HDK, İstanbul’da 9 belediyeye yönelik ‘kent uzlaşısı’ operasyonuna yönelik savcılık açıklamasının “İktidar dahil tüm partilerin siyasi faaliyetlerinin yargı konusu olması anlamına geldiğini” belirtti.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) İstanbul’da ‘kent uzlaşısı’ sağlandığı belirtilen çok sayıda belediyeye ‘terör’ soruşturması başlatılmasına tepki gösterdi.
HDK’nin açıklamasında savcılığın duyurusunda operasyonun “siyasi partilerin seçim dönemlerinde işbirliği yapmasının suç kapsamında değerlendirilmesi” anlamına geldiği belirtilerek “Bu iktidar partileri de dahil tüm partilerin siyasi faaliyetlerinin bir yargı konusu haline gelmesi anlamına gelmektedir ki; kabulü mümkün değildir” denildi.
Gözaltına alınan siyasetçilerin Halkların Demokratik Kongresi ile ilişkilendirildiğinin de altı çizilen açıklamada, “Yapılan bu gözaltılar ve tutuklamaların tamamı bir algı operasyonuna işaret edilmekte, aleni bir biçimde Halkların Demokratik Kongresi kriminalize edilmek istenmektedir” ifadesi yer aldı.
‘Yargı erkinin Açıklaması tehlikeli bir zemin yaratmaktadır’
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı; “Kent Uzlaşısı” çerçevesinde İstanbul’un çeşitli ilçelerinde belediye başkan yardımcısı ve belediye meclis üyesi seçilen 10 siyasetçinin Halkların Demokratik Kongresi ile ilişkili oldukları gerekçesi ile bu sabah gözaltına alındığını açıklamıştır.
Yapılan açıklamada “Kent Uzlaşısı “kavramı bir suç olarak gösterilmiş; bir kenti var eden, yaşatan, sosyal dinamikleri kapsayan, gençler, kadınlar, işçiler, emekçiler, farklı inanç grupları, ekolojistler, kısacası barış içinde adil bir yaşam arzusunu içinde barındıran tüm kesimlerin iradesi, “suçlu yapılarmış” gibi bir algı yaratılmaya çalışılmaktadır. Yargı erkinin, kendi bağımsız karakterini yok sayarak, siyasi iktidarın bekası uğruna halkların iradesini suç kapsamında değerlendiren açıklaması, son derece tehlikeli bir zemin yaratmaktadır. Salt bir seçimde yurttaşlarca sandığa yansıtılan iradenin; hiçbir ceza mevzuatında yer olmayan, evrensel hukuk normları ile bağdaşmayacak şekilde suça evriltilmiş olmasının bizatihi kendisi suçtur.
Nitekim İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan bu operasyon ile siyasi partilerin seçim dönemlerinde işbirliği yapmasının suç kapsamında değerlendirilmesi demek, iktidar partileri de dahil tüm partilerin siyasi faaliyetlerinin bir yargı konusu haline gelmesi anlamına gelmektedir ki; kabulü mümkün değildir. Bu durumun demokrasiye yapılan açık bir darbe olduğu şüphe götürmemektedir.
Yargı gücünün, darbe dönemleri dahil, hiçbir dönemde olmadığı kadar siyasi iktidarın sopası haline geldiği ve yargı eliyle muhalif kesimlere karşı ilan edilmemiş bir olağanüstü hukuk döneminin inşa edildiği meselesi yeni değildir. Birbiri ardında devam eden bu operasyonların, düşman ceza hukukunun açık uygulaması olduğu ve dahi yapılmakta olan her operasyonun siyasi bir netice almaya dönük olduğu sır değildir. Zira iktidar bekasını ancak bu yöntemle koruyabilir olduğunu görmektedir.
Son dönemde özellikle İstanbul merkezli olarak yapılan birçok siyasi soykırım operasyonunda HDK delegeliği bir suç unsuru olarak gösterilmiş; salt bu gerekçe ile siyasetçiler, gazeteciler, baro yöneticileri gözaltına alınmış ve tutuklanmıştır.
Yapılan bu gözaltılar ve tutuklamaların tamamı bir algı operasyonuna işaret edilmekte, aleni bir biçimde Halkların Demokratik Kongresi kriminalize edilmek istenmektedir.
Halkların Demokratik Kongresi;
Türkiye toplumsallığının tüm renklerini kapsayan siyasi partilerin, ekoloji derneklerinin, yöre derneklerinin, toplumsal mücadele yürüten platformların, kadınların, gençlerin, emekçilerin dahil olduğu yasal ve meşru bir yapılanmadır. Halkların Demokratik Kongresi’nden illegal örgüt çıkarmaya hiç kimsenin gücü yetmez! Halkların dişiye tırnağı ile ördüğü, toplumsal barışın kalıcı olması için bedel ödediği Kongremiz’e suç atfetmek kimsenin ne haddidir ne de üzerine vazifedir! Kongre; halkların barış umudunun beslendiği ve korunduğu bir değerdir!
Bir taraftan barış ve çözüm konuşulurken diğer taraftan esas kuruluş amacı ve faaliyeti toplumsal barışı sağlamak olan Halkların Demokratik Kongresi’nin yargı eliyle baskılanması kabul edilemezdir!
Tüm bu düşman zihniyetine, yapılan algı operasyonlarına ve hukuk kumpaslarına rağmen toplumsal barış ve adalet mücadelemizi daha da yükselteceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın!
Yargı eliyle yürütülen kumpaslarınıza teslim olmadık olmayacağız!
Ne yaparsanız yapın, Kongremiz halkların umudu olmaya, mücadelemiz daha da büyümeye devam edecek.
