Financial Times, Erdoğan’ın yeni ekonomi politikasını başarılı göstermek için Merkez Bankasın 7 milyar dolar sattırdığını, bunun da bankayı daha da zayıflattığını belirtti.
Türk Lirası’nın inişli-çıkışlı serüvenini değerlendiren İngiltere’nin dünyaca ünlü gazetesi Financial Times, Erdoğan’ın yeni ekonomi politikasını başarılı göstermek için Merkez Bankasın 7 milyar dolar sattırdığını, bunun da bankayı daha da zayıflattığını belirtti. Gazetenin haberi şöyle:
Türkiye’nin döviz rezervlerinin hafta başından bu yana milyarlarca dolar düşmesi, kamunun agresif müdahalelerin liranın rekor düşük seviyelerinden toparlanmasına yardımcı olduğunu gösteriyor.
Son faiz indirimi serisinin ardından lira önemli ölçüde düştü, ancak Salı günü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın halkı lira mevduat tutmaya teşvik etmeyi amaçlayan yeni bir tasarruf planını açıklamasının ardından keskin bir şekilde yükseldi.
Ancak Financial Times’ın Merkez Bankası verilerine dayalı hesaplamalarına göre, ülkenin net dış varlıkları bu haftanın ilk iki gününde 5,9 milyar dolar azalarak eksi 5,1 milyar dolara geriledi.
Türk Merkez Bankası bu hafta herhangi bir resmi müdahalede bulunduğu konusunda bir açıklama yapmadı ve son günlerde lirayı desteklemek için dolar satıp satmadığı konusunda yorum yapmaktan kaçındı. Ancak dış varlıklarının erozyonu, bunun liranın toparlanmasında önemli bir rol oynadığını gösteriyor.
Eski bir Merkez Bankası yetkilisi olan Uğur Gürses, Pazartesi günkü en düşük seviyesinden para birimindeki yüzde 50’lik rallinin en azından kısmen büyük bir “arka kapı müdahalesi” ile açıklandığını söyledi.
İsmini vermek istemeyen Londra merkezli bir analist, aynı günlerde 6.9 milyar dolarlık bir müdahale hesapladığını söyledi. Tahminler 5.5 milyar dolar ile 7 milyar dolar arasında değişiyor. Türk bankacıları, “Erdoğan’ın açıklamasını başarılı göstermek için çok organize ve agresif bir çaba” olduğunu bildirdi.
Türk lirası Pazartesi günü ABD doları karşısında yıl içinde yüzde 60 düşüşle 18,4 ile rekor bir düşüş yaşadı, ancak Ankara’nın Türk Hazinesi ve Merkez Bankası tarafından desteklenen lira tasarruflarını korumak için bir çift plan açıklamasının ardından büyük bir toparlanma kaydetti.
Erdoğan Çarşamba günü Türkiye’nin mali savaşını kazandığını ilan etti. Halkımızın zulmüne karşı enflasyon ve faizle mücadele ediyoruz. Bu sefer istediğimiz sonuçları elde edeceğiz” dedi.
Analistler, hafta başındaki güçlü müdahalenin bu ay Merkez Bankası’nın toplam müdahalelerini 15 milyar dolar ile 17 milyar dolar arasında bir seviyeye getirdiğini tahmin ediyor.
Ölçeğin, analistler arasında Türkiye’nin döviz rezervlerinin sağlığı konusunda alarm vermesi muhtemel.
Bu ayın başlarında Türkiye’ye bakışını “negatif”e çeviren derecelendirme kuruluşu Fitch, Aralık ayı başında Merkez Bankası’nın lirayı desteklemek için müdahalelere devam edeceği yönündeki açıklamasından duyduğu endişeyi dile getirdi. Ajans, sürdürülürse, bu politikanın “zaten zayıf olan Merkez Bankası uluslararası rezervlerinin bileşimini daha da zayıflatma riski taşıdığı” konusunda uyardı.
Türkiye’nin rezervleriyle ilgili endişeler, analistlerin cumhurbaşkanı tarafından açıklanan yeni tasarruf planlarının, Kasım ayında resmi olarak yüzde 21 olan ülkenin zaten çok yüksek olan enflasyonunu daha da körükleme riski taşıdığı konusunda uyarmalarıyla ortaya çıktı.
Bazı analistler, yeni planın gizli bir faiz oranı artışı veya kur sabitlemesi anlamına geldiğini ve Merkez Bankası’nın yeni yükümlülüklerini karşılamak için daha fazla para basmak zorunda kalabileceğini savundu.
2019’da görevden alınmadan önce Merkez Bankası’nda baş ekonomist olan Hakan Kara, hükümetin enflasyona ‘havlu attığını’ ve yarı sabit döviz kurunu benimsediğini belirtti: “10 yıldır düşük olan faiz oranlarına olan talep, farklı enstrümanların şapkadan çıkarılmasını gerektirdi. Hala dengeleyici bir para politikamız yok. Bu sistem de revizyon gerektirecek.”
Londra’daki Aberdeen Standard Investments yükselen piyasa borç yöneticisi Kieran Curtis, Türkiye ile ABD ve avro bölgesi arasındaki büyük enflasyon farkının lirayı zayıflatacağını ve mali maliyetleri artıracağını söyledi.
Curtis, planın sermaye kontrollerini yakın gelecekte daha az olası hale getirdiği için yatırımcıların Türk varlıklarını satın almaya teşvik edilebileceğini, ancak tutarların küçük olacağını da sözlerine ekledi. Aberdeen, Türkiye’deki borcunu Mart ayında sattı ve o zamandan beri herhangi bir satın alma yapmadı.