5.7 C
İstanbul
23 Kasım Cumartesi, 2024
spot_img

Hasan Oğuz’un mirası – Nihat Demir

Bugün sizlere inşaat işçilerinin genç önderi Hasan Oğuz’dan bahsetmek istiyorum.

Hayata birçok güzellik katan insanları anlatmak, yaşama olan tutkularını, sevgilerini, umutlarını, heyecanlarını ve devrime ve özgürlüğe olan özlemlerini anlatmak insana heyecan, hüzün ve mutluluk gibi birden fazla duyguyu aynı anda yaşatıyor.

Hasan yoldaşımız mütevazi duruşuyla ve yaşama olan inancıyla inşaat işçilerine, birlikte yaşadığı ve yol aldığı yoldaşlarına büyük bir güven ve umut veriyordu.

Doğduğu ve büyüdüğü Batman kenti gibiydi biraz Hasan Oğuz. Savaşa ve zulme karşıydı ve asla haksızlığa diz çökmezdi. Siper olurdu bütün düşmanlıklara, bütün haksızlıklara karşı tıpkı özgürlüğe susamış memleketi Batman gibi… Hangi inşaatta bir hak gaspı varsa dikilirdi patronların karşısına ve patronların gasp ettiklerini geri alıncaya kadar mücadeleden bir milim geri adım atmazdı.

Ailesi Batman’dan göç etmek zorunda kaldığında kendisi henüz küçük yaşlarda babasıyla birlikte inşaatlarda çalışmaya başlamıştı. Zaman zaman farklı işler yapsa da 15 yıl boyunca o inşaattan bu inşaata, o kentten bu kente sırtında valizi ile hayata tutunmaya çalıştı. Batman’dan Adana’ya göç eden Hasan’ın yaşıtları okul sıralarında otururken, o bir okulun inşaatında küçücük elleriyle tuğla taşırdı üst katlara. Genç bir emekçi ve inşaatın her türlü tozunu, çamurunu ve çilesini çekmiş bir devrimci olarak kölelik düzeninin ve emek sömürüsünün ne olduğunu çok iyi kavramıştı. Sürekli Stalin’den ve Lenin’den örneklerle durumu anlatır, alfabesinden öğrendiği sosyalizmi her çay ve yemek molasında emekçi arkadaşlarına, yoldaşlarına anlatır dururdu.

İşçi sınıfını örgütlemek için çalıştığı iş yerlerini sık sık değiştirirdi. Bir inşaattan diğer inşaata geçerek örgütlülüğü büyütür, çalışma koşullarının iyileştirilmesi için mücadele ederdi.

Hasan bireysel kurtuluşa inanmazdı. İşçi sınıfından gelen bir emekçi olarak kurtuluşun ancak sınıfsal ve kolektif bir örgütlülükle mümkün olacağına inanırdı. Tek başına kurtuluşun olmadığını bilir, fabrikalarda, inşaatlarda, tarlalarda emeğiyle geçinenlerin birlik olması gerektiğini adeta bilincine işlemişti. “Patron tektir, oysa biz milyonlarız. Karar verdiğimizde dünyayı değiştiririz” derdi.

Hasan Oğuz Batman’a büyük bir özlem beslerdi. Ancak büyük de bir hüzünle bahsederdi Batman’dan. Süregelen bu kirli savaşa, sömürüye ve ayrımcılığa çok öfkelenirdi. Aynı öfkeyi sömürülen ve güvencesizleştirilen işçilerin örgütlenip, sendikal mücadele vermesi için mücadele ederken de duyardı. Hem Batmanlı bir Kürt hem de işçi sınıfının bir üyesi olarak “sömürgenin de sömürgesiyiz” derdi. Bu düzeni yaratanlara öfke duyardı ama asla umutsuzluğa ve yılgınlığa düşmezdi.

Hem halkının hem de sınıfının özgürlüğüne çok bağlıydı Hasan Oğuz. Özgürleşmek için bize takılan zincirleri kırmalıyız derdi. Özgür olmayan bir yaşam yaşanmaya değmez derdi. Okuduğu kitaplardan, öğretilerine kulak verdiği devrimcilerden çokça etkilenir, onların sözlerini kendisine rehber edinir ve sık sık onlardan alıntılar yaparak arkadaşlarının da bu fikirlerden haberdar olması için çabalardı. Hayatı ve devrimciliği radikal yaşar, dostlarıyla ilişkilerinde ise oldukça naifti. Fikri tartışmalarını sert yapar ancak kimseyi incitmemeye büyük gayret gösterirdi.

Devletin güzide projesi Galataport inşaatında Covid-19’a yakalanarak hayatından oldu Hasan. Rahatsızlıklarını yetkililere iletmesine rağmen yetkililer kulak ardı edip dinlemediler, dikkate almadılar Hasan’ı.

Solunum fonksiyon testlerine dayanarak “askerlik yapamaz” raporu veren devlet, ne hikmetse Hasan Oğuz’un yıllarca inşaatlarda ağır şartlarda çalışmasında bir sakınca görmemişti. Kalp rahatsızlığı olan Hasan Oğuz Covid-19 hastalığına yakalanarak 12 Nisan 2020’de aramızdan ayrıldı. Bütün iş cinayetlerinde olduğu gibi Hasan Oğuz’un ölümünde de devletin kusuru ve ihmali vardı.

Hasan Oğuz’u öldüren denetimsizlikti. İş yerinde işçi güvenliği ve sağlığı için gerekli koşulların olmaması ve devletin bunu denetlememesiydi. Ancak en önemli sebep inşaatta çalışan emekçilerin örgütsüz olmalarıydı. Çünkü örgütsüzlük demek hasbelkader yaşamak demektir.

Hasan Oğuz’dan geriye işçi sınıfına dair istekleri, özlemleri ve mücadelesi kaldı. Biz yoldaşlarına düşen de onun mücadelesini büyütmek, işçi sınıfını zalim sermaye düzenine karşı örgütlemek ve başta Batman olmak üzere Hasan Oğuz’un doğduğu topraklara barışı getirmektir.

Son Haberler

ÇOK OKUNANLAR

ÖZGÜR BİR DÜNYA İÇİN!

KALDIRAÇ DERGİSİ'NİN KASIM SAYISI ÇIKTIspot_img

ARTIK TELEGRAM'DAYIZ!

spot_img

DÜNYAYI İSTİYORUZ!

İŞÇİ GAZETESİ'NİN 218. SAYISI ÇIKTI!spot_img

Bizi takip edebilirsiniz

369BeğenenlerBeğen
851TakipçilerTakip Et
14,108TakipçilerTakip Et
1,920AboneAbone Ol