7.8 C
İstanbul
22 Ocak Çarşamba, 2025
spot_img

Futbolun Che Guavera’sı Socrates – Hakkı Taşdemir

Güneşli bir yaz gününde 19 Şubat 1954 tarihinde dünyaya gelmişti. Fakir bir ailenin çocuğu değildi. Hani o bilinen klasik öykülerde olduğu gibi sefalet içinde geçen bir çocukluğu olmadı.
Babası okumaya özellikle de felsefeye çok düşkündü. Oğluna hayranı olduğu antik çağ yunan filozofu Socrates’in adını vermişti. Ona bu adı verirken oğlunun da bir gün adını aldığı bilge kadar ünlü olacağını ve insanlık tarihinde antik çağdaki adaşı gibi yer alacağını bilemezdi kuşkusuz.
Olağan dışı futbol yeteneği kısa zamanda keşfedildi ülkesinde. Brezilya’nın ünlü takımlarından Botafago’nun as futbolcusu olduğunda henüz 20 yaşında idi. Üstelik pek sık görülen bir durum değildi onunki, okulu ile futbolu birlikte yürütüyordu. Okul dediysem sıradan bir ön lisans okulu sanmayın. Tıp fakültesinde öğrenim görmekte idi.
Kendisine transfer teklifi yapıldığında “Hafta içi okuluma giderim, okul dışında kalan saatlerde idmanımı yapar hafta sonları da maça çıkarım. Kabul ederseniz geleyim yoksa okuluma gideceğim” dediği söylenir. Gerçeklik payı olmalı bu söylentide. Öyle olmasa futbol oynarken bitirebilir mi idi tıp fakültesini?
Açık sözlü, doğruların yıkılmaz bir savunucu idi Socrates. Bu babasından aldığı felsefe eğitiminin etkisi ile mi olmuştur acaba?
Botafago’dan sonra Corinthians ardından Fiorentina, Flamengo, Santos ve 1989 da futbola başladığı Botafago’da veda. Kulüp takımlarında 640 maça çıkıp 292 gol atmış. Bir orta saha oyuncusu için müthiş başarı. Peki ya asistleri? Onun oynadığı yıllarda asist istatistiği tutulmuyordu maalesef. Unutmadan, 60 kez formasını giydiği Brezilya Ulusal Takımında da 22 golü var.
Bu kadar başarılı bir futbolcu istese Ferrari hatta özel uçak sahibi olup saray yavrusu malikanelerde yaşayabilirdi. Oysa bunların hiçbirini yapmadı. O halkının yanında olmayı, Brezilya halkının demokrasi mücadelesinin bir neferi olmayı tercih etti.
Corinthians forması giydiği yıllarda ülkedeki askeri diktatörlüğü çıldırtan işlere imza attı. Örneğin bir maça “demokrasi” yazılı bir pankart ile çıktı takım. Rejimin yöneticileri köpürdü. Yasaklandı takımların sahaya pankartla çıkması. Bunun üzerine “Demokrasi” yazılı formalarla sahaya çıkıp maç oynadılar.
Futbolun adeta bir din olduğu Brezilya’da son derece başarılı bir sporcuyu cezalandırmaktan çekindi yönetim. Socrates de bu durumdan yararlanarak eylemlerini daha da arttırdı. Bir seferinde işçileri greve çağırdı maç sonrası röportaj esnasında, bir başka sefer halkı grevci işçilerle dayanışmaya.
O yaktı Brezilya’da demokrasi ateşini o ateş devirdi askeri yönetimi.
Sadece tıp doktoru değildi. Felsefe doktorası da vardı. Futbolu bıraktıktan sonra da spor hekimi olarak faaliyet sürdürdü yıllarca.
Onun toplumsal mücadeleye verdiği katkı en az futbol başarıları kadar yer etti zihinlerde.
Bir röportajında “Corinthians’ın şampiyon olduğu bir Pazar günü ölmek isterim” demiş.
4 Aralık 2011 de tam da istediği gibi Corinthinas’ın şampiyon olduğu bir Pazar günü veda etti yaşama. Henüz 57 yaşında idi o tarihte.
“İstediği bir günde istediği gibi ölmek Brezilya halkına ve dünya futbolseverlerine yaptığı katkılar nedeni ile Doğa’nın ona sunduğu bir armağan olabilir mi?” Diye sorarım zaman zaman.
Bugün 4 Aralık 2022 Socrates’in ölümünün üzerinden 11 yıl geçmiş.
Brezilyalı futbolseverler onu unutmuşlar mıdır? Bilemem ancak ben unutmadım.
Toprak İncitmesin
4 Aralık 2022

Son Haberler

ÇOK OKUNANLAR

ÖZGÜR BİR DÜNYA İÇİN!

KALDIRAÇ DERGİSİ'NİN OCAK SAYISI ÇIKTIspot_img

ARTIK TELEGRAM'DAYIZ!

spot_img

DÜNYAYI İSTİYORUZ!

İŞÇİ GAZETESİ'NİN 218. SAYISI ÇIKTI!spot_img

Bizi takip edebilirsiniz

369BeğenenlerBeğen
851TakipçilerTakip Et
14,108TakipçilerTakip Et
1,950AboneAbone Ol