HDP Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş, Lübnan’dan kaçırılarak Ankara’ya getirilen ve 6 ay boyunca sistematik işkenceye maruz bırakılan Ayten Öztürk’ün durumunu meclise taşıdı.
Geçtiğimiz yıl Lübnan’da gözaltına alınıp, Türk yetkililere teslim edilen ve 6 ay boyunca gözaltında olduğu kabul edilmeyip, sistematik işkenceden geçirilen Ayten Öztürk’ün durumu meclis gündemine taşındı.
HDP Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş’ın Süleyman Soylu’nun cevaplaması için verdiği soru önergesi şöyle:
6 ay işkence gördüğü ortaya çıkan Ayten Öztürk anlattı: Kaba dayak, cinsel taciz, tabuta koyma, parmak yakma…
Kamuoyunda Lübnan’dan özel uçakla Türkiye’ye getirilen ve Ankara’da 6 ay boyunca çok ağır işkence gördüğünü ifade eden Ayten Öztürk yaşadıklarını tüm ayrıntıları ile savunması kapsamında yargılandığı mahkeme ile paylaşmıştır. Ayten Öztürk’ün aktarımlarına göre; Ankara’da olan ancak neresi olduğu bilinmeyen bir resmi kurumun bodrum katında, insan anatomisini iyi bildiklerini ifade eden yüzlerini göstermeyen kişilerce son derece ağır fiziki ve psikolojik işkenceye maruz bırakılmıştır.
Ayten Öztürk, resmi gözaltı tarihinin 28 Ağustos 2018 Ankara Terörle Mücadele Şubesi göründüğünü ancak bunun gerçeği yansıtmadığını, 13 Mart 2018’de yasa dışı biçimde bir gözaltı merkezine götürüldüğünü ve 6 ay işkence yapıldıktan sonra bir mizansenle gece yarısı açık arazide polise teslim edildiğini iddia etmektedir. Yine Öztürk’ün anlatımlarına göre; söz konusu işkence merkezinde 7-8 kişinin daha olduğu, onların erkek olduğu ve kendisine uygulanan işkence yöntemlerinin onlara da uygulandığı ifade edilmektedir. Ayten Öztürk’e işkence edenlerin kendilerinin, insan anatomisini çok iyi bildiklerini ifade ettikleri, bu nedenle Öztürk’ü öldürmeyeceklerini, tedavi edip yeniden işkenceye başlayacaklarını sıklıkla dile getirdikleri de Öztürk’ün anlatımları arasındadır. Nitekim Ayten Öztürk’ün de ifade ettiği gibi işkenceden iflas eden bedeni bir süre tedavi edildikten sonra yeniden farklı işkence yöntemleri uygulanmıştır. Ayten Öztürk’ün kadın olmasından ötürü çok daha ağır ve cinsel boyutları da olan işkencelere maruz kaldıkları da anlatımlarına yansımıştır.
Öztürk’ün anlatımlarında dikkat çeken diğer hususlar ise; 8 Mart 2018 tarihinde Lübnan havaalanından Lübnanlı yetkililer tarafından gözaltına alındığı, gözaltındayken, Türkiye Konsolosluğu’ndan “Kadri” isimli bir şahsın kendisiyle görüştüğü ve kendi telefonuyla fotoğraflarını çektiği şeklindedir.
Bu görüşmeden sonra Lübnanlı yetkililerin defalarca üstünü ve eşyalarını onursuzca aradıkları ve herhangi bir suç unsuruna rastlamadıkları da Öztürk’ün ifadelerine yansımıştır.
Lübnanlı yetkilerin, Öztürk’ü serbest bırakacaklarını söylemelerine rağmen 13 Mart akşamı apar topar havaalanına elleri kelepçeli, gözleri bağlı şekilde götürdükleri ve işkenceyle özel uçağa bindirerek Ankara’ya getirdikleri de ifadeler arasındadır. Burada geçen altı aylık zaman zarfının ardından kendisinin açık bir araziye eşyaları ile bırakıldığı ve o esnada bir ihbar üzerine geldiklerini ifade eden TEM görevlilerince gözaltına alındığı da kamuoyunca bilinmektedir.
Yine Ankara’da olduğu iddia edilen bir merkeze transporter araçlarla başka kişilerin de getirildiği, bu sayının ise 27 olduğu kamuoyuna yansıyan hususlar arasındadır.
Bu bağlamda
Ayten Öztürk’ün Lübnan’da gözaltına alınmasından sonra Konsolosluktan kimlerle görüşmüştür? Neden fotoğrafları çekilmiş ve Öztürk’e nasıl bir prosedür işletileceği hususu kimlerle organize edilmiştir?
Ayten Öztürk hangi gerekçe ile gözaltına alınmıştır?
Lübnanlı yetkilerin, Öztürk’ü serbest bırakacaklarını söylemelerine rağmen 13 Mart akşamı apar topar havaalanına elleri kelepçeli, gözleri bağlı şekilde götürülmesinin gerekçesi nedir?
Neden gözleri bağlı şekilde havaalanına götürülmüştür?
Lübnan’dan özel uçakla mı götürülmüştür?
Özel uçak hangi gerekçe ile nasıl hazırlanmıştır? Özel uçak Türkiye’ye mi aittir?
Ayten Öztürk özel uçakla Lübnan’dan nereye getirilmiştir?
Ankara’da olduğu anlaşılan ve Öztürk’ün işkenceye maruz bırakıldığı bu resmi kurum neresidir? Nerededir?
Yüzleri kar maskeli özel görevliler kimlerdir? Bu merkezden kaç kişi haberdardır? Bu merkezde kaç görevli vardır ve pozisyonları nedir?
Neden Öztürk’e işkence eden görevliler bulundukları yeri cehennem olarak tanımlamaktadırlar?
Öztürk’e işkence eden görevlilerin, insan anatomisini iyi bildikleri yönünde vurgu yapmalarının sebebi nedir?
Öztürk’ün vücudu iflas ettikten sonra hangi tür tedaviler uygulanmış ve akabinde neden işkenceye devam edilmiştir?
Ayten Öztürk’ün kadın olması nedeniyle cinsel işkence yöntemlerinin özellikle uygulanması ve insan onuru ile bağdaşmayan yöntemlere başvurulması ile ne amaçlanmıştır? Ayten Öztürk’e neden yasal prosedür uygulanmak yerine zalimane yöntemler uygulanmıştır?
Söz konusu merkezin bodrum katında tutulan kaç kişi bulunmaktadır? Hepsine benzer işkence yöntemleri mi uygulanmaktadır?
Kamuoyunda yer alan haberlerde transporter araçlarla 27 kişinin alıkonularak bu merkeze getirildiği ifade edilmekte olup bu iddialar doğru mudur?
Halihazırda sivil kıyafetli ancak kendisini emniyet mensubu olarak tanıtan kişilerce alıkonulan ve ailelerinin ulaşamadığı diğer kayıp şahıslar da bu merkezde mi tutulmaktadır?
Ayten Öztürk’ün bir kısım görevlilerce bir arazinin ortasında bırakılmış olması ardından TEM ekiplerinin gözaltına alınması meselesi Öztürk’ün ifade ettiği biçimiyle bir mizansen midir?
Neden Ayten Öztürk gözaltına alındığının akabinde TEM’e teslim edilmemiştir de 6 ayın sonunda teslim edilmiştir?
Bu yöntem ile yapılan işkencenin üzeri mi kapatılmak istenmiştir?
Bu işkence yöntemi Ayten Öztürk ve diğer kişilere uygulanan yöntemlerin talimatı kim ya da kimler tarafından verilmektedir?
İçişleri Bakanı olarak tüm prosedüre hâkim misiniz? Yoksa sonradan mı haberdar edilmektesiniz?
Ayten Öztürk’ün anlattıkları doğrultusunda diğer kayıp şahıslar ile birlikte değerlendirildiğinde kamuoyunda kayığı ve endişe artmakta olup bilhassa kayıp yakınlarının yaşadıkları mağduriyetin giderilmesi için kamuoyuna açıklama yapacak mısınız?
Ayten Öztürk’ün vücut bütünlüğünün bozulmuş olması ve yaşadığı derin travmanın yarattığı mağduriyetin giderilmesine yönelik bir çalışmanız olacak mıdır?
Ayten Öztürk’ün anlattıkları doğrultusunda benzer durumu yaşamakta olan yahut yaşama ihtimalleri olan kişilerin daha fazla zarar görmemesi adına bir çalışma yapılacak mıdır? Yoksa zaten tüm bu hususlar bilginiz dahilinde midir.
