HDP Merkez Yürütme Kurulu dün yaptıkları toplantının ardından bir açıklama yayınladı. Kürt meselesinin küresel bir konu haline geldiği belirtilen açıklamada, “AKP-MHP iktidarı büyük bir yenilginin eşiğindedir” ifadeleri yer aldı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK), dün Genel Merkez’de yapılan toplantının ardından yazılı bir açıklama yayınladı. Yapılan açıklama, “21’inci Yüzyıl’ın çağ yangınında kazanan demokratik yaşam olacak” başlığı taşıdı.
Ortadoğu tespiti
HDP yaptığı yazılı açıklamada Ortadağu’daki gelişmelere sıkça değindi. HDP şu açıklamalarda bulundu: “Tarihsel olarak halkları ve inançları baskı altına alarak sürekliliğini sağlayan kapitalizm, Kürt halkı başta olmak üzere Ortadoğu’da demokratik yaşamı savunan halkları ve inançları tekçi anlayışla hedefine koymaktadır. Küresel güçler ve bölgesel devletlerin halklara ve inançlara karşı bir araya gelmelerinin en son örneğine 9 Ekim 2019 tarihinde Kuzey-Doğu Suriye’ye başlatılan işgal girişimi ve sonrasında yaşanan gelişmelerle bir kez daha tanık olduk. İşgal harekâtının gerek küresel güçler ile bölge devletlerinin bilgisi dâhilinde ve desteğiyle, gerekse de 9 Ekim 1998’deki Sayın Abdullah Öcalan’a yönelik uluslararası komplonun yıldönümünde başlatılması, demokratik yaşam talebini boğmak isteyen küresel-bölgesel kirli uzlaşıya işaret etmektedir.”
HDP MYK’sinin yaptığı açıklamanın devamı şöyle: “AKP-MHP ittifakı, Kuzey ve Doğu Suriye’de adım adım inşa edilen demokratik yaşama karşı ÖSO’cu çetelerin jandarmalığında talan, yağma ve baskıyı esas alan bir egemenlik kurma amacındadır. Rojava’nın kadın özgürlükçü, seküler ve ekolojik yaşamını boğmayı önlerine hedef olarak koymuşlardır. Küresel güçler ise ya destek vererek ya da sessiz kalarak bu karanlığa taraf olduklarını her gün bir kez daha kanıtlamaktadır. Bab, Cerablus, Afrin ve 9 Ekim’den bu yana işgal edilen bölgelerde devreye konmak istenen bu yıkımın kimlere ev sahipliği yaptığını Afrin’deki yağma ve yerinden edilmeden; Bab ve Cerablus’ta kadınların toplumsal yaşamdan silinmesi ve DAİŞ lideri Bağdadi ile DAİŞ Sözcüsü El-Muhacir’in öldürüldüğü coğrafyadan biliyoruz.”
Atanan kayyumlar…
MYK, en son Şırnak’ın Cizre ilçesine atanan kayyumla ilgili olarak da şu açıklamayı yaptı: “AKP-MHP ittifakı, eşit ve demokratik yaşam taleplerine karşı tutumunu Türkiye’de de devam ettirmektedir. İktidarın Türkiye’nin tümüne yaymak istediği rejimin en bariz örneği kayyım rejiminde görülmektedir. 29 Ekim’de Cumhuriyet’in ilanının yıldönümünde Cizre gibi Kürt halkının yaşayan hafızası olan bir kente kayyım atanması, AKP-MHP ittifakının yeniden organize etmek istediği devletin bir kez daha tekçilik üzerinden kurulmak istendiğini göstermektedir. Tüm boyutları ile birlikte bakıldığında, kayyım atamaları bir idari-hukuki işlem değil; ideolojik bir yönelim, iktidar tekniği, yönetim anlayışı ve rejim dayatmasıdır. Bu bağlamıyla, dört milyon insanın kendi seçtikleri belediye eş başkanları tarafından yönetilmiyor olması, bu kent halklarının yanı sıra tüm Türkiye halklarının sorunudur.”
‘İktidar büyük yenilginin eşiğinde’
AK Parti ve MHP’nin gerilediğini belirten MYK, “Ortadoğu’da süren işgal girişimleri ve Türkiye’de Kürt halkının iradesini teslim alarak ülke geneline rejim dayatma amacında olan AKP-MHP ittifakı her geçen gün daha fazla sıkışmakta; krizler derinleşerek büyümektedir. Bu yönüyle, genelde Ortadoğu özelde ise Türkiye’de AKP-MHP iktidarı büyük bir yenilginin eşiğindedir. Tarihte, büyük yenilgilerin eşiğinde olan tüm otoriter, baskıcı iktidarlar gibi bir ‘zafer hikâyesi’ yaratmanın peşinden koşmaktadır. Ancak nesnel hakikati yok sayarak oluşturulmaya ve toplumda estirilmeye çalışılan bu hava nafile bir çabadır. Çünkü Türkiye halkları iktidarın hezeyan arayışlarına karşılık vermemiş, 31 Mart’ta ortaya çıkan ‘toplumsal kutuplaşmaya hayır’ iradesinde ısrarcı olmuştur. Şüphe yok ki, insanlığın demokratik geleceğine açılan kapıların sonuna kadar aralandığı bir çağ yangınının içerisindeyiz. Neo-liberalizmin yarattığı iktisadi sömürü, tekçi devletlerin yarattığı siyasal sömürü ve kar hırsının yarattığı ekolojik sömürü bir çağ yangını yaratsa da, Rojava özelinde ortaya çıkan dayanışma ile dünyanın dört bir tarafında otoriter yönetimlere ve ekonomik sömürüye karşı yükselen itirazlar bu yangından çıkışın ancak demokratik yaşamla mümkün olabileceğini göstermektedir” dedi.
‘Kürt meselesi küresel bir konu haline geldi’
MYK, Kürt meselesinin artık dünyayı ilgilendiren küresel bir konu haline geldiğine belirterek açıklamasını şöyle sürdürdü: “Dünya halklarının güçlü dayanışması ile dengeler Kuzey-Doğu Suriye halkları lehine değişmiştir. Dayanışma ile savaşın amaçları boşa çıkarılmış ve Kürt Meselesi tüm dünya halklarını ilgilendiren bir küresel konu haline gelmiştir. Geldiğimiz nokta itibariyle, Türkiye’de hiçbir siyasi aktör küresel konu haline gelen Kürt meselesini ‘milliyetçilik maskesi’ takarak görmeme lüksüne sahip değildir. Bu ülkenin seküler ve demokrat kesimleri bilmelidir ki, AKP-MHP ittifakının kurmak istediği rejimin kodları Bağdadi’ye ev sahipliği yapan bölgede saklıdır. Bu kodlar Alevilerin ibadetlerinin engellenmesinde, kadınların sokak ortasında katledilmesinde, iş cinayetlerinde, çocuklara yönelik şiddetin cezasız kalmasında, yolsuzluklarda, hortumlamalarda, yöneldiği her kesimi düşmanlaştıran nefret dilinde saklıdır.”
MYK, son olarak ‘demokrasi ittifakı’ çağrısında bulunarak şöyle devam etti: “Bu ruh ve bilinçle, HDP olarak yaşadığımız coğrafyadaki her türlü baskıcı, faşist anlayışa karşı demokrasi, barış ve adalet diyen herkesi Demokrasi İttifakını büyütmeye çağırıyoruz. Herkesin ortak değerler etrafında Demokrasi İttifakında mücadele edeceği zeminin var olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz. Demokrasi İttifakının güçlenmesi ve başarması herkesin kazanması anlamına gelecek.”
Kaynak: Gazete Duvar