Hasankeyf, Sur, Cerattepe, Dersim’de yürütülen yağma, talan ve rant politikalarına karşı yaşamı birlikte savunmaya çağrısıyla belgesel gösterimi ve söyleşi gerçekleştirildi.
Artvin Çevre Platformu, Dersimliler Derneği, AKA-DER ve HDP Ankara İl Örgütü’nün ortak çağrısıyla yapılan etkinliğe Yönetmen Ali Ergül’ün Hasankeyf’in tarihini ve yıkımını anlatan ‘Suyun Ölüm Tarihi’ isimli belgesel gösterimi ile başlandı. Belgesel gösteriminin ardından Ali Ergül’ün konuşması ile devam edildi. Ali Ergül 90lı yıllardan bugüne kadar binlerce insanın Hasankeyf için mücadele ettiğini fakat mücadelenin sesinin yeterince duyurulamadığını vurgulayarak Hasankeyf’in doğasının yanında bir hafıza merkezi olduğunu anlattı.
Saldırıları durdurmanın tek yolunun halkların ortak mücadelesini büyütmek HDP Mv. Mithat Sancar Hasankeyf’in sular altında kalma projesinin sadece kapitalist sistemin yağma politikasıyla açıklanamayacağını aynı zamanda bunun Kürt coğrafyasındaki özgürlük mücadelesine bir saldırı politikası olduğu değerlendirmesinde bulundu ve saldırıları durdurmanın tek yolunun halkların ortak mücadelesini büyütmek olduğunu anlattı.
‘Hangi dağda sorun varsa orada olalım’ Artvin Çevre Platformu adına konuşan Sabriye Tuncay; bugün Artvin’de 300 tane maden ruhsatının onaylandığını Artvindeki çalışmaların bütün hukuksuzlukla devam ettiğini hatırlattı. Cerattepe halkının kadın erkek 8 ay nöbet tuttuğunu anlattı ve ‘hangi dağda sorun varsa orada olalım, birleşelim’ çağrısıyla konuşması sona erdi. Dersimliler Derneği adına konuşma yapan Ali Ekber Çelik, bu sene devletin Dersim’de 18 orman yangınına yol açtığını ve bu yangınların halkın çabalarıyla söndürüldüğü bilgisini verdi. Önümüzdeki dönem mahallelerde dernek üyeleriyle buluşacaklarını ve çalışmalar yürüteceklerini anlattı.
Tek seçenek insanca ve onurluca bir yaşam kurmak AKA-DER adına Semra Demir devletin Hasankeyf’te Sur’da halkı biat ettirmeye yönelik politikalar yürüttüğünü, bu saldırıları yapanların Palmira’ya saldıran IŞİD’den farkı olmadığını belirtti. OHAL’in sarayın Anadolu’nun dört bir yanında yürüttüğü yağma politikalarının ekmeğine yağ sürdüğünü ve bize kalan tek seçeneğin insanca ve onurluca bir yaşam kurmak ve örgütlenmek olduğunu söylerek sözlerini halk meclisleri kurma çağrısı yaparak bitirdi. HDK Ekoloji Komisyonu adına konuşan Özlem Bayat insanı doğanın bir parçası olarak gördüklerini ve doğanın özgürleşmesi ile insanın özgürleşeceğini söyledi. Ortak mücadelenin önemini vurgulayan Bayat 7 Haziran seçimleri öncesinde kurulan ekoloji meclislerini hatırlattı. Etkinlik birlikte yapılacak eylem ve etkinlikleri büyütme çağrısıyla sona erdi.
direnisteyiz13.org