İzmir’deki Philip Morris (Marlboro) fabrikasında faaliyet yürüten Euroserve Hizmetleri AŞ işçileri, direnişlerinin 6. gününde dayanışma ve mücadeleyi büyütme çağrısı yaptı.
İzmir Torbalı’da bulunan Philip Morris (Marlboro) fabrikasında faaliyet yürüten Euroserve Hizmetleri AŞ işçilerinin direnişi sürüyor. Direnişin 6’ıncı gününde fabrika önünde bir araya gelen DİSK/Gıda-İş Sendikasına üye işçiler, mücadeleyi büyütme çağrısı yaptı.
Euroserve’de Gıda-İş Sendikasına üye olduğu için 100’ü aşkın işçinin işten çıkarıldı. Atılan işçilerin geri alınması ve sendikanın tanınması için direnen işçiler, bugün fabrikanın kuzey kapısı önünde eylem düzenledi.
“Direne direne kazanacağız”, “İş ekmek yoksa barış da yok”, “Bize iş yoksa size huzur yok” sloganlarının atıldığı açıklamada konuşan Gıda-İş Ege Bölge Temsilcisi Ufuktan Öden, “Haklı mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz” dedi. Öden, mücadelelerini fabrikayla sınırlı tutmayacaklarını ve tüm alanlarda Euroserve işçilerinin haklı taleplerini dile getireceklerini söyledi.
İşten atılan işçilerin 8 ila 18 yıl arasında çalıştığını hatırlatan Öden, “Haklarında bir tutanak bile yokken bugün utanmadan arkadaşlarımızı Kod 46’dan disipline uymamaktan, hırsızlık, ahlaksızlık yapmaktan suçluyorlar. Asıl ahlaksız bunu söyleyenlerdir” dedi.
“İşçiler sendikalı olmaktan vazgeçmiyor”
Öden, “Buraya alın terimizi döküyoruz, emeğimizi veriyoruz. Bunu çoluk çocuğumuzun rızkı için yapıyoruz. Helalinden çalışıp kazanmak istiyoruz ama siz yalandan, hileden, arkadaşlarımızın hakkını, hukukunu yemekten vazgeçmiyorsunuz, yazıklar olsun size. Bugün direnişimizin 6’ıncı günü. Bir ay gibi kısa bir sürede Euroserve’de işçilerin yüzde 80’i sendikamızda örgütlenmiştir. Her türlü baskılara rağmen, şu fabrikayı adalete açık bir cezaevine çevirmelerine rağmen arkadaşlarımız üyeliklerinden ve sendikalı olmaktan vazgeçmiyorlar, vazgeçmeyecekler” diye konuştu.
Euroserve’in bölge koordinatörünün işçilere “Yetkili olmayan sendikayla bu işleri yapıyorsunuz” diyerek baskı altına alıp istifaya zorlamasına ilişkin ise Öden, “Bu aklı kimden aldılar bilmiyoruz ama ‘Bizimle kolay uzlaşacak, elimizde kolay oynatacağımız sendikalara gidin’ diyorlar. Bunlar da yalan. Bunlar ne olursa olsun işçinin sendikalı ve örgütlü çalışmasını istemiyor” dedi. Öden, işçilerin örgütlü ve karar olmasının önemine değindi ve son olarak, tüm sendika, emek ve meslek örgütlerini Euroserve işçilerinin direnişini sahiplenmeye çağırdı.
“Biz emeğimizin geleceğimizin peşindeyiz”
İşten atılan işçilerden Aytaç Sakipoğlu, “Haklarımızı yediler. Yitip giden haklarımız yanında geleceğimizi, hayallerimizi aldılar. Buna artık dur dedik, örgütlendik. Onurlu mücadelemize başladık. Direnişe başladık, ardından Kod 46’dan bizi işten attılar. Bizi hırsız yerine koydular, biz hırsız değiliz, terörist değiliz. Biz sadece emeğimizin, geleceğimizin, çocuklarımızın aşının peşindeydik. Hırsız olan asıl bize bu yaftayı reva gören Philip Morris ve Euroserve yönetimidir. Yıllarca emeklerimizi çaldılar” dedi.
“Bizi işten atmaları bizi yıldıramaz”
İşten atılan işçilerden Özkan Altun ise yıllarca buraya milyon dolarlık para kazandırdık. Bunların yüzde 95’ini kendilerine alırken geri kalan yüzde 5’i bize bölüştürdüler. Biz burada anayasanın hak gördüğü sendikalaşma hakkımız için çalışma yürütürken bunlar bizi işten attılar. Bizi işten atmaları bizi yıldıramaz, aksine kamçıladı. Daha çok birleşerek devam ediyoruz” diye konuştu.
“Bu iş burada bitmedi”
İşe giren işçilere de seslenen Altun, “Bizi işten çıkarmış olabilir ama yılmadık. Daha çok güçlenerek toplanmaya devam ediyoruz. Biz yasal hakkımızı kullanıyoruz. Bu iş burada bitmedi. Her yerde hukuki olarak da mücadelemiz devam edecek” dedi.