İstanbul Gazi Mahallesi’nde 12 Mart 1995’te başlayan ve Ümraniye’de halkın sokaklara dökülmesiyle yaşanan olaylarda hayatını kaybeden 22 kişi anıldı, adalet talebi yinelendi
Gazi Mahallesi’nde sabah erken saatlerden itibaren toplanan yüzlerce yurttaş, ölenlerin fotoğraflarının bulunduğu “Gazi, Ümraniye adalet istiyoruz” pankartını açarak katledilen 22 yurttaşın fotoğrafını taşıdı. Gazi Cemevinde bir araya gelen kitle, katliamın yapıldığı eski postaneye yürüdü.
Aileler adına basın açıklamasını Engin Engin okudu. Engin, katliamın amacının halkı birbirine kırdırmak, Alevi-Sünni çatışması yaratmak olduğunu belirterek, “Amaç Gazi’de devrimci muhalefeti sindirmek ve demokrat halka gözdağı vermekti. Katiller nasıl oluyor da polis devriyelerinin çok yoğun olduğu bir yerde, ellerini kollarını sallayarak ortadan kayboldu?” diye sordu. Engin, “Katillerin yakalanması ve cezalandırılmasını isteyen Gazi halkına, bu kez de, halkın can ve malını korumakla görevli olması gereken devlet güçleri tarafından, dünya basınının gözü önünde, hedef gözetilerek otomatik silahlarla ateş edilmiş, karanfillerimizi bıraktığımız bu yerde onlarca kişinin ölümüne yüzlerce kişinin yaralanmasına neden olunmuştur” dedi
“Sorumlular cezalandırılmalıdır”
Engin, kim olduğu belli olmasına rağmen açılan göstermelik davada katillerin cezalandırılmadığı ve sadece iki polisin sorumlu tutulduğunu belirterek, “Katliamdan; Dönemin Başbakanı Tansu Çiller, İçişleri Bakanı Nahit Menteşe, Emniyet Genel Müdürü. İstihbarat Daire Başkam Hanefi Avcı, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu, İstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir sorumludur ve cezalandırılmalılar. Yeni canların öldürülmemesi için aramızda gezinen katillerin, Gazi olaylarını planlayan, organize eden sorumluların bulunarak cezalandırılmasını istiyoruz.” dedi.
Kitle, daha sonra olayların başladığı kahvehaneye doğru sloganlarla yürüyüşüne devam etti. Kahvehane önüne de karanfil bırakan kitle, mezarlığa doğru yürüdü ve katledilen kişileri mezarları başında andı. Mezarlara karanfil bırakıldıktan sonra katliamda yaşamını kaybedenler için cemevinde lokma verildi.
Gazi Katliamı
12 Mart 1995 akşamı Gazi Mahallesi’nde 3 kahvehane ve 1 pastane tarandı.
140Journos’un derlediği bilgilere göre, kahvehanelere yönelik saldırıda Alevi dedesi Halil Kaya yaşamını yitirdi. 5’i ağır 25 kişi de yaralandı.
Ateşin açıldığı taksi gasp edilmiş ve taksi şoförü öldürülmüştü. Taksi, iz bırakmamak için yakıldı. Failler yakalanamadı.
Saldırının ardından mahallede protesto gösterileri başladı, cemevi önünde toplanıldı.
13 Mart günü gösteriler sırasında 15 kişinin hayatını kaybetmesiyle valilik, üç mahallede sokağa çıkma yasağı ilan etti.
14 Mart günü çatışmaların devam etmesiyle polisin ardından mahalleye askeri ekipler de sevk edildi.
15 Mart günü, Gazi’de yaşananların yanı sıra İstanbul Ümraniye 1 Mayıs/Mustafa kemal Mahallesi’ndeki protestoya müdahaleler esnasında da 5 kişi öldürüldü.
Toplam can kaybı 22’ye yükseldi, en az 155 kişi yaralandı. Gözaltı sayısı ise binlerle ifade ediliyordu.
Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığı, 20 polis hakkında “müdafaa ve zaruret sınırını aşarak faili belli olmayacak şekilde adam öldürmek” iddiasıyla dava açtı.
Eyüp Ağır Ceza Mahkemesi, davanın güvenlik gerekçesiyle başka bir şehre naklini istedi ve dava Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.
Polislerin hedef gözeterek ateş ettiklerine dair fotoğraflar ile ölenlerden 7’sinin polis kurşunuyla hayatını kaybettiğini belirten Adli Tıp Kurumu otopsi raporları mahkeme heyetine sunuldu. Müdahil avukatların, dönemin yetkililerinin tanık olarak dinlenmesi taleplerini reddedildi. Yargılama 5 yıl sürdü.
Davada yargılanan 20 polisten 18’i beraat ederken; polis Adem Albayrak ve Mehmet Metin Gündoğdu’ya toplam 4 yıl 32 ay hapis cezası verildi.