Canözer hakkında “terör örgütü üyesi olmak” iddiasıyla yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan iddianame Diyarbakır 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Dosya üzerinden tutukluluk incelemesi yapan heyet, Canözer’in adli kontrol uygulamasıyla serbest bırakılmasına karar verdi. Canözer’in ilk duruşması 25 Ekim’de görülecek.
Tahliye kararında, dosyadaki delil durumu, atılı suçun vasıf ve mahiyetinin değişme ihtimali, kaçma ve delil karartmaya yönelik somut delil bulunmaması gibi gerekçeler yer aldı.
“Kalemimizi elimizde tutmaya devam edeceğiz”
Kararın hapishaneye gönderilmesinin ardından Canözer tahliye edildi. Hapishane çıkışında konuşma yapan Canözer, 25 Nisan’da başlayan hukuksuzluğun sürdüğünü söyledi. Kendisi açısından bu hukuksuzluğun sonlandığını fakat hapishanede halen onlarca kişinin olduğunu ifade eden Canözer, “Hepsi de şuan cezaevinde hukuksuz bir şekilde tutuluyor. En başta da Halise Aksoy. Birçok rahatsızlığı bulunmasına rağmen ve yaşı göz önünde bulundurulmadan şuan tutuklu, bu hukuksuzluk onlar şahsında hala sürüyor” dedi.
“Şunu çok iyi biliyoruz ki gazetecilik suç değildir” diye konuşmasını sürdüren Canözer, sadece haberler gerekçe gösterilerek tutuklandığını belirtti. İçeride birçok gazetecinin olduğunu ve bu dosyanın beraatla sonuçlanması gerektiğine işaret eden Canözer, “Sadece bir kişinin beyanıyla bunca insan gözaltına alındı. Bu kadar insanın bir kişinin beyanıyla tutuklanması hukuka aykırıdır. Bir tanıkla suç teşkil edilemez. Gazetecilik suç değil, kalemimizi elimizde tutmaya devam edeceğiz. Haberlerimizde tutsak olan arkadaşlarımızı savunmaya devam edeceğiz” dedi.
Açıklama alkışlarla sona erdi.
İddianamede haberler suç sayıldı
Öte yandan Beritan Canözer’in 40 sayfalık iddianamesinin detayları da ortaya çıktı.
İddianamede, açık tanık Ümit Akbıyık’ın beyanları üzerinden Canözer’in “terör örgütü üyesi olmak” iddiasıyla 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapsi istendi.
İddianamenin 32 sayfası Canözer’in çalıştığı haber ajansından kopyalanan haberlerden oluştu. Son sayfalarda ise Canözer’in yaptığı haberler, görüntülü haber anonsları, JINNEWS’in YouTube kanalında yapılan haber linklerine yer verildi.
Tanık Akbıyık, Canözer’in çalıştığı JINNEWS’i “örgütün yayın organı” olarak nitelendirerek, Canözer’in “örgüt talimatıyla çalıştığını” iddia etti.
İddianamede, HDP’nin kadın milletvekilleri, DTK Eş Başkanı Leyla Güven ve siyasetçi kadınlarla yapılan röportajlar suç sayıldı. Kürt kadın siyasetçilerin katledilmesi, Kürtçe’ye dair haberler, Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit ve Newroz’a dair JINNEWS’te yer alan 18 haber de suçlama konusu yapıldı.
İddianamede, Canözer’in aynı büroda çalıştığı 2 meslektaşına ait telefonların HTS kayıtlarının çakışması da suç gibi lanse edildi. Canözer’in, Newroz haberi takibi sırasında çektiği fotoğraflar da iddianamede yer aldı.
