Borsa İstanbul’da bir Gübretaş zelzelesi yaşanıyor. Bir hafta içinde hisse fiyatları yüzde 60’tan fazla düştü. Şirketin piyasa değerindeki erime 60 milyar lirayı aştı. Bu büyük yıkımın sebebi nedir?
Gübretaş yüzbinlerce üyesi olan Tarım Kredi Kooperatifleri’nin bir iştiraki. Asli işlevi de onların çıkarını korumak, üretimlerine destek olmak. Ama gelin görün ki, uzun süredir belli bir zümrenin çıkarı için işliyor çarklar. Mesela; her gıda fiyatı fırladığında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Gübretaş’ın bağlı bulunduğu Tarım Kredi Kooperatifleri’ne talimat veriyor, marketler açtırıyor. Onlar da gidip yine iktidara yakın şirketlerden çoğunluğu fahiş fiyata gıda alıp satmaya çalışıyor. Ve marketler de zarar yazıp duruyor. Lakin Gübretaş’ın beslediği kesim çok daha büyük. Onun sırtında 15 yıldır öyle bir ‘kara kutu’ var ki, ne yaptığından, kimlerin yönetime girip çıktığından haberimiz bile olmuyor.
Gübretaş, 5 Haziran 2023 günü SPK’ya yüzde 300 oranında sermaye artırımı için başvuruyor. Ancak 18 Aralık 2023 günü şirket borsaya yaptığı açıklamada talebin reddedildiğini duyuruyor. Açıklamada dikkat çeken noktalardan birisi, SPK’nın kararı 7 Aralık 2023 günü yaptığı toplantıda alması. Yani arada 11 gün var. Elinde yüklü miktarda Gübretaş hissesi bulunan birilerini avlayacaksanız eğer, mükemmel bir fırsat.
Neyse, biz iddiaları şimdilik bir tarafa bırakalım. Zira, yüzbinlerce çiftçinin kaderiyle oynayan, yıllardır süren çok daha önemli bir mesele var ortada. SPK’nın sermaye artırımını reddetmesinin sebebi, Gübretaş’ın İran’daki iştiraki Razi Petrokimya hakkında süren bir dava için bilançoda karşılık ayrılmamış olması. Nedir bu dava?
Her şey Razi’de kitleniyor
İran’da yerel mahkeme fazla doğal gaz kullanımı dolayısıyla Razi Petrokimya hakkında dava açmıştı. Uzun zamandır devam ediyor. Gübretaş’ın son finansal raporuna göre, Razi’den istenen ceza miktarı 330 milyon dolar. Öyle bir olay ki, İran hükümeti, Razi Petrokimya’yı adeta esir almış gibi. Gübretaş’taki bütün düğüm buradan kaynaklanıyor işte. Şimdi gelelim Razi Petrokimya’nın nasıl bir şirket olduğuna…
İki yılda defalarca yazdığım bir şirket bu. Gübretaş’a, birisi 2011’de iflasını ilan eden Tabosan, diğeri ihaleden 4 ay önce kurulmuş, kurulduktan iki ay sonra Halkbank ve Vakıfbank’tan 20 milyon Euro kredi almış Asya Gaz da ortak edilerek 2008’de tam 462 milyon Euro’ya satın alındı Razi. Asya Gaz, adını kamuoyunun yaygın biçimde Sezgin Baran Korkmaz vakasında duyduğu Şaban Kayıkçı’nın şirketi. Kayıkçı’nın siyasi hamisinin ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasi danışmanı Ali İhsan Arslan olduğu yıllardır biliniyor. Zaten baba Mehmet İhsan Arslan da neredeyse Erdoğan’ın siyasi hayatının başından beri var. Tüm bu olayların detaylarını, Razi’nin ürettiği gübreyi ve özellikle hammadde olarak amonyakı taşımak için Güney Kore’ye yaptırılan milyon dolarlık iki geminin dönüp dolaşıp Burak Erdoğan’ın ortak olduğu denizcilik şirketine gitmesinin hikayesini merak edenler, şu yazıya mutlaka baksınlar. (Gübretaş’ın milyon dolarlık gemilerine ne oldu?)
Razi Petrokimya’nın yönetimine geçen yıl Ağustos ayında başkan yardımcısı olarak Mehmet İhsan Arslan da girmişti. Sonra ne oldu bilmiyoruz. Bilmiyoruz çünkü, şirketin CEO’su dışında kim giriyor, kim çıkıyor, ne alıyor, ne satıyor bilmek mümkün değil. Gübretaş’ın finansal raporunda sadece Razi’den gelen gübre miktarı yer alıyor. 2015’ten beri de bir kez olsun yönetim kurulunun aldıkları kararlar tek satır yazılmadı raporlara. Arada dağıtılan temettü açıklanıyor. Bir de yönetim kurulunun aldığı 13 milyon lira ‘huzur hakkı’ var tabi.
İran’da sürekli şirket aldılar
Bu arada Gübretaş’ın başka iştirakleri vasıtasıyla İran’da ortak olduğu şirketler de var. Mesela Razi, 2012’de Arya Phosphoric Jonoob Co.’yu aldı. Arya da gidip 2019’da kendisi ve Razi için insan kaynakları, catering hizmetleri, yeşil alan ve onarım kompleksleri dahil olmak üzere genel ve sosyal hizmetler sunan Petro Saman Avaran adlı bir şirketin yüzde 69’unu aldı. Razi’nin ürettiklerini dünya pazarlarına satacağız diye kurulan Raintrade Petrokimya Dış Ticaret şirketi bulunuyor. O da 2022’de petrokimya ürünlerinin pazarlanması, ihracı, depolanması ve ticaret faaliyetleri için Rexim Dış Ticaret’i kurdu. Özellikle deniz taşımacılığı üzerine, çoğu Suudi Arabistan sermayesi ile olmak üzere daha o kadar fazla şirket ortaklığı oldu ki, saymakla bitmez.
Şimdi dönüp sormak lazım. Çiftçi gübre, mazot, tohumluk diye inlerken, üretimden koparken milyonlarca dolarlık yatırımlardan kimler kazanç sağlıyor? Razi Petrokimya 15 yıldır niye bir ‘kara kutu’ gibi yönetiliyor? Gemilerin, denizcilik şirketlerinin çiftçiye ne faydası oldu? Amonyak nerelere satılıyor? İhracatı nedir bu şirketlerin?
Neredeyse Cumhuriyet’le yaşıt çiftçi kooperatifleri milyar dolarlık bir deve dönüştü. Türkiye’nin en zengin altın madenine de sahip. Kısaca böylesine bir kuruluştan çiftçinin faydalanmasını bırakın, kapısından bile girebilir mi artık!