Osman Kavala, Mimar Mücella Yapıcı, Şehir Plancı Tayfun Kahraman ve Avukat Can Atalay’ın Gezi direnişini organize ve finanse ettikleri iddiasıyla yargılandığı duruşma, Gezi ve Çarşı davalarının birleştirilmesi nedeniyle ertelendi. Birleştirilen dava 8 Ekim 2021’de 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek
Osman Kavala, Taksim Dayanışması’ndan mimar Mücella Yapıcı, şehir plancı Tayfun Kahraman ve avukat Can Atalay’ın Gezi Direnişi’ni organize ve finanse ettikleri iddiasıyla yargılandığı davanın, bugün (6 Ağustos) görülecek duruşması, Gezi ve Çarşı davalarının birleştirilmesi nedeniyle ertelendi.
Davanın hakimi Mahmut Başbuğ, 15 Haziran’da Çarşı davasının görüldüğü İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne dosyaları birleştirme önerisi götürdü. Başbuğ, 28 Temmuz’da da öneri götürdüğü mahkemeye geçici görevlendirmeyle gidip talebini karşıladı ve onay verdi. Bugün de 30 Ağır Ceza Mahkemesi’nde Gezi Direnişi davasının duruşmasını yapan Başbuğ, Çarşı davasıyla Gezi Direnişi davasının birleşmesine ve Kavala’nın tutukluluğunun devamına karar verdi.
Yargılama başlangıcında Kavala’nın ev hapsi şartıyla tahliye edilmesi gerektiğini belirten Başbuğ, bu defa Kavala’nın tutukluluğunun devamına yönelik karara muhalefet etmedi. Kavala’nın tutukluluğunun devamına bu defa üye hakim Kürşad Bektaş muhalefet etti. Bektaş, Kavala’nın ev hapsi şartıyla tahliye edilmesi gerektiğini belirtirken, davaların birleştirilmesine de şerh koydu. Bektaş, Gezi Parkı dosyasının çArşı dosyasına göre daha kapsamlı olduğunu, bu yüzden birleştirilmemesi gerektiğini belirtti.
Hakim kendi birleştirme talebine, kendisi onay verdi
Osman Kavala’nın avukatları konuya dair açıklama yaptı. 3 ayrı davadan yargılandıklarını belirten avukatlar şöyle söyledi:
“İlk iki suçlama, 15 Temmuz darbe girişimine destek olarak, anayasal düzeni değiştirmek (TCK 309) ve Gezi eylemlerinin düzenleyicisi ve finansörü olmakla (TCK 312) ilgiliydi. Gezi dosyasından açılan dava devam ederken Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), bu iki suçlamayla ilgili makul şüphe zemini oluşturacak somut delil olmadığını ifade ederek ‘hak ihlali’ yönünde karar verdi ve Kavala’nın ‘derhal serbest bırakılmasını’ istedi. Bu davada çıkan beraat kararından sonra, Kavala serbest bira kılmadan daha önce re’sen tahliye edildiği TCK 309’dan tutuklandı ve tutukluluğu sürdürmek için üçüncü bir suçlama, casusluk suçlaması (TCK 328) yaratıldı”
Hak ihlaline ve hukuksuzluğa dikkat çeken avukatlar şunları söyledi:
Kavala dosyasında tanıdık gelen ve izleri yakın geçmişe dayanan bu hukuka aykırı uygulamaların yorumunu kamuoyuna bırakıyoruz. Şu önemli noktayı kamuoyuna yinelemek isteriz ki, AİHM kararı ile belirlenen hak ihlalleri devam etmektedir ve tutuklama ile ilgili Türk Ceza Kanun ve kuralları kararlı bir şekilde uygulanmamaya devam etmektedir. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ‘birleştirme’ ile ilgili bir karar vermeyerek duruşmayı 8 Ekim tarihine bıraktı ve sanık müdafilerinin yazılı beyan da bulunmasından sonra ‘birleştirme’ hususunun değerlendirilmesine karar verdi. 13. Ağır Ceza Mahkemesi adli tatilin başlamasına kadar ‘birleştirme’ konusunda muvafakat vermedi. Hukuki durum bu iken, adli tatilin başlamasıyla birlikte İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı kendisine ‘birleştirme’ konusunda muvafakat vermeyen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına geçici görevlendirme ile getirildi. 30. Ağır Ceza Başkanı olarak yazdığı müzekkerenin karşı cevabını da 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı sıfatıyla imzalayarak kendi ‘birleştirme’ talebine yine kendisi muvafakat verdi.
Ertelenen duruşma 8 Ekim’de
Çarşı davasının Yargıtay’ın bozma kararı sonrasındaki duruşmasında bir sonraki duruşmanın 8 Ekim’de yapılmasına karar verilmişti. 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek olan duruşmada yargılamaya Gezi Direnişi davasında yargılanan 16 kişi ve Henri Barkey de eklenecek ve sanık sayısı 52’ye çıkacak.