“Hakkını arayanlara terörist demeye başlamışlardı; hakkını arayan herkes biz de dahil ‘terörist’ olmuştuk.”
Eski Renault işçisi olarak şu anda yaşananlar metal fırtına döneminde yaşadıklarımıza çok benziyor. Bursa’da olaylar Türk Metal Şube başkanının söylediği söz yüzünden başlamıştı. Çalışanların sendikaya karşı olumsuz geçmiş birikimi de var tabii. Sonrasında istifalar ve işçi atmalarla yaşadığımız direnişimiz kısa zamanda oldukça ses getirmişti ve metal fırtına dönemi başladı. Sonrasında bu gücü kontrol altına almak için hızlıca karalama propaganda araçlarını kullanarak kolluk kuvvetleri, basın, valilik, haksız hukuksuz yanımızı aramaya başladı. Bu yüzden hakkını arayanlara terörist demeye başlamışlardı; hakkını arayan herkes biz de dahil ‘terörist’ olmuştuk.
Bugün Boğaziçi’de yaşayanlar da aynısı. AKP gündem değiştiremediği için gündemi uzun dönem meşgul edecek olaylar tasarlamaya mı başladı?
Türkiye’nin lokomotifi olan üniversitelerimizin başında gelen Boğaziçi Üniversitesine gelen torpilli rektörün daha önce de AKP’de milletvekili adayı olduğu hatta ‘Siyaseti bıraktım’ demesinin ardından milletvekilliği adaylığında yer alması ve bunu inkar etmesi bu kadar vasıfsız bir rektörün Boğaziçi’ye vereceği zararı şimdiden gösteriyor. Torpilli rektörün Boğaziçi’ye atanmasıyla eylemler başlamış olabilir. Emir Cumhurbaşkanından geldiği için mevcut konumunu korumak için her türlü eylem ve etkinliğe karşı direnecek olan rektör, ‘teröristler’ diyen AKP Cumhurbaşkanı ve Süleyman Soylu öğrencilerin haklı eylemlerini damgalamaya başlamışlar.
Onurlu duruşunu devam ettiren ve sonuna kadar mücadele eden öğrencilerin yanında emekçi işçi dostlarının olduğunu bilmelerini isterim. Haklılığımızı büyütmek için ailelerimizin ve dostlarımızın da bize güç vermelerine, bu mücadeleye katkı sağlamasına ihtiyaç vardır.
Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine bunu yapan iktidar sahiplerinin eğitimli insan istemedikleri ortadadır. İktidar sahipleri sorgulamayan hazır bilgiyle yetişmiş emir komuta zinciri içinde yeni bir nesil yaratma çabasında. Ben sizde çocuklarımı görüyorum, sorgulayan yaratıcılık yönünü kullanan haklılığının peşinde koşan insanlar olmasını istiyorum. Ancak iktidarın size yaptıklarını gördükçe sizinle ve dolayısıyla çocuklarımın geleceği ile ilgili kaygılarım oluyor. Ama umudum da büyüyor.
Biz işçiler direnişimizi sürdürürken ailelerimizin desteği ile büyüttük gücümüzü. İktidarın gücüyle direncimiz kırılmış bastırılmış gözükse de emekçilere, işçilere çok şey kazandırdık. Bu sebeple ne olursa olsun, iktidar, güç sahipleri ne yaparsa yapsın mücadelelerinizde hep umut görüyorum. Onurlu bir duruşun bütün haksızlığı hukuksuzluğu yok ettiği daha anlamlı günler ve mücadelelerde buluşmak üzere sevgili arkadaşlar.
Bursa’dan Eski Renault İşçisi