Eşitlik için Kadın Platformu (EŞİK), 8 Mart Dünya kadınlar Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, “Eğitim, sağlık, gıda sektörü gibi alanlarda yoğun olarak çalışan kadınlar, pandemi sürecinde artan ev içi bakım emeği ile birlikte küresel salgının yükünü en çok üstlenen kesim oldu. Bakım işlerinde çalışan pek çok kadın yaşamını yitirdi. Her 10 kadından en az 7’si yoksullaşırken, pek çok kadın işini kaybetti” dedi
Eşitlik için Kadın Platformu (EŞİK), 8 Mart Dünya kadınlar Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, “Eğitim, sağlık, gıda sektörü gibi alanlarda yoğun olarak çalışan kadınlar, pandemi sürecinde artan ev içi bakım emeği ile birlikte küresel salgının yükünü en çok üstlenen kesim oldu. Bakım işlerinde çalışan pek çok kadın yaşamını yitirdi. Her 10 kadından en az 7’si yoksullaşırken, pek çok kadın işini kaybetti” dedi.
Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla EŞİK’ten yapılan açıklamada, kadına yönelik saldırıların üstesinden ortak ve haklı mücadeleyle gelineceğini ifade edildi. 1 Ağustos 2020’de kurulan EŞİK- Eşitlik için Kadın Platformu’nun yaptığı çalışmalarla İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik toplumdaki itirazların yüzde 17’lerden yüzde 7’ye kadar gerilediği ifade edilen açıklamada, şunlar dile getirildi:
“Eğitim, sağlık, gıda sektörü gibi alanlarda yoğun olarak çalışan kadınlar, pandemi sürecinde artan ev içi bakım emeği ile birlikte küresel salgının yükünü en çok üstlenen kesim oldu. Bakım işlerinde çalışan pek çok kadın yaşamını yitirdi. Her 10 kadından en az 7’si yoksullaşırken, pek çok kadın işini kaybetti.
‘Kod 29’ uygulamasıyla getirilen ‘iyi niyet ve ahlak’ istisnası, işverene, iddiasını ispat yükümlülüğü içermeden, keyfiyete açık halde emekçinin işini ve gelecekte iş bulma şansını kaybetmesine yol açıyor. Emek sömürüsüne açık bu düzenleme, sözde namus, iffet gibi cinsiyetçi önyargılardan uzak, cinsiyet eşitlikçi ve somut kriterler içerecek şekilde değiştirilmelidir. İşveren iddiasını ispatla yükümlü tutulmalı, emekçiyi, işverenin keyfiyetine terk etmeyecek bir düzenleme yapılmalıdır. Aksi davranıştaki işverenler için etkili, caydırıcı yaptırımlar getirilmelidir.”
“Her gün en az 3 kadın öldürülüyor”
Pandemi dolayısıyla kadınların işini kaybederek evde kalmasıyla şiddetin arttığının vurgulandığı açıklamada, şunlar ifade edildi:
“Türkiye’de kadına karşı şiddet ve kadın cinayetlerinin çok yüksek oranlarda olduğunu yıllardır dile getiriyoruz. Pandemi döneminde dünyada ve Türkiye’de ev içi şiddet ve kadın cinayetleri daha da arttı ama şiddetle mücadele aynı ölçüde güçlenmedi tersine zaafa uğradı. EŞİK olarak ‘Her gün en az 3 kadın öldürülüyor; bu ülkede #CinskırımVar farkında mısınız?’ diyerek Ağustos 2020’den itibaren dile getirdiğimiz taleplerimizi yineledik ve Meclis’i göreve çağırdık. Büyük çoğunluğu örgütlü kadınlardan gelen, aralarında sanatçı, gazeteci, akademisyen, STK temsilcilerinin de olduğu 300’den fazla video sesimize ses kattı ve kampanyamız milyonlara ulaştı.
“İktidar bizi şaşırtmadı”
Geçtiğimiz günlerde açıklanan İnsan Hakları Eylem Planı, kadın kazanımlarını güvence altına almak bir yana İstanbul Sözleşmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliği ilkesine yer vermemektedir. Belediyelerde kadın danışma ve dayanışma merkezlerinin, üniversitelerde LGBTİ+ kulüplerinin kapatıldığı, anti demokratik dernekler yasası değişiklikleri ile örgütlenme özgürlüğünün kısıtlandığı bir ortamda açıklanan bu eylem planı hak ihlallerine çözüm değil yasaklara meşruiyet kılıfı olmayı hedeflemektedir. Açıklama aşamasında ‘yeni anayasaya giden yolda bir adım’ olarak tanımlanan plan, demokratik ilkelere ve evrensel insan hakları hukuku ölçütlerine aykırıdır. İktidarın süresini uzatma amacıyla giriştiği yeni anayasa sürecine alet olmayacağız, eşit yurttaşlık hakkımızın pazarlık malzemesi yapılmasına izin vermeyeceğiz. Ayrıca yüzde on seçim barajıyla oluşan parlamentoda sadece birkaç parti liderinin onayıyla yazılacak yeni bir anayasa darbe anayasasından daha demokratik ve daha meşru olmayacaktır. İktidar bizi şaşırtmadı, eşit yurttaşlık haklarımızı gözetmeyen bu eylem planını ve demokratik olmayan yöntemlerle gerçekleşen yeni anayasa yazım çağrısını kabul etmiyoruz. Anayasayı uygulamayanlar, Anayasa yapamaz.”
“Meclis göreve”
EŞİK açıklamasında ayrıca “Yasamanın yürütmeyi denetleme görevini yok eden, ‘yerli ve milli’ olduğu iddiasındaki başkanlık sisteminin ülkeyi bir çözümsüzlük ortamına sürüklediğini görüyoruz. Etkisizleştirilmeye, devre dışı bırakılmaya çalışılan meclise sahip çıkmaya çalışıyoruz. Toplumun egemenliği kendi elinde tutmasının en önemli yolu olan Meclis’in göstermelik hale getirilerek parça parça devre dışı bırakılmasına karşı çıkıyoruz. Egemenliğin halktan alınarak bir kişiye, bir aileye, bir dinin siyasal yorumuna terk edilmesine izin vermeyeceğiz. Bu egemenlik mücadelesinin demokrasi, laiklik ve hukuk devletini yaşatmak ya da imha etmek isteyenler arasında olduğunu biliyoruz. Tavrımızı net olarak ortaya koyuyor ve bu ortamı aşmak niyetiyle #MeclisGöreve çağrımızı yineliyoruz” denildi.