Kontra güçler tarafından 20 Ocak 2021 tarihinde kaçırılarak 6 gün boyunca işkence yapılan sosyalist işçi Gökhan Güneş’in kaçırılmasıyla ilgili Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada “kovuşturmaya yer yoktur” kararı çıktı
Sosyalist bir işçi olan Gökhan Güneş 20 Ocak 2021 tarihinde kendilerini “görünmeyenler” olarak isimlendiren kontra güçler tarafından kaçırılarak özel olarak dizayn edilmiş bir yere götürüldü. Burada 6 günü boyunca işkenceye maruz kaldı, ajanlık, işbirliği dayatıldı. Güneş’in kaçırılmasına ilişkin ailesi ve avukatlarının yaptığı başvurulara uzun süre yanıt vermeyen devletin yargısı, 8 ay sonra “kovuşturmaya yer yoktur” kararı verdi.
Kaçırılarak işkence yapılmasına ilişkin Gökhan Güneş, babası İbrahim Güneş ve kardeşi Nurhayat Güneş ile avukatları Sezin Uçar’ın başvurularını 8 ay sonra karara bağlayan Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Hakan Uyar, “kovuşturmaya yer yoktur” dedi.
Gökhan Güneş’i kaçıran kişiler ve araçları tespit etmek için yeni görüntüleri araştırmayan, etkin soruşturma yürütmeyen Başsavcı Uyar, aile ve avukatlarının belediye otobüsü ve Güneş’in çalıştığı işyerinden elde ettiği kamera kayıtları üzerinde inceleme yapmakla yetindi.
Savcılık, Gökhan Güneş’in çalıştığı yere gitmek için bindiği 79 FY hatlı otobüsten ailenin elde ettiği kamera kayıtlarında yaptığı incelemede, Güneş’in Başakşehir’deki Şehit Abdülselam Özatak İlköğretim Okulu durağında indiği, bu sırada 4 kişinin etrafını sardığı, otobüs durağa yanaşırken koyu renkli bir aracın hareketlendiğini tespit etti.
Kamera görüntülerindeki kayıt çözünürlüğü düşük olduğu için araç plakasının tespit edilemediğini, ikinci araçla ilgili bir tespit yapılamadığını öne süren Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcısı Uyar, ailenin bulduğu kamera görüntüleri dışında kamera görüntülerine ulaşmak için çaba harcamadı.
Araçların gittiği yöndeki kameralara ilişkin inceleme yapmayan başsavcılık, polisler hakkında soruşturma izni verilmemesini dosyanın kapatılmasına gerekçe yaptı.
Polisler hakkında soruşturma izni verilmedi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı polisler hakkında İstanbul Emniyet Müdürlüğü Hukuk İşleri ve Soruşturma Şube Müdürlüğü’ne 30 Mart tarihinde soruşturma izni talebinde bulunurken, 3 Haziran günü ‘soruşturmaya izin verilmemesi” kararı çıktı. Ayrıca polisler hakkında ‘disiplin soruşturması açılmasına gerek olmadığı ve dosyanın işlemden kaldırılması” kararı verildi.
Küçükçekmece Başsavcılığı polisler arasında soruşturma izni verilmemesi kararını gerekçe yaparak polisler hakkında kovuşturmaya yer olmadığını iddia etti.
Uçar: Kamera görüntüsü incelenmedi, tanıklar dinlenmedi
Kararı değerlendiren avukat Sezin Uçar, soruşturmanın en başından beri büyük bir isteksizlikle başladığını söyledi. Gökhan’ın kaçırılmasından bir gün sonra savcılığa başvuruda bulunduklarını, ailenin de karakola Gökhan’ın kayıp olduğu başvurusu yaptığını hatırlatan Uçar, dosyaya savcı atamasının dahi Gökhan bulunduktan bir hafta sonra 3 Şubat günü yapıldığını belirtti.
Savcılığın Gökhan Güneş ve ailesinin ifadesini almak dışında hiçbir işlem yapmadığını söyleyen Uçar, “İşyeri görüntüsünü biz verdik. İETT görüntülerini biz istedik. İETT ve emniyet yazışmalarını elden biz takip ettik. Savcılık Gökhan ve ailesinin ifadesini almak dışında bir işlem yapmadı. Plakanın tespiti, ekranda görünen 4-5 kişinin tespiti, başka kamera görüntülerinin incelenmesi, tanıkların ifadelerine başvurulması gibi işlemleri yapmadılar” dedi.
Savcının, “plakayı tespit edemedik”, “görüntüler kişilerin teşhisine elverişli değil” diyerek kovuşturmaya yer olmadığı kararı verdiğini belirten Uçar, devletin kaçırma, kaybetme girişimi saldırılarının bu tür karardan güç aldığını kaydetti.
“Bu tür kararlar kaçırma saldırılarının önünün açıyor”
Uçar şöyle konuştu: “Bugüne kadarki bütün kaçırma girişimi, kaybetme çalışmalarına ilişkin tüm savcılık dosyalarında takipsizlik kararı verildi. Ayten Öztürk kararı da bu şekildedir. Gökhan’ın dosyasında takipsizlik kararı verilmesi süreci uzadı. Çünkü devlet burada kamera görüntüleriyle suç üstü yakalandı. Bu nedenle hızlı bir şekilde takipsizlik veremediler. Görüntüleri bilirkişiye göndermek, bir şeyler yapıyormuş gibi davranmak zorunda kaldılar. Fakat bütün bunların sonucunda kimse yargı önüne çıkarılmadı.”
Bu tür kararlarla, kaçırma kaybetme saldırılarının önünün açılmak istendiğine işaret eden avukat Uçar, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının “kovuşturmaya yer yoktur” kararına itiraz ettiklerini söyledi. Avukat Uçar, itirazlarının Bakırköy Sulh Ceza Hakimliği tarafından karara bağlanacağı bilgisini verdi.
“Sonuç alamazsak Anayasa Mahkemesi’ne taşıyacağız”
İtirazlarının kabul edilmemesi durumunda Anayasa Mahkemesine başvuracaklarını kaydeden Uçar, “Buradan bir sonuç alamazsak dosyayı AİHM’e taşıyacağız” diye konuştu.
Gökhan Güneş’in avukatı Sezin Uçar, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına 15 Şubat günü sunduğu dilekçede, 20 Ocak günü kaçırılan 26 Ocak günü serbest bırakılan müvekkilinin 6 gün boyunca işkence gördüğünü bildirmiş, şüphelilerin ve işledikleri suçların tespiti için Gökhan Güneş’in ifadesinin alınması, soruşturmanın genişletilmesi, kendilerinin sunduğu kamera kayıtlarının incelenmesi, yeni kamera kayıtlarına ulaşılması, tanıkların ifadesine başvurulması talebinde bulunmuştu.
Olaydan 3 ay sonra ifade alındı
Küçükçekmece Başsavcılığı avukatların başvurusuna rağmen Gökhan Güneş’in ifadesini olaydan üç ay sonra 21 Nisan günü aldı. Gökhan Güneş ifadesinde, kaçırılma anını, götürüldüğü yerde yapılan işkence, ajanlık, işbirliği dayatmaları ve tehditleri anlatırken, başsavcılık işkencenin tespiti ve kaçıran kişilerle ilgili soruşturmayı genişletmedi.
Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Hakan Uyar, avukat Uçar’ın 15 Şubat günkü dilekçesinde yer alan, Gökhan Güneş’in kaçırıldığı gün üzerinde bulunan cep telefonunun 20-26 Ocak tarihleri arasında hangi baz istasyonlarından sinyal verdiği tespitinin yapılması, HTS kayıtlarının dosyaya konulması talebini de görmezden geldi.
Uçar aynı dilekçede, Gökhan Güneş’in çalıştığı işyerindeki kameranın 20 Ocak 2021 tarihli kayıtlarının tamamının dosyaya eklenmesi talebini de dikkate almadı.
Ne olmuştu?
Gökhan Güneş 20 Ocak 2021 tarihinde sağlık kontrolü için gittiği hastaneden öğlen saatlerinde çıkarak işyerine gitmek üzere 79 FY hatlı otobüse binmiş, işyerinin bulunduğu Başakşehir’deki Şehit Abdülselam Özatak İlköğretim Okulu durağında indiği sırada, etrafı çevrilerek kaçırılmıştı.
Gökhan ile en son nişanlısı 20 Ocak günü saat 12.17’de görüşmüştü. Bu arada işyerindeki arkadaşını arayan Gökhan, otobüse bindiğini, öğlen yemeğine yetişeceğini söylemesine rağmen işyerine gitmedi. İşe gitmemesi üzerine arkadaşı ailesini arayarak Gökhan’ı sordu. Gökhan eve de gitmemişti. Bu saatten itibaren Gökhan’ın telefonuna da ulaşılamadı.
Ailesi birkaç saat haber almak için bekledi. Gökhan’dan haber alınamaması üzerine aile ilk olarak İkitelli’deki Şehit Zeki Kaya Polis Karakolu’na başvurdu. Fakat polisler aile ile ilgilenmedi.
Gökhan’dan bir gün boyunca haber alınamaması üzerine ailesi 21 Ocak günü İnsan Hakları Derneği’nde açıklama yaptı, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuruda bulundu. Kamera görüntülerinin incelenmesini ve Gökhan’ın bulunmasını istedi. Fakat polisin görmezden, duymazdan gelen tutumunu savcılık da sürdürdü.
Gökhan’ın ailesi ve yoldaşları, otobüse bindiği durağın çevresindeki işyerlerinin kameralarını inceledi. Ardından İETT kamera kayıtlarında yapılan incelemede, 79 FY hattına bindiği tespit edildi. Otobüsün içindeki kamera görüntüleri Gökhan Güneş’in Başakşehir’deki işyerinin önünde indiğini gösteriyordu.
Gökhan’ın çalıştığı inşaat firmasının kamera görüntüleri incelendiğinde de, kaçırıldığı kesinleşmiş oldu. Kamera görüntülerinde, otobüs durağının karşısında duran sivil bir araçtan sivil üç kişinin indiği, otobüsün durağa yanaşmasından kısa bir süre önce durağa gittiği, işyerine 50 metre uzaklıktaki Şehit Abdülselam Özatak İlköğretim Okulu durağında Gökhan’ın inmesinin ardından etrafını 5-6 kişinin sardığı ve zorla durağın önünde bekleyen araca bindirdikleri görünüyordu.
Gökhan’ı kaçıran kişilerin bir kısmı Gökhan ile aynı araca diğerleri ise otobüs durağının karşısında duran araca binerek ters yönlerde uzaklaşıyordu.
Kaçırıldığı anlaşıldıktan sonra İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nü arayan Gökhan’ın avukatlarına “Burada yok” ve “Hakkında herhangi bir arama kararı” yok yanıtı verildi.
Ailenin kendi imkanlarıyla bulduğu ve Gökhan’ın kaçırıldığını gösteren kamera görüntülerinin ajansımız tarafından yayınlanmasının ardından devlet çeşitli hedef şaşırtma taktiklerine başvurdu.
Bununla da yetinilmedi, İETT otobüsünün içindeki görüntüleri veren kişilerle ilgili soruşturma başlatıldı. Soruşturmanın ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi otobüsün dış kamera görüntülerini aileye vermeyi reddederek Gökhan’ı kaçıran kişilerin bulunmasını engelleyenler arasına katıldı.
“Sağ aldınız sağ istiyoruz”
Gökhan Güneş’in yoldaşları kaçırma, kaybetme politikasına karşı mücadelede geçmiş deneyimlerine dayanarak hızla “Sağ aldınız, sağ istiyoruz” şiarıyla kampanya başlattı. Adalet Bakanlığı’nı telefonla arama, faks çekme, sosyal medya eylemlerinin yanı sıra, İHD’de açıklama, Galatasaray Meydanı, İstanbul Valiliği, Vatan Caddesi’ndeki Emniyet Müdürlüğü, Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi, İkitelli, İstanbul, İzmir, Adana’nın birçok mahallesi ve merkezi noktasında eylemler örgütlendi. Dersim, Mersin’de açıklamalar, Almanya’da eylemler yapıldı. Gökhan’ın ailesi, yoldaşları TBMM’ye giderek siyasi partilerle görüştü, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’na başvuruda bulundu.
Adliye önünde başlatılan nöbet eyleminin birleşik tarzda örgütlenmesi, emekçi sol güçlerin etkin katılımı, Gökhan Güneş’in bulunmasını sağladı. 26 Ocak günü Gökhan Güneş, Bahçeşehir Ispartakule evlerinin olduğu bölgede bırakıldı. Kendi imkanlarıyla evine döndü.
Gökhan Güneş, aynı gün ailesi, avukatları ve yoldaşlarıyla birlikte İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi’nde basın toplantısı düzenleyerek yaşadıklarını anlattı.
