Petrol-İş Aliağa Şube’nin örgütlü olduğu Temel Conta fabrikası işçileri 13 gündür grevlerini sürdürüyor. Yetki sürecinin ardından başlayan toplu iş sözleşmesi sürecinde patronun uzlaşmaz tutumu üzerine greve çıkan Temel Conta işçileri, örgütlülükleri tanınana, haklarını elde edene kadar grevi sürdüreceklerini ilan etmişti.
Kaldıraç Hareketi’nin grev ziyareti yaptığı gün Direnişteyiz.org muhabirleri olarak alandaydık. Soğuk hava muhalefetine karşı kararlı bir şekilde direnişini sürdüren Temel Conta işçilerinde kadınlar en önde direnmeye devam ediyordu.
Direnişin en önünde olan kadınlardan başlayalım…
Soğuk havalarda sobayı yakan, çayı demleyen yıllardır Temel Conta’da çalışmış kadın bir arkadaşımıza sorduk…
Direnişin geldiği aşamayı ve patronların sizi muhatap olarak görmemesi, sendikayı tanımaması sürecini anlatır mısınız? Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Arkadaşlarla hep beraber oturup konuştuğumuzda bu yolun grev olduğunu hepimiz biliyorduk. O gün sendikaya grev evraklarını asmaya geldiğinde de sendikacıları içeri almadılar. Başkanlarımızı içeri almadılar. Ve sendika başkanlarıyla biz kapının dışında, çay molamızda görüşmek zorunda kaldık. Ve sonra tekrar bizi içeri almayıp savunma tutturdular. Bizim yasal olan hakkımızı sonuna kadar engellemeye çalıştılar. Dışarı çıktığımızda bize içeri giremeyeceğimizi, yemek, su, çay verilmediğini söylediler. Biz her şeyi göze alıp dışarı çıktık. Çünkü biz geç kalmış bir şey yapıyoruz aslında. Keşke en başında şartları zorlasaydık. Keşke en baştan bu örgütlenmeye başlasaydık. Tek pişmanlığımız geç kalmak oldu. Ama inşallah sonu güzel biter diye düşünüyoruz. Sonuna kadar da direneceğiz, içeride girmeyeceğiz. Çünkü biz içeride hem emeğimizin karşılığını alamadık hem de insan gibi değerde görmedik açıkçası..
İçeriye genel müdürün babası gelip bize hakaretler ettiğinde de ”işe yaramaz işçiler” dediğinde de ”Allah topunuzun cezasını versin dediğinde” de işçiye değer vermediğini görüyorduk. Aslında biz de bardağı taşıran sonuna damla da oydu. Biz sendikal hakkımızı kullandık. Sonuna kadar da hakkımızın arkasındayız.
Peki bugün birçok direnişte kadınlar ön planda. Burada Temel Conta’yı takip ettiğimizde de aslında çoğunlukla kadınların ön planda olduğunu ve direnişte olduğunu görüyoruz. Buraya dair ne düşünüyorsunuz?
Burada ilk işe başladığımda operatörler daha çoğunluktaydı. Ve biz kadınların gelmesiyle bu işi kadınlarında yapabileceğini patron gördü. Erkekler daha fazla ses çıkarıp daha fazla maddi olarak para istedikleri için işveren kadın kısmına yöneldi. Zannettiler ki kadınlar ne verilirse kabul eder, ses çıkartmaz. Aslında öyle de gitti bu zamana kadar. Ama kadınların da son bam teli noktası vardır. Burada da bu oldu. Erkeklerden daha güçlü ses çıkarabildik. Birçok erkek elemanın gelip de ben bu şartlarda çalışmam deyip gittiğimde biz işleri devraldık. Çünkü biz kadınız. Öyle bir huyumuz vardır zaten. Hemen bulunduğumuz yeri benimseriz. Çekip çeviririz. Burada da öyle yaptık. Çekip çevirdik. Ama keşke hak ettiğimiz değeri görseydik. Haklarımızın sonuna kadar destekleselerdi. Ama yapacak bir şey yok. Sonuna kadar da buradayız.
Türkiye’de şu an mevcut olan direnişlere dair ne düşünüyorsunuz?
Umarım diğer direnişteki arkadaşlarda başarıya ulaşır. Herkes hak ettiği değeri alır. Biz de burada gerçekten sendikacılık işini özgürlüğüyle yapan başkanlara denk geldik. Bize hiç arkalarını dönmediler. Hep yanımızdalardı yine yanımızdalar her koşulda. Gördüğünüz gibi. O yüzden inşallah çabalarımız sonuçlanır. Hepimiz için… İşçi sınıfı kazanırsa hepimiz kazanırız, kaybederse hepimiz kaybederiz.
Aynı zamanda Temel Conta işçilerini süreç içinde asla yalnız bırakmayan sendika başkanları da sorularımızı cevapladı.
Sendikal örgütlenme sürecini kısaca anlatabilir misiniz?
Bir yıl önce arkadaşlar örgütlenmek için bize geldiler. Önce yetki kimde diye baktık. İşyerine yetki tespiti gönderdik. İşveren mahkemeye gönderdi. Mahkeme sürecini güzel yürüttük. Mahkeme bizim lehimize bittik. Sözleşme için masaya oturmak istedik gelmediler. En sonunda ara bulucu dönemi atandı. En son grev kararımızı astık. O süreçte ben ve merkezimiz birkaç diyalog kurmaya çalıştık. Sadece bir kez görüştük sonra bir daha telefonlara bile hiç bakmadılar. Sanırız yukarıdan talimat aldılar. 10 Aralık Salı günü biz burada grev çadırımızı kurduk. Şuan işverenin masaya oturmasını bekliyoruz. Sonuna kadar direneceğiz, direnmeye devam edeceğiz.
Bugün birçok yerde işçi direnişi var. İşçi direnişlerine göndermek istediğiniz bir mesaj var mı?
Direne direne kazacağız sloganı aslında herkes için. Güneş açtı. Şimdi herkes direniyor. Her direniş zaferle bitmiyor ama şundan eminim sonuna kadar kim direniyorsa o kazanıyor. Bizim de direnmekten başka çaremiz yok. Polonez işçilerini açlıkla terbiye ediyorlar. Onlardan umutlu haberler bekliyoruz. Sonuna kadar mücadele etmek tek çıkış yolumuz.