İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, Marmara 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tutulan hasta tutsak Eren Odabaş için Beyoğlu’nda bulunan dernek binasında basın toplantısı düzenledi. Tutsak yakınlarının katıldığı toplantının yapıldığı salonda “Eren Odabaş serbest bırakılsın” pankartı asıldı.
Toplantıda ilk olarak söz alan Odabaş’ın avukatı Görgün Danacı, 6 Şubat 2024 tarihinde Çağlayan Adliyesi’nde yapılan saldırı sonucunda Eren Odabaş’ın gözaltına alındığını hatırlattı. Odabaş’ın gözaltına alınmasının herhangi bir delilin olmadığını ifade eden Danacı, kararın hukuksuz olduğunu belirterek, şöyle devam etti: “İkamet ettiği adreste arama yapıldı ve çeşitli eşyalarına el konuldu. Ancak, davanın 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılmasıyla birlikte, usule uygun hiçbir işlemin yapılmadığını ve Ceza Muhakemesi Kanunu’nda belirtilen ilkelerin hiçbirine uyulmadığını tespit ettik. Dosyada ileri sürülen her şey hukuka aykırı olarak elde edilmiştir.”
“Eşim 2018’den beri bu tümörle mücadele ediyor”
Ardından söz alan Eren Odabaş’ın eşi Özge Odabaş, eşinin cezaevinde yaşadığı sağlık sorunlarına dikkati çekti. Eşitinin oturmakta güçlük çektiğini söyleyen Odabaş, “Aynı zamanda koltuk altında da lenflerinde büyüme var. Bu belirtileri doktorlara ilettiğimde, hastalığın ilerlediğini ve yayıldığını söylediler. Eşim 2018’den beri bu tümörle mücadele ediyor ve 2020’de nüksetti. Bu nedenle ilaç tedavisi aldı, ancak yan etkiler nedeniyle tedavisi kesildi. Şu anda yeniden tedaviye başvurmak zorunda kaldı, ancak tutuklandı” dedi.
Duruşmaya çağrı
Eşinin duruşmasının yarın olduğunu belirten Odabaş, herkesi dayanışmaya davet ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her hafta adliyeye gidip dilekçe veriyorum. Eşimin sağlık durumunun ciddiyetini ve bu koşullarda tedavi olamayacağını belirtiyorum. 105 gündür tutuklu ve sonunda, 90. gün civarında hastaneye sevk edilmesine karar verildi. Bu sevkin, yapılan hak ihlallerinin kapatılması için aceleyle yapıldığını düşünüyorum. İstanbul yerine Ankara Şehir Hastanesi’ne gönderileceği söylendi, ancak bu da gerçekleşmedi. Lenflerinden biyopsi alınması gerektiği söylendi, ancak üç aydır hala yapılmadı. Eşimin tedavi hakkı açıkça engelleniyor ve tahliye edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Hem hayatı hem de hukuki açıdan bu gereklidir. Ayrıca, çocuğumuz da bu durumdan olumsuz etkileniyor. Çocuğum pedagoga gitmek zorunda kalıyor. Eşimin tahliye edilmesini ve bir an önce sağlığına kavuşmasını istiyorum. Yarın saat 14.45’te İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek duruşmamıza dayanışma için herkesi davet ediyorum.”