Garo Paylan: Erdoğan Türkiye’yi bir aile şirketi gibi yönetmek istedi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Gerekirse acı ilacı içeceğiz” sözlerini ve Merkez Bankası’nın başına AKP’li Naci Ağbal’ın getirilmesinin ardından faizin yüzde 10’dan yüzde 15’e çıkarılmasını değerlendiren HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, “Yatırım yapmak isteyen sermaye Türkiye artık bir hukuk devleti olmadığı için gelmiyor. Yalnızca sıcak para çerçevesinde bir bölüm sermaye Türkiye’ye girdi. Ama bunlar geçici olarak girdiler. Bir bölüm karlarını aldıktan sonra yüksek faiz çerçevesinde gideceklerdir. Faturayı ödeyen vatandaşımız olacak, keyiflenense Saray’dakiler, yandaşları ve Erdoğan’ın tek adam rejiminin önünde diz çöktüğü Londra’daki tefeciler olacak” dedi.
Artı TV’de Yadigar Anlı’nın sunduğu Haber Aktüel’e katılan Paylan şunları söyledi:
Erdoğan Türkiye’yi bir aile şirketi gibi yönetmek istedi ve geçtiğimiz 2 buçuk yılda bir aile şirketi gibi yönetti. Rejim referandumu yapılırken Türkiye toplumuna “Bu kardeşinize yetkiyi verin, faizle, dövizle nasıl mücadele edilir görün” demişti Erdoğan. Ama 2.5 yılda baktığımızda dolar 4 lirayken 8 buçuk liraya çıktı. Faizler iki katına yükseldi. Hayat pahalılığı aldı başını gitti. 10 milyon vatandaşımız işsiz. Çalışanlar da sefalet ücretlerine talim ediyorlar ve derin bir ekonomik kriz var.
Bu 2 buçuk yılda Erdoğan ve damadı Merkez Bankası’nın kaynaklarını tükettiler. 130 milyar dolar sattı bu 2 buçuk yılda. Neden? “Çünkü efendim biz yerli ve milliyiz, Londra’daki tefeciler bize operasyon çekiyorlar. Faiz neden, enflasyon sonuçtur. Biz faizleri düşüreceğiz ve piyasaya bol para vereceğiz” dediler. Yabancıları buradan kovdular, yerli sermayeye güven vermediler. Kasadaki para tükendi. Hiç kimse Erdoğan’a gidip “Efendim, kral çıplak. Kasadaki para bitti” diyemiyordu. Sanırım nihayet birtakım AKP’liler “Efendim kasadaki para tükendi, iflas ettik, aile şirketiniz battı” dedi ve Erdoğan’ı ikna ettiler. Ve bu çerçevede de kasadaki para tükendiği için, sıcak parayı çekmek için faizleri yükselttiler.
Erdoğan “Acı ilacı içmemiz gerekiyor” dedi. Bu acı reçete kime yazılmıştı? Saraylarından vazgeçmeleri üzerine bir reçete miydi? Hayır. Erdoğan uçan saraylarından, yüzen saraylarından, şatafattan mı vazgeçiyor, hayır. Erdoğan bu acı reçeteyi 5 yandaş müteahhitine mi yazıyordu? Hayır. Onlar keyif çaylarını içiyorlardı. Savaş politikalarından mı vazgeçiyordu? S-400’den mi vazgeçiyordu, hayır. Bu acı reçete, yani faizlerin yüzde 15’e yükseltilmesi yoksullara yazılmış bir acı reçetedir. Kim keyif alır? Alacaklılar keyif alır. Kim dertlenir? Yoksullar, borçlular dertlenir. Şu an vatandaşımızın büyük çoğunluğu borçlu. Borç ödüyorlar, bankalara faiz ödüyorlar. Bu yüksek faiz de Türkiye’deki zenginlere ve Londra’daki tefecilere gidecek.
Yatırım yapmak isteyen sermaye Türkiye artık bir hukukd devleti olmadığı için gelmiyor. Yalnızca sıcak para çerçevesinde bir bölüm sermaye Türkiye’ye girdi. Ama bunlar geçici olarak girdiler. Bir bölüm karlarını aldıktan sonra yüksek faiz çerçevesinde gideceklerdir. Faturayı ödeyen vatandaşımız olacak, keyiflenense Saray’dakiler, yandaşları ve Erdoğan’ın tek adam rejiminin önünde diz çöktüğü Londra’daki tefeciler olacak.