İzmir’de bulunan Pınar Et fabrikası ile OTP Tütün fabrikasında koronavirüs vakası çıktığı iddia edildi. Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu fabrikalarda işçilerin tedirginliği sürerken her iki fabrikada da üretim devam ediyor.
Kemalpaşa’da faaliyet yürüten Pınar Et entegre tesislerinin hindi parçalama bölümünde Kovid-19 vakasının çıktığını ve üretimin durduğunu belirten işçiler, paketleme ve mamul bölümünde ise pozitif vakalar olmasına rağmen üretimin sürdüğünü söyledi. Pınar Et entegre tesislerinde çalışan bir işçi, ilk vakaların açıklanmadığını ancak idari izin verilerek işçilerin evlerine gönderildiğini, olayın duyulmasıyla hindi parçalama bölümünde üretimin tamamının durdurulduğunu söyledi. Pınar Et fabrikasını arayıp görüştüğümüz bir yetkili ise bir işçide izinde olduğu zaman vakanın görüldüğünü ve işçinin tedavide olduğunu söyledi. Ayrıca o işçinin çalıştığı alanın izole edildiğini ve diğer çalışanların da 14 günlük izolesi için evlerine gönderildiğini ifade eden yetkili, koronavirüs salgını çıktığı günden beri önlemlerin alındığını aktardı.
Torbalı’da yer alan ve 600 işçinin çalıştığı Oryantal Tütün Paketleme (OTP) fabrikasında da bir kadın işçinin testinin pozitif çıktığı iddia edildi. Edinilen bilgiye göre kadın işçi, kendi imkanları ile hastaneye giderek fabrikaya durumu bildirdi. İddiaları sormak için aradığımız OTP Tütün’de hiç bir yetkiliye ulaşamadık.
“SENDİKAL BÜROKRASİ HALKIN SAĞLIĞINI DA TEHLİKEYE ATIYOR”
Konuya ilişkin görüştüğümüz DİSK Gıda İş Sendikası Merkez Yönetim Kurulu üyesi Mazhar Uzbek, süreci üzülerek öğrendiklerini ifade ederken patronların kar hırsının virüsün yayılmasına ve insanların hayatına mal olduğunu söyledi.
Patronların kar hırsı kadar sendikal bürokrasinin de süreçteki rolünün farksız olduğunu ifade eden Uzbek, “Türk İş konfederasyonuna bağlı Tek Gıda İş sendikası genel başkanı yaptığı vatan millet sakarya açıklamasıyla gıda işçilerini ücretli köleliğin parçası olarak ilan etmiştir. Sonucu ne olursa olsun çalışmaya devam etmenin zorunlu olduğunu ifade etmiştir. Buradaki süreç de bize gösteriyor ki vakaları bilen işveren gibi, sendika da sürecin üstünü örtmeye çalışıyor. Ancak ne kadar çalışsa da gerçekler ortaya çıkmaktadır. İlk çıkan vakalar sonrası uygulanması gereken yaygın test ve ücretli izin yerine üretimi devam ettirmek işçilerin olduğu kadar satılan işyerlerinden alışveriş yapan ve ürünleri kullanan halkın sağlığını da tehlikeye atmıştır. İşçilerin hayatını tehlikeye atan patronların kar hırsıyla ve iktidarın ağzıyla işçilerin hayatını riske atmaktan ve covid 19 hastalığının bulaş riskini arttıran bu sendikal bürokrasi zihniyeti halkın da sağlıklı ve temiz gıda maddelerine ulaşmasının önünde engel teşkil etmektedir” dedi.
“Marka ve patron koruyuculuğu yapan Tek Gıda İş Sendikası genel başkanı Mustafa Türkel’e buradan bir kez daha işçilerin ve halkın sağlığı, patronların karı, şirketlerin markası ve sizin koltuğunuzdan önemlidir diyoruz” diyerek sözlerine sürdüren Uzbek, “Sadece bakanlığın alınmak zorunda bıraktığı önlemleri yeterli gören Tek Gıda iş sendikası iki hijyen ürünü sağlayıp servis sayısı artınca bu iş tamam olduğunu övünerek savunduğu açıklamasından sonra bu fabrika da olduğu gibi işçilerin ve halkın sağlığını tehlikeye sokan rolü kabul etmiş durumdadır” dedi. DİSK Gıda İş Sendikası olarak taleplerini yineleyen Uzbek son olarak şunları kaydetti: “Üretim zorunluluğu olmayan tüm işyerlerinde ücretli izin talep ediyor ve çalışmak zorunda olan işletmelerde düzenli yaygın test ve sendikamızın sunduğu tüm önlemlerin alınmasını istiyoruz. Sendika fark etmeksizin tüm işçilerin sendikamız pandemi kurulundan hukuki ve tüm konularda destek alabileceğini yineliyoruz”