“Geçinemiyoruz” diyerek eylem yapan ODTÜ’lüler devletin karşılanmasını istedikleri eğitim masrafları bir yana barınma, ulaşım, yemek gibi ihtiyaçlarını karşılamakta bile zorluk yaşadıklarını söylüyor.
Hemen her gün temel tüketim maddelerine gelen zamlar ve geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “ekonomik kurtuluş savaşı” açıklaması üzerine doların 13,50 TL’yi görmesi sonrası “Geçinemiyoruz” eylemleri başladı. Açıklamanın hemen ardından Kocaeli, İstanbul, İzmir gibi şehirlerde gerçekleştirilen ilk eylemlerden biri de Ankara’da ODTÜ öğrencileri tarafından yapıldı. Eğitim masrafları bir yana, temel ihtiyaçlarını bile karşılayamaz hale gelen öğrenciler, üniversitelerin sağlanması gereken barınma, ulaşım gibi ihtiyaçlara ciddi miktarda para ayırmak zorunda kalıyor. Krizin faturası emekçiler ve öğrencilere kesilirken patronlar kârlarını günbegün arttırıyor. Eğitimin niteliğinin gittikçe düşürülmesi ve üniversitelerin demokratik yapılarından uzaklaşması da öğrenciler üzerinde derin etkiler bırakıyor.
Ekonomik krizden öğrenciler de derinden etkilenirken ODTÜ’lü öğrenciler eylemlerini sürdürmeye devam ediyor. 2000’e yakın öğrenci “Hükümet istifa”, “Sermayeye değil, eğitime bütçe” sloganları ile taleplerini dile getiriyor. Evrensel, kampüste gerçekleştirilen eylemleri ve taleplerini ODTÜ’lülerle konuştu.
“Eğitimden ödün vermemeliydik”
ODTÜ İstatistik Bölümü birinci sınıf öğrencisi, yaşadığı ekonomik kaygıyı “Ailemin durumu kötü olmasa da kıyafet, yemek gibi temel ihtiyaçları alırken birkaç kez düşünüyorum. Bir kahve içerken bile bunun lüks olup olmadığını sorguluyorum. Derslerim için bir kitap alırken bile ucuza getirmeye çalışıyorum” diyerek anlattı. Birine yetişeyim derken sürekli bir başka sorunla yüz yüze kaldığını anlatan öğrenci, “Son günlerdeki bu durum beni daha da umutsuzlaştırdı. Her gün biraz daha dibi boyluyoruz ve bu olaylara yavaş yavaş alışıyoruz, bu ülke için ağlamaktan yoruldum” derken konuşmasını şu çarpıcı ifadeyle sonlandırıyor: “Eğitim bu, ondan ödün vermemeliydik.”
“Bu dava hepimizin davası”
Yurt dışından okumak için Türkiye’ye gelen bir Sosyoloji Bölümü öğrencisi ise her gün artan enflasyondan sadece Türkiyelilerin değil yabancı bir öğrenci olarak kendisinin de etkilendiğini söylüyor. Ailesinde sadece bir kişinin çalıştığını anlatan sosyoloji öğrencisi, “ODTÜ yıllık 10 bin TL istiyor. Yemekhane sağlıksız ve niteliksiz yemekler sunuyor. Market ve kantinlerde ürünlere her gün zam geliyor. Ben de en az Türkiye vatandaşları kadar bu durumdan etkileniyorum. Kapitalizmin yarattığı krizlerden sadece burjuvalar sağlıklı çıkabiliyor. O yüzden bu dava hepimizin davası” dedi.
“Kitaba bile para bulamıyoruz”
Sosyoloji Bölümünde okuyan ikinci sınıf öğrencisi ise “Artan döviz kuru nedeniyle artık karnımızı doyurmak dahi lüks haline geldi” diyor. Öğrencilerin pandemide personel sayısı azaltılan, yemekleri niteliksiz hale gelen yemekhanede karnını doyurmasının mümkün olmadığını söyleyen öğrenci, “Başka bir yerden yemek yemeyi aklımızdan dahi geçiremiyoruz. Eğitim için ihtiyaç duyduğumuz donanımlara ulaşmak da hayal oldu. Kitap dahi alıp okumaya para bulamıyoruz. Diğer hobilerimize gereken bütçeyi ayıramıyoruz. Sürekli elimizde olanı değersizleştiren ve edinimlerimize çomak sokan bu süreç hem mental hem fiziksel olarak bizi hasta etmekte. Bu sürecin durmasını ve en kısa sürede değişmesini istiyoruz” ifadelerini kullandı.