FHKC Balfour Deklarasyonu’nun 107. yıldönümünde bir basın açıklaması yayınlandı.
Açıklama şöyle:
“Balfour Deklarasyonu zaman aşımına uğramayacak büyük bir suçtur ve İngiltere’nin halkımızın trajedisi ve Nakba’sındaki sorumluluğunu ve devam eden imha savaşına dahil olduğunu teyit etmektedir.
Bu gün, 2 Kasım’da, halkımız ve tüm insanlık, terörist ve savaş suçlusu İngiliz Dışişleri Bakanı Arthur Balfour tarafından 1917 yılında ilan edilen ve Filistin toprakları üzerinde hak etmeyenlere hak tanıyan meşhur Balfour Deklarasyonu’nun 107. yıldönümünü hüzün, acı ve öfkeyle anmaktadır.
Bu vaat, Filistin topraklarının gasp edilmesini ve Filistin halkımızın haklarının gasp edilmesini ve yerinden edilmesini meşrulaştıran büyük bir tarihi suç teşkil etmiş ve İngiltere’nin halkımızın bugüne kadar devam eden Nakba’sındaki doğrudan sorumluluğunu teyit etmiştir; halkımızın trajedisi, Gazze’de olduğu gibi en iğrenç katliamları, organize terörizmi ve soykırım savaşını gerçekleştirmeye devam eden Siyonist işgal altında devam etmektedir.
İngiltere’nin bu suç oluşumuna desteğini sürdürmesi, işgalin gerçekliğini ve suçlarının devamını güçlendiren en önemli nedenlerden biridir; bölgede hegemonyasını dayatmaya çalışan sömürgeci İngiltere, halkımızın başına gelen ve gelmeye devam eden her şeyin ahlaki ve tarihi sorumluluğunu taşımaktadır ve bu destek sadece suç ortaklığı değil, imha savaşına tam bir ortaklıktır.
Filistin Halk Kurtuluş Cephesi olarak, Balfour Deklarasyonu’nun 107. yıldönümünde, aşağıdaki hususları vurguluyoruz:
1. Bu büyük suçu işlediği ve halkımızın felaketine neden olduğu için İngiltere’yi unutmayacak ya da affetmeyeceğiz ve halkımızın devam eden acılarından doğrudan sorumlu tutuyoruz.
2. İngiliz hükümetini, adaleti sağlamak ve işlediği büyük suçu telafi etmek için gerekli bir adım olarak Filistin halkının haklarını tanımaya ve bu vahim sözün yol açtığı zararları tazmin etmeye çağırıyoruz.
3. Balfour Deklarasyonu’nun yıkıcı etkileri konusunda küresel farkındalığın arttırılmasının önemini vurguluyor ve Gazze Şeridi’ne yönelik Siyonist saldırganlığı kınamak için yüzbinlerce insanla meydanları dolduran Britanya’daki özgür insanları, Britanya hükümetine tarihi sorumluluklarını üstlenmesi ve Gazze ve Lübnan’da devam eden soykırımın durdurulmasına derhal katkıda bulunması için baskı yapmaya devam etmeye çağırıyoruz.
4. İşgali işlediği suçlardan sorumlu tutmak için uluslararası kurumlar ve Uluslararası Ceza Mahkemesi aracılığıyla uluslararası arenayı harekete geçirmede halkımızı destekleyen ve halkımızla dayanışma içinde olan kurum ve grupların rolünü, Filistin halkının haklarını destekleme ihtiyacını ve İngiltere’yi, halkımızın Nakba’sındaki tarihi rolü ve hâlâ yaşanmakta olan trajedinin yanı sıra Gazze ve Lübnan’daki imha savaşına katılımı nedeniyle sorumlu tutma ihtiyacını vurguluyoruz.
5. Fedakarlıklar ve Batılı ve İngiliz suç ortaklığının boyutu ne olursa olsun, saldırganlık yenilgiye uğratılana ve bu uğursuz vaadin etkileri tersine çevrilene kadar, başta silahlı direniş olmak üzere her türlü mücadele ve direnişimizi sürdüreceğimizi vurguluyoruz.
Sonuç olarak, biz FHKC olarak Balfour Deklarasyonu’nun halkımızın hafızasında açık bir yara ve zaman aşımına uğramayacak bir suç olarak kalacağını, kahraman şehitlerimizin kanına sadık kalacağımızı ve kurtuluşa ve geri dönüşe kadar mücadelemizi aralıksız sürdüreceğimizi teyit ediyoruz.
Filistin Halk Kurtuluş Cephesi
Merkez Medya Departmanı”
