1945’te Hitler’in Yahudilere uyguladığı soykırımın bir benzerini Tayyip Erdoğan ve ekolü, Kürtlere ve Türkiyeli halklara karşı uygulamakta hiçbir sakınca görmemektedir. İşte bu da onların sonunu hazırlayan sürecin başlamasını sağladı.
Tayyip Erdoğan içinde bulunduğu çıkmazdan kendini kurtarabilmek için, 1990’lı yılların DEMİR LEYDİSİ olarak anılan ve bu sürecin başından sonuna kadar başbakanlık ve başbakan yardımcılığı görevlerinde bulunan Tansu Çiller’in tekrar siyaset arenasında boy göstermesini istedi. Tansu Çiller’in ekibinde yok yok. Aralarında “faili meçhul cinayetlerin” en büyük sorumlusu Mehmet Ağar’dan tutun, şimdi Cumhurbaşkanı adayı olan ve o süreçte bakanlık görevinde de bulunmuş olan, bakanlığı döneminde gözaltılarda türlü işkencelere talimat veren ve kadın bedenini onların dirençlerini kırmak için kullanan Meral Akşener’e kadar kimler yok…
Tansu Çiller dönemi; Sivas’ta 93’te 35 kişinin, 35 aydının, yazarın ve sanatçının yaşamını yitirdiği katliam ile, Şırnak’ta korucu olmayı kabul etmedikleri için Koçağıllı ve Kuşkonar köylerine savaş uçakları ile bombalanması ve 38 insanın katledilmesinden tutun da, daha bir çok olay, gözaltında kayıplar ve işkenceler…
Gazi Mahallesi’nde Alevilerin gittikleri kahvehanenin taranması ve sonrasında Gazi Direnişi’nin, İstanbul’un 1 Mayıs Mahallesi olarak bilinen ve yine Kürt Alevi kesimin yoğunlukla yaşadığı bölgesine geçmesi ile polis kurşunları ile 22 insanın öldürülmesi ve bu direnişin sonrasında Gazi Mahallesi’nde insanların polise ait TOROS marka araçlarla kaçırılması ve işkence edilmesi ile süren yıllar.
Bu yıllarda yine polis tarafından Gazi Direnişi’nin önderlerinden olan HASAN OCAK kaçırılır ve gözaltında yapılan işkenceler sonucu yaşamını yitirir. Ocak ailesinin yoğun çabaları ve uğraşları sonucu 1995’te yine polisler ve devletin kolluk güçleri tarafından kaçılan ve gözaltına alınıp sonrasında bir daha haber alınamayan aileler ile Taksim Galatasaray meydanında diğer aileler ile birlikte oturma eylemi başlattılar. Hasan’ın öldürüldüğü ve kimsesizler mezarlığına gömüldüğü bu zamanda ortaya çıktı işte.
Ve daha nice olaylar, nice ölümler yaşadı halklar.
Şimdi Tayyip, bu faili meçhul olayların leydisi Tansu Çiller’den ve karanlıklar prensi Mehmet Ağar’dan medet umar vaziyete geldi.
Senin bu düşüşüne onlar da engel olamayacak Reiz…
Seni onlarda kurtaramayacak…
AK Parti gemisi büyük bir hızla batmaya başladı. Ve gemiyi ilk terk edenler her zaman olduğu gibi FARELERDİR.
Senin can simidi olarak gördüklerinin zaten secereleri karanlık ve kirli, tıpkı sen ve yardakçılarınınki gibi.
Şimdi Tansu Çiller’den, Mehmet Ağar’dan medet umman, senin artık basiretsizliğinin göstergesi durumundadır. Fakat onlardan almayı beklediğin çıkış gerçekleşmedi, şimdi sırada kim var?
Senin yardakçılarında, yalakalarında senden bekledikleri çıkarları gerçekleşmeyince seni terk etmeye başladılar.
Gemiyi terk eden FARELERİN ilk icraatı şu ana kadar yaptıklarından dolayı hemen günah çıkarmak ve af dilemek oldu ve olacak.
Fakat şunu hesaba katmadılar, biz ne onların yüzsüzlüklerini, ne onların YEZİTTEN yana tutum takınmalarını, ne yalakalık için birbirleriyle yarıştıklarını, ne ENSAR VAKFI’nda çocuklara uygulanan tecavüzleri savunmalarını unutmayacağız.
Mehmet Metiner’den Elif Çakır’a, Nagehan Alçı’dan iktidarın tetikçiliğini yapan Cem Küçük’e, Ethem Sancak’a kadar, İsmet Berkan’a, Balçiçek İlter’e, Halime Kökçü’ye ve daha birçok isime; hiçbirinizi unutmayacağız.
Tayyip Erdoğan’ın bu düşüşü ile şimdi “beyefendi”yi savunanların hepsi 180 derece çark edip Tayyip ve şürekasını kötülemeye başlayacaklar. Tayyip’i kötü adam ilan edecek, tüm yaptıklarını, haksızlıklarını, hırsızlıklarını ve bunları yaparken dini, İslam’ı, Müslümanlığı kendi çıkarları için nasıl kullandığını yazacak ve söyleyecekler.
İnsanoğlu beşerdir ve yanılabilir. Fakat bu yanılma, bilerek ve isteyerek kendi çıkarları için yapılıyorsa bu yanılgı olmaz.
O, senin ahlâktan, insanlıktan uzaklaştığının göstergesidir. Ve ahlâktan, insanlıktan uzaklaşan kişiler ne kendine, ne de yaşadığı topluma faydalı olabilirler.
Af dilemenizin, özür dilemenizin hiçbir kıymet-i harbiyesi yoktur bu saatten sonra.
Halkı kandırmak için yaptıklarınızı, bu halk unutmayacaktır.
Hepiniz bu yaptıklarınızın hesabını elbet bir gün bu halka vereceksiniz.
Bu topraklarda FARE olarak doğdunuz ve öyle de hayatınızın kalanına devam edeceksiniz.
