Bağımsız Maden-İş üyesi madencilerin direnişi 46. gününe ulaştı. AKP Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu’na ait Fernas Madencilikte kölece çalıma koşullarına, sefalet ücretlerine ve ölümle burun buruna çalışmalarına karşı Bağımsız Maden-İş’e üye olan ve ardından işten atılan madencilerin 46 gündür direniyor.
Aileleriyle birlikte maden önünde, Nasıroğlu’na ait lüks otellerin önünde ve Meclis’te yaptıkları eylemler ve nöbetlerle seslerini duyurmaya çalışan madenciler 25 Eylül’de Manisa’nın Soma ilçesinden Ankara’ya yalın ayak yürüyüşe başladı. Yürüyüşün 8. gününde Ankara’ya ulaşan madenciler 1 Ekim’den itibaren Kurtuluş Parkında yine yalın ayak nöbette. 46 gündür madendeki çalışma koşullarını, patronun kirli ilişkilerini teşhir eden madenciler maaşlarının Soma ortalamasına yükseltilmesini, madende İSİG önlemlerinin alınmasını ve işten atılan madencilerin işe geri almasını istiyor.
“Ferhat Nasıroğlu kendini Allah gibi görüyor”
Bağımsız Maden-İş üyesi madenciler sorunun çözümü için AKP’li Nasıroğlu’na mühlet vermişti. Nasıroğlu’nun herhangi bir girişimde bulunmaması üzerine madenciler bugün yalın ayak Ankara’ya yürüyecek. Yürüyüş öncesi çok sayıda kişi madencilere destek olmak için Kurtuluş Parkına geldi. Söz alan Bağımsız Maden-İş örgütlenme uzmanı Başaran Aksu, 46 gündür sürdürdükleri bu direnişin Türkiye tarihinin bir ibret vesikası olduğunu belirtti. Aksu, “Bir vekil var, iktidar partisi vekili Ferhat Nasıroğlu. Aynı zamanda madenimizin patronu. Aynı zamanda onlarca RES, HES, otelleri, gıda sektörü yatırımları, turizm yatırımları olan bir karun, zengin kendini allah gibi bir abimiz” dedi.
46 gündür her türlü yolla Nasıroğlu’na ulaşmaya çalıştıklarını dile getiren Aksu, “Meclisteki ofisini binin üzerinde aradı arkadaşlarımız tek bir dönüş olmadı. Ortakları Koç’u, Sabancı’yı ‘ortağınız anayasal hakları ayaklar altına alıyor’ diye uyardık ama öğrendik ki Ferhat bey kendisi sorunun çözümü için arandıkça doğru yaptığını düşünüyormuş. Onun kibrini büyüten bir tavır oluyormuş ortakları Koç’un, Sabancı’nın araması, siyasi partilerin sorunu çözmesini istemesi” ifadelerini kullandı.
“Herkes hak verdi, haklıysa karşımızda kolluğun durmaya hakkı yok”
Görüştükleri tüm siyasi partilerin hatta AKP’nin de “tamamen haklısınız” dediğini aktaran Aksu, “Eğer haklıysak biri de çıkıp haksızsın diyemiyorsa, biz yürüyeceği o zaman kimsenin bizim önümüzde durmaya hakkı yoktur. Kolluğa verilmiş talimatların yasal dayanağı yoktur. Türkiye’de alenen iki çeşit uygulama var; holdinglere, yönetenlere ayır işçiye, emekçiye ayrı. Yasaya uymayacaksanız yasaları yazmayın. Söküp atın. Biz holdinglere köle olalım” dedi.
“Bizi istedikleri gibi öldürebilsinler. Bin yıl daha yesinler, içsinler, boğuluncaya kadar. Eğer eşit yurttaş değilsek, anayasada yazılmasına gerek yok” diyen Aksu, yüzbinlerce işçinin işten atıldığını, iş cinayetlerinde işçilerin katledildiğini ancak patronların yargılanmadığını hatırlattı.
“Çocukları patronların kar hırsına kurban veriyoruz”
Nasıroğlu’nun “madende tek bir iş cinayeti yaşanmadı” sözlerini işaret eden Aksu, “Daha dün 27 yaşında, henüz 20 günlük evli arkadaşımız Galip’i iş cinayetinde kaybettik” dedi. Katledilen madencilerin isimlerini sayan Aksu, tüm madencilerin gözünün bu direnişte olduğunu hatırlattı. Aksu, “Gencecik çocukları patronların kar hırsına kurban veriyoruz. Vampirleşmiş ilişkilerine kan veriyoruz. Gencecik bedenleri veriyoruz utanın” diyerek tepki gösterdi.
“Ölümün geldiğini gördük”
Madencilerden Özay Karakuş da 301 madencinin katledildiği ocakta çalıştığını hatırlattı. Karakuş, “Sayın Ferhat beyin onuru, kibri kırılmış. Hiçbir arkadaşımızın ağzından kötü bir söz, küfür çıkmadı. Şahidiz, kefiliz. İspatlasın, buradan döner gideriz” dedi. Hiçbir madencinin kolay kolay yer altından çıkıp da grev yapmayacağının altını çizen Karakuş, “Bizler ölümün geldiğini gördük. Madende İSİG önlemi olmadan arkadaşlarımız indirildi. Gerçekten hayati riskleri vardı. Hepsinin evinde ışığının sönme riski vardı. Ocağı su basıyordu, elektrik aksımız kullanacak şekilde değildi. Ben kimyasalcı olarak çalışıyorum, kimyasalı nasıl imha ettiklerini de nasıl muhafaza ettiklerini de nasıl kullandıklarını da gördük. Bu olayın patlak vermesinin sebebi de 6 arkadaşımız sendikal sebeplerle işten atmalarından dolayı eylem kararı aldık. Defalarca müzakere etmek istedik; şirkete telefon ettik. Bizi güçsüz sandıklar. Bizim arkamızda halk var” ifadelerini kullandı.
“Bizi aşağılamaya uğraşıyorsunuz”
Ferhat Nasıroğlu’nun kendini Kaf dağında sandığını kaydeden Karakuş, “Madencileri masada meze görüyorsunuz ama biz iyi niyetli insanlarız. Bizleri ya depremde ya da selde görebilirsin ya da hakkımızı aradığımızda. Ya da yer altından cenazemiz çıkarken görebilirsiniz. Başka türlü bizi görme şansınız yok. Bu onur olmalı ama bizle gurur duymak yerine bizi aşağılamaya uğraşıyorsunuz. Karşımıza polisi, askeri yığıyorsunuz” dedi.
İşçiler engellendi
İşçiler daha sonra ise yürümek istedi. Ancak polis ısrarla yürüyüşü engelledi ve gözaltına almak ile tehdit etti. Yüzlerce polis, işçileri ısrarla engellemek istedi. İşçiler zaman zaman tek sıra halinde sloganlar ile taleplerini dile getirdi. İşçiler, “Ölmek var dönmek yok” da diyerek, haklarının karşılanmaması halinde eylemlerini bitirmeyeceklerinin altını çizdi.
Polis barikatı aşıldı
Yaklaşık üç saat boyunca engellenen işçiler, daha sonra çıplak ayakları ile yürüyüş düzenledi. Kurtuluş’tan Kolej’de bulunan metro durağına kadar yalınayak yürüdü. Burada Meclis’de gidecek temsilcileri uğurlayan madenciler Kurtuluş Parkında nöbet alanına geri döndü.