemen) kapitalizmin ‘modern kent’ anlayışına karşı ekolojik, cinsiyet eşitlikçi ortak yaşam alanları yaratılmasının öncüsü yine biz kadınlar olacağız. Kentsel dönüşüm programları yerine sosyal projelerle desteklenmiş yerinde dönüşümü gerçekleştirmek için gerekli yasal düzenlemeleri birlikte yapacağız.
* Yerel yönetimlerin eril ‘modern kent’ anlayışına karşı ekolojik, cinsiyet eşitlikçi ortak yaşam alanları yaratılmasını ve kentlerin ekolojik planlanmasını sağlayacak girişimleri destekleyeceğiz.
* Kadınların tarım üretiminde ekolojik ve kadın merkezli bir çalışma ve değer yaratma anlayışıyla hareket ettiği ekolojik köyler, kooperatifler kurmalarını destekleyeceğiz.
* Doğal varlıkları, suları, sulak alanları dereleri, denizleri, gölleri, ormanları, meraları, yaylaları, kışlıkları, tarım alanlarını, tüm canlıların yaşam hakkını koşulsuz koruyacağız.
DEMOKRATİK CUMHURİYETİ VE BARIŞI VAR EDECEĞİZ
Kürt sorununun çözümü için şiddet ve baskı dışında başka bir yöntemi olmadığını gösteren diğer iktidarlar gibi AKP iktidarı döneminde de tarih tekerrür etmiştir. İnkâr, asimilasyon, şiddet ve Kürt karşıtlığı, temel siyaset biçimi haline dönüştü. 2003’de başlayan diyalog ve müzakere sürecinde ortaya çıkan çözüm umudu masanın devrilmesiyle bitirildi. Bugünden sonra sayın Öcalan’a yönelik tecrit derinleştirildi. Ardından üç yıldır bir yıkım ve trajediyle karşı karşıyayız. Biz kadınlar, demokratik cumhuriyet mücadelemiz ve direnişimiz ile barışı vaat ediyoruz.
BU BASKI SİSTEMİ KADINLARLA DEĞİŞİR
Cezaevlerinde kadınlar ağır hak ihlallerine uğruyoruz. Çıplak arama, işkence, sağlık hakkına erişimin engellenmesi, temel ihtiyaçların karşılanmaması, iletişim ve görüş hakkının kısıtlanması, avukat hakkının sınırlandırılması gibi OHAL ile daha da ağırlaşan hak ihlalleri yaşanıyor. Aynı zamanda yüzlerce çocuk anneleri ile birlikte bu ağır koşullara maruz kalıyor.
KADIN DÜŞMANLIĞINI KADIN ENTERNASYONELİ VE KADIN DAYANIŞMASI İLE YENECEĞİZ
Kadınların kazanımlarına saldırılar ve kadın düşmanı, cinsiyetçi politikalar, kadın cinayetleri sadece Türkiye’de değil, dünyanın dört bir köşesinde tırmanışta. Bunların en çıplak halini DAİŞ örneğinde gördük. Ancak İspanya’dan Hindistan’a, Brezilya, Meksika, Polonya, Macaristan, İran, İngiltere, Pakistan, Ortadoğu ve ABD’ye dünyanın dört bir köşesinde kadınlar, varlıklarına, beden, emek, kimlik ve haklarına yönelik ağır ve açık tehdit karşısında büyük bir direniş içinde. Krizlerini savaşlarla çözmeye çalışan kapitalist ulus-devletlerin sınırlarında teller, yetmedi duvarlar, yetmedi çelik zırhlar yükseltme hamlesi karşısında kadınlar sınırları aşan dayanışmalar, güç birlikleri kuruyor. Biz’ler ABD’de, Brezilya’da, İspanya’da sokaklara dökülen milyonlarca kadından, Hindistan’da tecavüzlere karşı örgütlenen ve hesap soran kadınlardan, İran’ın Beyaz Çarşamba kadınlarından, Mısır’da, Tunus’ta, Lübnan’da, Polonya’da, Macaristan’da, Ukrayna’da, Rusya’da, Pakistan’da … direnen kadınlardan ve DAİŞ’i bozguna uğratarak yeni bir yaşam kurmakta olan Rojava kadınlarından güç ve ilham alıyoruz.
Bu küresel örgütlülüğü, öncelikle bölgemizdeki kadın mücadeleleri olmak üzere, bütün kadın mücadeleleriyle hep birlikte geliştireceğiz. Deneyimlerinden yararlanacağız, kazanımlarını kendi kazanımlarımız olarak sahiplenip savunacağız.
HDP KADIN PARTİSİDİR
* Siyasi partiler yasası değiştirilerek eş başkanlığın sadece genel başkanlıkta değil bütün yönetim organlarında geçerli olması ve kadın kotasının uygulanması sağlayacağız.
* Seçim yasasında değişikliğe gidilerek yüzde 50 cinsiyet kotasının genel ve yerel seçimlerin tüm aşamalarında konulması, kadın adayların maddi olarak desteklenmesi için bütçe ayrılması sağlayacağız.
* Evde, sokakta, sosyal ve siyasal alanda mücadele ederek gerçekleştirdiğimiz eşit temsil ve eş başkanlık sistemini Cumhurbaşkanlığına taşıyacağız. Eş Cumhurbaşkanlığı sistemini halkın ortak yönetimini hedefleyen çoğulcu ve kolektif bir yönetim mekanizmasına dönüştüreceğiz.
* En çok kadını vuran, kadınların iradesini bastıran yüzde 10 barajını kaldıracağız.
* Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu, fırsatta, süreçte ve sonuçta eşitlik için Kadın Erkek Eşitliği Komisyonu olarak değiştirilecek, komisyonun bütün kanunların ve bütçenin yapımında aktif olması sağlayacağız.
* Siyasetin her alanında olmak ve hayatımız hakkında kararları vermek için HDP’de her dilden yükselen kadın sesi 24 Haziran’da bir kez daha yükselecek.
* Kadınların partisi HDP, kadınlarla birlikte Parlamentoyu da bir kadın parlamentosuna dönüştürecek.
* Kapatılan kadın kurumlarını, kadın politikaları daire başkanlıklarını, dayanışma evlerini, kadın kooperatiflerini yeniden açacağız.
* Gasp edilen yerel yönetim sistemimizi, yeni yaşamı yeniden kuracağız.
Gücümüz var, yapabiliriz. Kadınlarla değişir!”