SES İzmir Şubesi Eşbaşkanı Batmaz, ekonomik krizin bir halk sağlığı sorununa dönüştüğünü belirterek, İzmir’de hayati öneme sahip pek çok ameliyatın kısıtlı bütçe nedeniyle yapılamadığını vurguladı.
Sermayenin borçlarını silen, halk sağlığını hiçe sayan politikalar nedeniyle hastanelerde ameliyatlar yapılamıyor. Pek çok hastane bütçe ayrılmaması nedeniyle ameliyatları durdururken, halk tedavi olanaklarından mahrum bırakılıyor.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İzmir Şubesi Eşbaşkanı Erkan Batmaz, ekonomik krizin sağlık sisteminde yarattığı sorunlara değindi. Erdoğan, sermayenin karını düşünerek mevduata kur farkı uygulaması başlatırken, hastaneye kaynak ayırmayarak ameliyatların yapılamamasına neden oluyor.
Sağlık Bakanlığı’nın yeterli bütçeyi sağlamaması sonucu pek çok ürün ve materyalin karşılanamadığını belirten Batmaz, “Yılbaşından hemen önce kalp-damar, ortopedi gibi çok hayati ameliyatların dahi durduğu, malzemelerin alınamadığı bir süreç yaşadık. Kur farkından dolayı sağlayıcı firmalar ürünü getirmediler. Maalesef bu durum geçmiş değil. Hala laparoskopik, yani kapalı yapılması gereken belli cerrahi operasyonlarda, ameliyatı kapalı yapmamızı sağlayan aparatları alamadığımız, eksik aldığımız ya da hastalara aldırdığımız bir durum var. Kur belli bir yerde sabitlendi ama hala güvensizlik söz konusu. Bu güvensizlik hali devam ettiği sürece sağlık hizmetlerinin aksayacağı belli” dedi.
“Kanser hastaları randevu için aylarca bekletiliyor”
Batmaz, şu ana kadar sağlanan çözümlerin geçici olduğunu, kalıcı çözümler bulunması gerektiğinin altını çizdi. Diğer bir sorunun ise sağlık hizmetlerinin paralı hale getirilmesi olduğunu belirten Batmaz, “İlaçların çoğunun ücretli hale geldiği, parası olanın sağlık hizmeti alabildiği, vatandaşın devlet hastanelerinde hiçbir şekilde sıra alamadığı, kanser hastalarının dahi aylarca sıra almak için uğraştığı bir süreci yaşıyoruz” diye konuştu.
“Kapitalizm halk sağlığına zararlı”
Ekonomik krizin emekçilere fatura edildiğini vurgulayan Batmaz, “Ekonomik kriz halk sağlığı sorununa dönüştü. Alım gücünün düşmesi, yaşam standartlarımızın düşmesi, ücretsiz sağlık hizmetine ulaşamamak bunların hepsi bir halk sağlığı sorunu. Hem kapitalizm hem de ekonomik kriz halk sağlığına zararlıdır. Bu politikaların bir an önce durdurularak sağlıkta kamulaştırma olmadığı sürece bu sorunlar devam edecek” değerlendirmesinde bulundu.
“Vaka sayıları arttı”
Batmaz, tüm bunların yanında Covid-19 salgınının da büyük bir yük oluşturduğunu ifade ederek, son haftalarda vaka sayılarının sürekli arttığına ve test sıralarının uzadığına dikkat çekti. İzmir’de vaka sayısının 5 katına çıkmasının nedeninin salgının önemsenmeyerek ikinci plana atılması olduğunu vurguladı. Halk sağlığının ertelenebilir bir sorun olmadığının altını çizen Batmaz, “Bir an önce tedbirlerin arttırılması gerekiyor. Oluşan durumun kendisi bizi pandeminin en başına göndererek bir kısır döngüye sokuyor. Bu döngü hem ekonomik hem de psikolojik olarak toplumu yıprattı. Sağlık emekçileri nezdinde yetememe hali var. Yetersiz hastane ve donanımın az olduğu bir şehirdeyiz. Sağlıkçılar artık hizmet üretemez hale geldi” ifadelerini kullandı.
“Sağlık emekçilerinin ücreti yoksulluk sınırının altında”
Sağlık alanındaki önemli bir başka sorunun ise sağlık emekçilerinin yoksulluk sınırının altındaki ücretlerle çalışması olduğunu söyleyen Batmaz, şöyle devam etti: “Krizin derinleştiği, kur düzeyinin üst seviyelere çıktığı, son 19 yılın en yüksek enflasyon oranının açıklandığı bir dönemden geçiyoruz. Bunların hepsi maaşlarımızı yok etti. Sürekli gelen zamlar bizleri en temel ihtiyaçlarımızı karşılayamaz hale getirdi. Zam oranı yüzde 5 idi 2,5 daha eklendi 7,5 oldu. Enflasyon farkıyla yüzde 30,5 zam yapıldı. Fakat asıl zam oranımız yüzde 7,5’tur. Alım gücümüzün hiç olduğu bir süreci yaşıyoruz. Sağlık emekçilerinin artık dayanacak gücü kalmadı.”
Taleplerinin sağlık emekçilerinin ücretlerinin düzeltilmesi olduğunu söyleyen Batmaz, 3600’den başlayarak 7200’e kadar ek göstergelerin çıkarılması gerektiğini ifade etti. Performans sisteminin de bir an önce kaldırılması gerektiğini vurgulayan Batmaz, bu sistemin iş barışını ve ekip çalışmasını bozduğunu dile getirdi. Batmaz, “Yoksulluk sınırının altında kalan emekliliğe de yansımayan bir ücret yerine geçinebileceğimiz bir temel ücret talebimiz var. Çünkü biz insanca yaşamak ve yaşatmak için yoksulluk sınırının önemli olduğunu hep söyledik. Ücretimiz verilirken parça parça değil de tek kalemde verilmesi gerekiyor” diye konuştu.