21 C
İstanbul
19 Eylül Perşembe, 2024
spot_img

Gazetecilere yönelik saldırıları protesto eden gazetecilere dava açıldı

Muhabirimiz Esra Soybir, ETHA editörü Pınar Gayıp, Evrensel muhabiri Eylem Nazlıer, Mücadele Birliği muhabiri Serpil Ünal, Gazete Patika muhabiri Yadigar Aygün ile gazeteci Zeynep Kuray’a gazetecilerin gözaltına alınmasını ve tutuklanmasını protesto ettikleri için dava açıldı.

Devletin gazetecilere ve özgür basına yönelik artan baskı ve şiddetini protesto etmek için 29 Nisan günü Kadıköy Süreyya Operası önünde muhabirimizin de dahil olduğu gazeteciler eylem yapmak istemişti. Aynı günlerde Diyarbakır ve Ankara merkezli soruşturmalarda gözaltına alınan meslektaşlarımız için açıklama yapmak isteyen gazeteciler, eylem başlamadan polis tarafından darp edilerek ters kelepçe ile gözaltına alınmıştı.

Eylemle ilgili olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı gazetecilere dava açtı. Savcı Okan Yıldız’ın hazırladığı iddianamede Kadıköy İlçe Emniyet Müdürlüğünde görevli polislerin sosyal medya taramasında Süreyya Operası önünde eylem yapılacağı bilgisini almasının ardından Kadıköy Kaymakamlığının eylemi yasakladığını ifade etti.

Polislerin eylem yapan gazetecilere yasak kararı bilgisini verdiğini yazan savcı, gazetecilerin uyarılara rağmen dağılmadığını, üstüne “Özgür basın susturulamaz, gazetecilik suç değildir, susmayacağız” sloganları attığını belirtti.

Açılan davanın iddianamesinde eylem tarihi yanlış girilmiş!

Eylemin kanuna aykırı olduğunu iddia eden savcı, iddianamede gazetecilerin güç kullanılarak gözaltına alındığını itiraf etti. Gazetecilere, “Kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama” suçlaması yöneltti. Gazetecilerin Toplantı Ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu 32/1 maddesi uyarınca 6 aydan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi. Savcı Yıldız öte yandan iddianamede eylem tarihini de yanlış yazdı. Suç tarihi olarak 7 Temmuz 2023’ü gösterdi. Ancak gazeteciler eylemi 29 Nisan’da yapmıştı. İddianameyi kabul eden İstanbul Anadolu 22. Asliye Ceza Mahkemesi ilk duruşma olarak 10 Ocak 2023’e gün verdi. 10 Ocak aynı zamanda Çalışan Gazeteciler Günü.

Soybir: “Tutsak arkadaşlarımız için mücadele etmeye devam edeceğiz”

Muhabirimiz Esra Soybir, “Tutuklanan gazeteci arkadaşlarımızın serbest bırakılması için 29 Nisan’da Kadıköy’de yapacağımız basın açıklamasında gözaltına alındık. Eylemin ‘son anda’ yasaklandığını söyleyen polisler bizi darp ederek ters kelepçe ile gözaltına aldı.

Özellikle Kürt basını olmak üzere Özgür Basına yönelik saldırıların yoğunlaştığı zamanları yaşıyoruz. Haber takibinde görüntü almamız engelleniyor, ekipmanlarımız yere atılıyor, gözaltına alınıyoruz. Ayrıca bir yandan sitelerimiz, sayfalarımız kapatılarak halkın haber hakkı elinden alınıyor. Gazetecilik faaliyeti yaptığımız için tutuklanıyoruz. Tüm bunlar için sesimizi çıkardığımızda yine baskıyla, gözaltıyla, tutuklamayla karşı karşıya kalıyoruz. Ama biliyoruz ki ne kadar baskı varsa o kadar da direniş olacaktır.” dedi.

Soybir daha sonra sözlerine şöyle devam etti:

“Devlet, ideolojik baskıyı; fiili tutuklamalarla, dava tarihi için Çalışan Gazeteciler Günü gibi spesifik tarihler seçerek, Suruç’ta mevcutlu bırakılan ve tutuklanan devrimci sayısını kendince “mesaj” vererek kurmaya çalışmaktadır ve mücadelenin her türlüsüne saldırmaktadır. Tıpkı Suruç eyleminde 33 yoldaşımızı mevcutlu bıraktıkları gibi bizim duruşmamızı da 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ne koymaları tesadüf değildir. Biz bu karanlığa geçit vermeyeceğiz, gerçekleri yazmaya, tutsak arkadaşlarımız için mücadele etmeye, direnişe devam edeceğiz.

Gayıp: “Özgür basın geleneğini sürdüreceğiz”

ETHA editörü Pınar Gayıp ise geri adım atmayacaklarını kaydederek “İddianame aslında bizim haklılığımızı gözler önüne sermiş. Diyarbakır’da tutuklanan meslektaşlarımızla dayanışmak için Süreyya Operası önünde açıklama yapmak istedik, gün boyu Kaymakamlik ve Valilik sitesine baktım yasak yoktu.

Alanda olağanüstü polis ablukasını görünce bizzat gidip amirle görüştüm ve eyleme daha bir saat olduğunu yasak varsa iptal edeceğimizi söyledim. Yok dedi. Pankartı eyleme 4 kala açarken geldiler ve yasak kararını gösterdiler. İstişare yapacağımızı belirtim, kaldırımda ne yapalım diye konuşurken ‘yolu trafiğe kapatıyorsunuz’ diyerek müdahale ettiler ve darp, küfür ve hakaretlerle gözaltına alındık. Darp ve kötü muamele araçta da sürdü. Keyfi olarak süreyi uzattılar.

O gün hiçbir kuralı ve kanunu çiğnemediğimiz ve işkence gördüğümüz halde hakkında dava açılan biz olduk. Şaşırtmasın bu ülkede gerçekleri haberleştirdiği için gazeteciler öldürüldü, tutsak edildi. Bizler de özgür basın geleneğini sürdürme iddiasında olan gazeteciler olarak bu baskılara, mesleğin onurunu savunarak ve gerçekleri haberleştirmekten geri adım atmayacağız.” şeklinde konuştu.

Nazlıer: “Biz gazeteciler geri adım atmayacağız”

Evrensel muhabiri Eylem Nazlıer duruma dair “O gün çekilen görüntülerde de maruz bırakıldığımız şiddet ortada. 18.30 gibi polisle müzakere yapmaya gittik, Valilik ve Kaymakamlık tarafından alınan bir yasak kararı olmadığı söylendi. Bizim eylem saatimiz 19.00’du. Son dakika ‘Eyleminiz yasak’ dediler. Biz de kendi aramızda konuşacağımızı söyledik, ona göre karar alacaktık. İddianameyi hazırlayan savcı görüntüleri incelese bunu görecekti.

Kendi aramızda istişare yaparken hemen etrafımız polis ablukasını alındı. Eylem başlamamıştı ne yapacağımıza karar vermemiştik, ‘Yaptığınız eylem kanunsuzdur, dağılın anonsu’ yaptılar, çünkü o anonsun görüntülere yansımasını istediler. Ama bu anons yapılırken etrafımız polis kalkanlarıyla çevrildi ve darp edilerek gözaltı alındık.

Düşünün tutuklanan gazeteciler için eylem yapan gazetecileri de gözaltına aldılar. Yetmedi ters kelepçe yaptılar. Yetmedi otobüs içerisinde darp ettiler. Bunu verdiğimiz ifadede de belirttik. Bunların araştırılması gerekirken, bizi işkenceyle gözaltına alan polislerin yargılanması gerekirken bize dava açtılar. Şaşırmıyorum artık çünkü bu ülkede uzun süredir hukuk ve adalet askıya alınmış durumda. Ama biz gazeteciler davalarla ne meslektaşlarımızı savunmaktan ne de mesleğimizi yapmaktan bir adım geri atmayacağız”. şeklinde konuştu.

Aygün: “Açılan davalardan da polis şiddetinden de korkmuyoruz”

Polis tarafından darp edilen ve cinsel tacize uğrayan Gazete Patika muhabiri Yadigar Aygün de “Seçim öncesi Kürt hareketine ve Kürt basınına yönelik siyasi bir operasyon yapıldı. Kürt gazeteci meslektaşlarımız tutuklandı ve gözaltına alındı. Tutuklu ve gözaltına alınan gazeteciler için bir basın açıklaması yapmak istedik. Bir yasak olmadığını belirten polis basın açıklamasına başlayacağımız esnada son anda yasak olduğunu belirtti. Daha kendi aramızda karar almaya çalışırken bir anda etrafımız abluka altına alındı. Darp, şiddet ve işkence ile keyfi bir şekilde gözaltına alındık. Sadece polis işkencesi ile sınırlı kalmadı. Polis tarafından tacize maruz bırakıldım. Polisin dokunmaması gereken özel bölgelerime dokunuldu. Yüzüme tokat atıldı.

Biz gazeteciler her gün keyfi polis şiddetine işkencesine darbına maruz bırakılıyoruz. Sahada çalışmamız engelleniyor. Polis yaptığı işkenceyi belgelemememiz için elinden gelen her şeyi yapıyor. En demokratik hakkımız olan basın açıklamasına bile izin verilmiyor. Toplumun haber alma hakkı engelleniyor. Ne pahasına olursun bizler işimizi yapmaya gerçekleri yazmaya devam edeceğiz.

Tutuklu meslektaşlarımız içinde mücadelemiz her zaman devam edecek. Bir an önce tutuklu gazeteciler serbest bırakılsın. Biz tutuklu meslektaşlarımızı savunmaya devam edeceğiz. Bizlere keyfi bir dava açıldı. Açılan davalardan da polis şiddetinden de korkmuyoruz. Ne pahasına olursa olsun gerçekleri yazmaya devam edeceğiz. Hiçbir şekilde gazetecilikten geri adım atmayacağız.” dedi.

Ünal: “Gazetecilik mesleğine ve onuruna sahip çıkıyoruz”

Mücadele Birliği Gazetesi muhabiri Serpil Ünal ise şunları söyledi:

Meslektaşlarımızın gözaltına alınıp tutuklanmasını protesto etmek istemiştik. Gazetecilik mesleğine ve onuruna sahip çıkarak gazetecilere yönelik saldırıların halkın haber alma hakkına müdahale anlamı taşıdığını anlatmak amacındaydık.

Basın açıklaması için 18.00’de Süreyya Operası’nın önüne geldiğimizde hiçbir yasaklama kararı yoktu. Polis amiri birkaç dakika sonra eylem yasağı olduğunu söyledi. Bizler henüz bunu aramızda değerlendirmeye çalışırken çevik kuvvet tarafından birden ablukaya alındık. Ardından da darp edilerek ve ters kelepçe işkencesiyle gözaltına alındık.

Gazeteciler daha haber takibi yaparken şiddete uğruyor. Polis kalkanlarıyla itilerek, darp ederek gazetecileri alandan uzaklaştırılmaya çalışıyor. Meslektaşlarımız yaptıkları haberler nedeniyle sürekli tehdit ediliyor, gözaltına alınıyor, işkence görüyor, tutuklanıyor. Gözaltı süreleri uzatılıyor, tutuklanan gazetecilerin dosyalarına gizlilik kararı konuyor. Tutuklu gazetecilerin iddianameleri aylarca hazırlanmadığı için hukuksuz bir şekilde tutuklulukları devam ettiriliyor.

Bizler bunu sadece bir basın açıklaması ile dile getirmek istediğimizde daha yanımızdaki ozaliti dahi açamadan, hiçbir açıklama yapmadan işkenceyle gözaltına alınıyoruz. Bu da gerçekleri belgeleyen, doğru bilgileri halka ulaştırmaya çalışan gazetecilere yönelik baskının, saldırının ve uygulanan şiddetin boyutunu gösteriyor.

Son Haberler

ÇOK OKUNANLAR

ÖZGÜR BİR DÜNYA İÇİN!

KALDIRAÇ DERGİSİ'NİN EYLÜL SAYISI ÇIKTIspot_img

ARTIK TELEGRAM'DAYIZ!

spot_img

DÜNYAYI İSTİYORUZ!

İŞÇİ GAZETESİ'NİN 218. SAYISI ÇIKTI!spot_img

Bizi takip edebilirsiniz

369BeğenenlerBeğen
851TakipçilerTakip Et
14,108TakipçilerTakip Et
1,920AboneAbone Ol