Yapılan açıklamada, İsrail’in Gazze Şeridi’ni sürekli bombardımana tutttuğu ve Gazze’nin kuzeyinde yaşayan 1.1 milyon Filistinliyi tehcire zorladığı kaydedildi. İsrail’in planının parçası olan bu hamlelerin ABD ve Avrupa ülkelerinin tereddütsüz desteği ve aktif katılımıyla desteklendiği kaydedilen açıklamada, “Amaçları, Gazze’deki 2.3 milyon Filistinliye karşı eşi benzeri görülmemiş, korkunç bir katliam gerçekleştirmek ve Gazze’nin topyekun etnik olarak temizlenmesidir” denildi.
İsrail’in Gazze’ye dönük bombardımanına devam ederken bir yandan da yakıt, elektrik, su, gıda ve tıbbi malzemelerin girişini kestiği ifade edilen açıklamada, İsrail hükümetinin Batı Şeria’daki siyonist yerleşimcilere Filistinlilere dönük katliamları kolaylaştırmak amacıyla 10 binden fazla tüfek dağıttığı ifade edildi.
“İsrail’in eylemleri, katliamları ve retoriği, uzun süredir vaat ettiği ikinci Nakba’yı uygulama niyetine işaret etmektedir: mümkün olduğunca çok Filistinliyi sürmek ve Filistinlilerin tamamen boyun eğdiği bir ‘yeni Ortadoğu’ yaratmak. Batılı devletlerin tepkisi, uluslararası hukuka üstünkörü bir selam bile vermeden, İsrail devletine tam ve eksiksiz destek oldu. Bu İsrail’in dokunulmazlığını güçlendirdi ve soykırım savaşını sınırsız bir şekilde yürütme konusunda tam yetki verdi. Batılı devletler diplomatik desteğin ötesinde İsrail’e silah sağlıyor ve İsrail silah şirketlerinin kendi sınırları içindeki operasyonlarına onay veriyor” denilen açıklamada, Filistinli sendikalar olarak dünyanın dört bir yanındaki sendikalara, işçi ve emekçilere İsrail’le her türlü suç ortaklığına son verme çağrısında bulunuldu.
“Acil, soykırıma varan bu durum, Filistin halkıyla küresel dayanışmanın yükselmesiyle önlenebilir. Ancak bu İsrail savaş makinesini dizginleyebilir. Dünyanın neresinde olursanız olun İsrail devletinin silahlandırılmasını önlemek ve ablukanın arkasında yer alan şirketleri engellemek için harekete geçmenizi istiyoruz. İtalya, Güney Afrika ve Amerika Birleşik Devletleri’nde sendikaların geçmiş pratiklerinden ve İtalya’nın 1930’lardaki Etiyopya işgaline karşı, 1970’lerde Şili’deki faşist diktatörlüğe karşı benzer uluslararası hareketlerden ilham alıyoruz, aynı zamanda küresel dayanışmanın sömürgeciliğin vahşetinin önüne geçtiği diğer bölgelerden de ilham alıyoruz.”
Açıklamada, dünyanın dört bir yanındaki sendikalara şu çağrıda bulunuldu:
- İsrail’e gidecek silahları üretmeyi reddedin.
- İsrail’e silah taşımayı reddedin.
- Sendikalarınızda bu yönde önergeler geçirin.
- İsrail’in acımasız ve yasa dışı kuşatmasının uygulanmasına karışan suç ortağı şirketlere karşı harekete geçin.
- Hükümetlere İsrail ile tüm askeri ticareti durdurmaları ve ABD örneğinde İsrail’e finansman sağlanmasına karşı baskı yapılması çağrısı yapıyoruz.
Açıklama şöyle son buldu: “Filistin halkıyla her türlü dayanışmayı yasaklama ve susturma girişimlerini gördüğümüz için bu çağrıyı yapıyoruz. Sizden tarih boyunca işçi sendikalarının yaptığı gibi haksızlığa karşı sesinizi yükseltmenizi ve harekete geçmenizi istiyoruz. Biz, Filistin’in adalet ve özgürlük mücadelesinin sadece bölgesel ve küresel olarak belirlenen bir mücadele olmadığı inancıyla bu çağrıyı yapıyoruz. Bu, dünyanın tüm mülksüzleştirilmiş ve sömürülen halklarının kurtuluşu için bir kaldıraçtır.”
